| Yazar | Samet Ağaoğlu |
| Doğum | 1909, Bakü – Azerbaycan |
| Ölüm | 1982, İstanbul |
| Meslek | Yazar ve Siyasetçi |
Samet Ağaoğlu kimdir, Samet Ağaoğlu’nun eserleri nelerdir, Samet Ağaoğlu kaç yaşındadır, Samet Ağaoğlu kaç yılında ve nerede doğmuştur, Samet Ağaoğlu kaç yılında ve nerede ölmüştür, Samet Ağaoğlu’nun hayat hikayesi ve Samet Ağaoğlu hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!
Samet Ağaoğlu Kimdir?
Samet Ağaoğlu, Azerbaycan’dan Türkiye’ye göç eden Ağaoğlu ailesinin dördüncü çocuğu olup kendisi gibi yazar ve aydın Ahmet Ağaoğlu’nun oğludur. İlk ve orta öğrenimini Beyazıt Fevziye Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1929’da Ankara Lisesi’nden mezun oldu. 1931’de Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Strasburg’a giderek üniversitenin “yükseköğrenim” bölümünde 16 ay okudu, ancak Doktorasını tamamlayamadı ve babasının işlerinin bozulması nedeniyle ülkeye geri dönmek zorunda kaldı. Ülkesine döndükten sonra ekonomi ve ticaret bakanlıklarında bazı üst düzey görevlerde bulundu ve 1946’da devlet hizmetinden ayrıldı.
Avukat olarak çalışmaya başlayınca Demokrat Parti saflarında siyasete girdi. 1950, 1954 ve 1957 seçimleri ve IX., X., XI. Bir dönem Manisa Milletvekili olarak görev yaptı. Çalışma, Sanayi ve Devlet Bakanı olarak görev yaptı. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinde tutuklanarak hüküm giydi. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı. İmralı ve Kayseri cezaevlerinde gözaltına alındı. Yassıada’da cezasını çekerken 1964 yılında özel afla serbest bırakıldı. Daha sonra dolaylı olarak siyasete karıştı.
Kendini tamamen yazılarına adadığı bir dönemde, 6 Ağustos 1982’de öldü. Feriköy Mezarlığındaki Ağaoğlu Aile Mezarlığı’na defnedildi.
Samet Ağaoğlu’nun Eserleri
Hikayeler
- Strassburg Hatıraları
- Zürriyet
- Öğretmen Gafur
- Büyük Aile
- Hücredeki Adam
- Katırın Ölümü
Anı
- Aşina Yüzler
- Babamdan Hatıralar
- Babamın Arkadaşları
- Arkadaşım Menderes
- Marmara’da Bir Ada
- Demokrat Parti’nin Doğuş ve Yıkılış Sebepleri-Bir Soru
- İlk Köşe
- Siyasi Günlük: Demokrat Partinin Kuruluşu
İncelemeler
- Kuvayı Milliye Ruhu
- İki Parti Arasındaki Siyasi Farklar
Samet Ağaoğlu Sözleri
- Yüzü maskesiz, perdesiz insandan korkulmaz, sade bu nitelik bile ortak yolculuk için yeter.
- Bir milletin, gelecek kuşaklar adına istiklalden vazgeçmeye hakkı yoktur.
- Batı emperyalizmine ve kapitalizmine karşı ilk ciddi ve sonu tam bir zaferle biten kavga, Anadolu mücadelesidir.
- Gözlerimizi ebediyen kapamadan bir saat evvel bütün hayatımızı hatırlamak mümkün olsaydı bu hayatın arkadaşlıklardan, onların iyi ve fena hâtıralarından ibaret olduğunu anlayacaktık.
- Evet, basın demokrasilerde ahlak prensipleri içinde çalıştığı zaman dördüncü kuvvettir. Ama bu prensiplerden yoksun bir basın tahrip yolunda birinci kuvvet.
- Menderes’in dini inancı dostlarının, düşmanlarının tartışma konusu oldu. Allah’a inanıyordu. Hayatını çerçeveleyen her şey bu imanı Menderes’e derinden aşılamıştı.
- Adnan Bey’in Eyüp Sultan’ı ziyaretleri, camilere halılar hediye etmesi, büyüklü küçüklü birçok caminin aynı zamanda onarılmasına emir vermesi, müsteşarına iftarlar tertiplemesi gibi hareketleri göze batıyordu.
- (Menderes) bir akşam da Karpiç’te bana bir köylü kızına olan aşkını, onunla son görüşmesini yine ağlayarak anlatmıştı.
- Son yüzyılda Atatürk’ten sonra halkça Menderes kadar sevilmiş adam yoktur.
- Karşı karşıya iki politikacı düşününüz, zekâları, akılları, hitabet kudretleri, bilgileri eşit. Fakat biri güzeldir, biri çirkin… Halk çirkini bırakıp güzelin arkasından gidecek.
- Toprak, insana beklemesini, dua etmesini, ümidi hayatın büyük kuvveti yapmasını öğretir.
- Politika hayatı, kıskançlık, dalkavukluk, yüze gülme, arkadan hançerleme, iftira, hıyanet, vefasızlık kazanında kaynamaktan ibaret!
- Bir siyaset adamı ne söyleyeceğini değil, ne söylemeyeceğini tespit etmeli. Bunun ötesinde ağzından çıkan sözlerin zararı olmaz…
- Bu memlekette tezvir ve iftira makineleri kırılıp yok edilmedikçe politika çok zor yapılır, demokrasi çok zor kurulur.
Samet Ağaoğlu Alıntıları
- Evet, basın demokrasilerde ahlak prensipleri içinde çalıştığı zaman dördüncü kuvvettir. Ama bu prensiplerden yoksun bir basın tahrip yolunda birinci kuvvet!
- Devlet mekanizması dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de birbirine geçmiş iki halkadan ibarettir: Protokol-bürokrasi!
- Menderes klasik anlamı ile bir idealist. Kafasında hayal ettiği bir Türkiye vardı. Bu hayali gerçekleştirmek için çırpınıyordu. Hataları, günahları bu uğurda olmuştu. Yine bu uğurda başını cellada verdi.
- Atatürk büyük nutkunda “Arkadaşlarım inkılap kendi idrak seviyelerini aştıkça beni yalnız bıraktılar.” diyor.
- Ah, bu kalp, ne kadar garip şeydir! Hem her uzviyetten ziyade sarf ettiriyor, hem de vefasızlık ederek birdenbire terk ediyor!
- İnsan ruhu, herkesin kolaylıkla söylediği gibi karanlık bir kuyuya benzemez. Aksine olarak içi ışık dolu bir kuyudur. Sizi gözlerinizi kamaştırarak çeken bir ışık içinde iner, inersiniz! Işıklar durmadan renk değiştirirler, her renk sizi biraz daha derine götürür.
- Daha 20 yaşında şair olarak basın dünyasına ayak bastığı gün nasılsa; daha 25 yaşında üniversite kürsüsü basamaklarını tırmanırken, 35 yıl sonra tek parti devrine son vermiş yeni bir partinin kurucuları arasına girerken de hemen hemen aynıydı.
- Politika hayatı, kıskançlık, dalkavukluk, yüze gülme, arkadan hançerleme, iftira, hıyanet, vefasızlık kazanında kaynamaktan ibaret!
- Şimdi anlıyorum, en korkunç işkenceler psikolojik vasıtalarla yapılıyor. Hasretler yaratmak, arzular uyandırmak, ümitler vermek ve bunların ateşi içinde yakmak…
- Kendisine soyadı olarak bu ismi seçen, “Ne mutlu Türk’üm” diye haykıran adama, milliyetçilik dışında bir fikir, bir eğilim yakıştırılamaz.
- Gözlerimizi ebediyen kapamadan bir saat evvel bütün hayatımızı hatırlamak mümkün olsaydı bu hayatın arkadaşlıklardan, onların iyi ve fena hâtıralarından ibaret olduğunu anlayacaktık.