Kitap | Aşina Yüzler |
Yazarı | Samet Ağaoğlu |
Türü | Yaşam Öyküsü Kitapları |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 1965 |
Samet Ağaoğlu tarafından 1965 yılında kaleme alınmış olan Aşina Yüzler kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Aşina Yüzler pdf, Aşina Yüzler konusu, Aşina Yüzler karakterleri, Aşina Yüzler yorumları, Aşina Yüzler açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Aşina Yüzler – Samet Ağaoğlu
Aşina Yüzler Kitabının Karakterleri
Nurullah ATAÇ, Ahmet Hamdi TANPINAR ve isimsiz siyasetçiler romanımızın kahramanlarıdır. Karakterlerini analiz ederken genellikle tasvire dayalı yüz şekillerini, görünüşlerini ve fiziksel özelliklerini romantik bir atmosferde açıklamaya çalışmıştır.
Aşina Yüzler Kitabının Konusu
Yazar, kitabında 1920 ile 1950 yılları arasındaki politikacıları eleştirmekle birlikte, görüşlerinin doğrusunu ve yanlışını kitapta net bir şekilde açıklamıştır. Yazar, Türkiye’nin Cumhuriyet yıllarında insanların hayat anlayışını siyasetle birleştirmiş, kitabında bahsettiği kişilerin isimlerini vermeden bir kahraman olarak kaleme almıştır.
Aşina Yüzler Kitabının Özeti
Yazarın romanında, Cumhuriyetin kuruluşundan, 1920’lerden 1950’lere kadar, halktan “bu bir iki üç adam kim? İsimleri önemli değil, sadece güçlüler, hepsi bu” !” Cümlesinde de belirttiği gibi, bir şair, öykücü ve birçok siyasetçi çatısı altında bu dönemin insanını, yıkıldıktan sonra temelleri atılan Türkiye Cumhuriyeti halkının yaşam anlayışını anlatmaya çalışmıştır. Büyük bir imparatorluk… Belki de aklımıza büyük bir topluluk bir şair, bir masalcı ve çok sayıda politikacıdan oluşur mu sorusu gelebilir. Burada yazar, “Türkiye’nin diğer tüm tanınmış insanları” diyerek bu açık kapıyı kapatmaya çalışmıştır. Yaşları, büyüklükleri ve küçüklükleri, bilerek veya bilmeyerek onlara taklitçidir.”
Yazar, romanının başında Nurullah ATAÇ’ı sürekli fikrini ve kalbini değiştiren, güçlü duygularının ve engin zekâsının çarpışmasından doğan çeşitli acıları dokumasını bilen, birinin güzel, diğerinin çirkin dediği bir şair olarak resmetmiştir.
Hikâyeci olan Ahmet Hamdi TANPINAR, İran minyatürlerindeki ağaçları andıran Rıfkı Melül’e benzetilmiştir. Tanpınar’ın eserlerini acemi ama sanatsal yeteneğinin yarattığı güzel bir ses olarak tanımlamış ve incelendiğinde bunları Türk Dili’nin büyük eserlerine ilham kaynağı olarak görmüştür.
Yazar, siyasete ilişkin görüşlerine de eserinde sıklıkla yer vermiştir. Bu dönemin tarihine damgasını vurmuş pek çok siyasetçi ve hatta perde arkasındaki pek çok kişi, kendilerini halktan çok, dizginsiz başkalarını hayran bırakmak ve adlarını tarih sayfasında her zaman kalıcı kılmak için çalışan kişiler olarak ifade etmeye çalıştılar. Siyasete gerçekten hâkim olan kişi. Eserlerinde ilim, sanat ve askerliği daha derin ve çetin vadilere benzetmiş, bunlardan daha kolay ve kısa olan siyaseti, bireylerin hırslarını gerçekleştirebilecekleri en hızlı yollara benzetmiştir. Yazara göre siyasetin tek istediği çevikliktir. Burada çeviklikten kastedilen, değişen durumlarda en uygun kelime ve davranışı söyleyebilmek için gereken çevikliktir. Aslında yazar siyaseti kıskançlık, dalkavukluk, yüze gülme, arkadan bıçaklama, iftira, ihanet ve vefasızlık kazanında kaynayan bir şey olarak gördü. Yazarın bazı noktalarda Sokrates ve Platon’dan örnekler vererek Yunan felsefesini de incelediği, arzu edilen ideali ifade etmeye çalıştığını anlıyoruz.
Yazarın eserinde anlattığı siyasetçiler ve “milli şef” dediğimiz İsmet İNÖNÜ ile Demokrat Parti arasındaki olaylar, kendi şahsiyetini arayan siyasetçilerin hata ve yanlışlarıyla siyasete bir bakış açısı kazandırmıştır.
Aşina Yüzler Kitabının Açıklaması
Aşina Yüzler ‘de biri şair, biri hikâyeci, diğerleri politikacı yirmi iki kişiliğin, tanınmış bir politikacı olduğu kadar usta bir hikâyeci de olan Samet Ağaoğlu’nun kaleminden çıkan portreleri yer alıyor. İsimleri anılmasa da bu portreler içinde Orhan Veli’yi, Sait Faik’i, Fuat Köprülü’yü, Nihat Erim’i, Kasım Gülek’i ve daha başkalarını rahatlıkla tanıyabiliyoruz.
“Bu portreler yalnız benim aşinalarım sayılmaz, bakmasını bilen herkesin, hatta Cumhuriyet’ten bu yana yaşayanların aşinaları. Bu bakımdan onlara ‘Aşina Gölgeler’ de diyebilirdim.”