Yazar Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Halid Ziya Uşaklıgil'in Fotoğrafı

Yazar Halid Ziya Uşaklıgil
Doğum 1866, İstanbul
Ölüm 1945, İstanbul
Meslek Yazar

Halid Ziya Uşaklıgil kimdir, Halid Ziya Uşaklıgil’in eserleri nelerdir, Halid Ziya Uşaklıgil kaç yaşındadır, Halid Ziya Uşaklıgil kaç yılında ve nerede doğmuştur, Halid Ziya Uşaklıgil kaç yılında ve nerede ölmüştür, Halid Ziya Uşaklıgil’in hayat hikayesi ve Halid Ziya Uşaklıgil hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir?

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde doğdu. Uşşâkizâdeler adıyla anılan Uşaklı Helvacızâdeler ailesine mensup olup, İzmir’e yerleşmiş ve halıcılıkla uğraşan aileye mensuptur. Babası halı tüccarı Halil Efendi, Uşak’tan İzmir’e göç eden varlıklı bir ailedendi. Halid Ziya, o dönemde İstanbul’a yerleşen Halil Efendi ve Behiye Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi.

Mahalle okulundaki ilk eğitiminin ardından Fatih Askeri Lisesi’ne devam etti. 93 Harbi’nin başlamasıyla Halil Efendi’nin işi bozulunca aile İzmir’e yerleşti ve Halit Ziya İzmir Lisesi’nde eğitimine devam etti. Daha sonra İzmir’de Ermeni Katolik rahiplerinin çocukları için kurulan bir yatılı okula gitti ve Fransızcasını geliştirerek Fransız edebiyatını yakından tanımıştır.

İstanbul’a gitti ve hariciyeci olmak için başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilmeyince İzmir’e dönmüştür. İstanbul’da kaldığı süre boyunca, Fransız edebiyat tarihi hakkında yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransız Edebiyatı Örneği ve Tarihi kitabı 1885 yılında 84 sayfa olarak yayınlandı. Bu eser, yayımlanan ilk kitabı olup, Fransız edebiyatının Türkçe olarak yayımlanan ilk tarihidir. İzmir’e döndükten sonra İzmir Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı ve öğretmenliğe devam ederken Osmanlı Bankası’nda çalışmaya başladı. İzmir Lisesi’nin açılmasından sonra bu okulda öğretmenlik yapmaya devam etti; Fransızca’nın yanı sıra Türk Edebiyatı da öğretti.

Vefatı

1937’de Tiran büyükelçiliğinde bulunan oğlu Halil Vedat 33 yaşında intihar ettiğinde büyük bir üzüntü içine girip yas tutmuştur. Yazarak acısını hafifletmeyi seçmiştir. Ancak herhangi bir tedaviyi reddettiği uzun bir hastalıktan sonra 27 Mart 1945’te öldü. Bakırköy mezarlığında oğlu Halil Vedat’ın yanına gömülmüştür.


Halid Ziya Uşaklıgil Hakkında Bilgiler

  • Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir.
  • İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnu’nun yazarıdır.
  • Hikâye türünün de Türk edebiyatındaki ilk gerçek temsilcisi olarak kabul edilir.
  • Türk romanının gerçek anlamda batılı bir kimlik kazanmasında önemli katkısı olmuş bir yazardır.
  • Osmanlı İmparatorluğu’nda Sultan Reşat devri mabeyn başkâtibi (1909-1912) ve Ayan Meclisi üyesi olarak görev yapmıştır.
  • Roman ve hikâyeleri dışındaki en önemli eserleri anılarıdır. Ayrıca Türk edebiyatında anı türünde en çok eser vermiş yazarlardandır.

Halid Ziya Uşaklıgil’in Eserleri

Romanlar

Hikayeler

Günlük – Anı


Halid Ziya Uşaklıgil Sözleri

  • İnsanlar tuhaftır; fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.
  • Tehlike küçük bir gözün sizi kendine çeken mini mini bir gülümseyiş parıltısındadır.
  • Size hayatınızın birkaç dakika için en aydınlık anlarını yaşatan yüzler gözlerinizi açtığınız zaman artık ortada bulunmayan düşlerin uçuşuyla ne olduğu saplanılamayarak, anlaşılamayarak uçup yok olan şimşeklerdi ki sizi bir saniye parıltılı, düş benzeri bir evrende kamaştırdıktan sonra, karanlıklara boğup kaybolacaklardı.
  • Ah insanlar! Vicdanlarıyla bir türlü gizli sözleşme yaparak rahatlama imkânını bu danışıklı dövüşte ararlar.
  • Kadınlar da her şeyden önce görmek, tanımak istek ve merakı uyanır. Bu istek ve merak duygusu kadın için uçurumun ilk adımıdır.

Halid Ziya Uşaklıgil Alıntıları

    Aşk-ı Memnu

  • İnsan halk için değil, kendi için yaşamalıdır.
  • İnsan halk için değil, kendi için yaşamalıdır.
  • Kadınlar şiirli aşklar hülya ederler ve aşklarında şiirle bahtiyar olurlar.
  • Duyulmamış bir zafer yarı yarıya meydana gelmemiş sayılırdı.
  • Erkekler bir kadını sevebilmek için ona saygı duyabilmelidirler.
  • Bilseniz ne kadar yoğun, ne kadar dinlenmeye muhtacım.
  • -Ne güzelsiniz! Dedi, sizi böyle güzel gördükçe ağlamak istiyorum.
  • Mai ve Siyah

  • Her şeyden evvel okumak, duygularını eğitmek lazım.
  • İnsanlar tuhaftır! Fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en önce vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.
  • Zaten aşka kin kadar yakın bir his yoktur.
  • Seni seviyorum. Müsaade eder misin, seni sevebilir miyim?
  • İnsan, üzüntülü ve sevinçli zamanlarında, kalbinin dayanamayacağından fazlasını duyarlı bir kalple bölüşmek ister.
  • İnsanı güya bir mengene içinde sıkıp sıkıp da birisinin ayakları altında ezik, bitik, can çekişerek atmak isteyen bu öldürücü şey, sevmek bu muydu?
  • İnsan, keder ve sevinç zamanlarında kalbinin katlanabileceğinden fazlasını diğer hassas bir kalple paylaşmak ister.
  • Bir Ölünün Defteri

  • İnsanların yaradılışındaki korkaklık son nefeslerinde anlaşılır.
  • İnsan, kalbini dinlemek istemediği zamanlar tabiatı dinler.
  • Ümidimi böyle kendi elimle kefene sarmaktan acı bir lezzet alıyordum.
  • Bir Yazın Tarihi

  • Bir eserin, hayatımızın filan veya felan zamanında okunmuş olması ne kadar mühimdir!
  • Kadın Pençesi

  • Kendisini öldüren bu acı belki onu bugüne kadar yaşatan yegane sebepti, öldürerek yaşatan bir sebep…
  • Aşka Dair

  • Hayata yırtmaktan ziyade sevmek; fakat sevmekten evvel sevilmek için gelmişe benzer nazenin bir edanın baygınlıkları vardı.
  • Bu muydu?

  • Ama heyhat! Gençler o kadar hızla ihtiyarlıyor ki gençlik uygarlığa kurban olmuş diyeceğim geliyor.
  • Genç kızların duyguları kelebeklerin kanatlarına benzer. En hafif bir dokunuş onları yaralamaya yeterdi.
  • Korkuyorum. Evlilik! Bu kelime bana korkunç bir şey gibi geliyor.
  • Mutluluk bir hayal gibi gözlerimizi bulandırarak uçuyor, her zaman var olan, aşikâr kalan bir şey var: hayatın boşluğu!

Yorum yapın