Yazar | Haldun Taner |
Doğum | 1915, İstanbul |
Ölüm | 1986, İstanbul |
Meslek | Yazar |
Haldun Taner kimdir, Haldun Taner’in eserleri nelerdir, Haldun Taner kaç yaşındadır, Haldun Taner kaç yılında ve nerede doğmuştur, Haldun Taner kaç yılında ve nerede ölmüştür, Haldun Taner’in hayat hikayesi ve Haldun Taner hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!
İçindekiler
Haldun Taner Kimdir?
Ailesinin kökeni Gürcü doğumlu Tavdgiridzelere dayanmaktadır. 1915 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası Ahmed Selahaddin, İstanbul’un işgalinden sonraki mütareke yıllarında yazdıkları, dersleri ve konuşmalarıyla ülkenin bağımsızlığını savunan Son Osmanlı Parlamentosu üyesi bir aydındır. Beş yaşındayken babasını kaybetmiş ve dedesinin konağında annesiyle yaşamıştır.
Orta öğrenimini 1935 yılında Galatasaray Sultanisi’nde tamamlamış ve burada vatana ve şehitlere hizmet edenlerin çocuklarına tanınan haktan yararlanarak parasız yatılı olarak girmiştir. Mezuniyetinin ardından devlet tarafından Heidelberg Üniversitesi’nde okumak üzere Almanya’ya gönderilmiştir. 1938 yılında şiddetli tüberküloz nedeniyle eğitimini Siyasal Bilimler alanında bırakarak ülkeye geri dönmüştür.
Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Filolojisi Bölümü’nde 1950’de tamamlamıştır. Edebiyat kariyerine gençliğinde yazdığı skeçlerle başlamiş ve İlk öyküsü “Töhmet” 1946 yılında Yedigün dergisinde “Haldun Yağcıoğlu” takma adıyla yayınlanmıştır. New York Herald Tribune gazetesinin 1953 yılında İstanbul’da düzenlediği öykü yarışmasında “Şişhaneye Yağmur yağıyordu”. 1956 yılında Varlık dergisinin araştırmasında yılın en beğenilen hikayecisi seçilmiştir.
1950’li yıllarda oyun yazmaya başlayan ve tiyatrodaki ilk çalışmalarında dramatik türün başarılı örneklerini veren Haldun Taner, ardından epik tiyatro denemelerine başlayarak, Türk tiyatrosunun ilk destansı tiyatro örneği olan “Keşanlı Ali Destanı” oyunuyla dünya çapında tanınmayı başarmıştır. Bu oyun Almanya, İngiltere, Çekoslovakya ve Yugoslavya’nın çeşitli şehirlerinde oynanmış ve Atıf Yılmaz (1964) tarafından sinemaya aktarılmıştır. Daha sonraki dönemlerde politik-sosyal hicivlerin konularına güncel olaylardan hakim olduğu oyunlar yazarak, Epik tiyatro ve kabare alanındaki çalışmaları çağdaş Türk tiyatrosunun klasiği haline gelmiştir. Haldun Taner, eşsiz bir Türk arısını kullanarak Cumhuriyet döneminde Türk edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarlarından biri olmuştur.
Haldun Taner’in Ödülleri
- 1953 – New York Herald Tribune Uluslararası Hikaye Yarışması Türkiye Birinciliği (Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu)
- 1955 – Sait Faik Hikaye Armağanı (Onikiye Bir Var)
- 1956 – Varlık Dergisi En Beğenilen Öykü Yazarı ödülü
- 1972 – Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü (Sersem Kocanın Kurnaz Karısı)
- 1983 – Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü
Haldun Taner’in Eserleri
Hikaye / Öykü
- Yalıda Sabah
- Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu
- Konçinalar
- Sancho’nun Sabah Yürüyüşü
- Kızıl Saçlı Amazon
- Yaşasın Demokrasi
- Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu
- Ayışığında Çalışkur
- Onikiye Bir Var
- Tuş
Tiyatro
- Vatan Kurtaran Şaban
- Keşanlı Ali Destanı
- Eşeğin Gölgesi
- Timsah
- Günün Adamı
- Dışardakiler
- Ve Değirmen Dönerdi
- Fazilet Eczanesi
- Lütfen Dokunmayın
- Huzur Çıkmazı
- Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım
- Zilli Zarife
- Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
- Ayışığında Şamata
Haldun Taner Sözleri
- Sebepsiz mutluluktur, asıl mutluluk.
- Tabiatın seyrini kim değiştirmiş ki.
- Neden kendimize bakıldığını hissedince başka şeylerle meşgul görünmek isteriz?
- Fenalık her zaman cezasını görür.
- Tiyatro, uygarlığı, bütün yurt sathına ulaştıran çok etkin bir sanat dalıdır.
- Türkiye anlamına gelen bizden, insanlık boyutundaki Bize uzanmak istiyoruz.
- Tiyatroda, bizim geleneksel tiyatromuzdan hareket eden ve çağın içeriğine uygun bir epik tiyatro üslubuna varmaya çalıştım.
- Tiyatro elbet insanlığın ortak malı, Tiyatro tarihi her ulusa ortak ve zengin bir birikim sağlıyor. Ama her ulus da ona yüzyıllar boyu kendi özelliğinden katkılarda bulunmuş, bulunuyor. Tiyatro alanındaki yeni görünen yolların çoğu işte hep bu eski ve yeni yöresel katkılardan doğuyor.
Haldun Taner Alıntıları
- Sen gittin, bende kendimi böyle kitaplara verdim.
- Biz insanlar, bazen hayvanları bile kendimiz kadar aşağılık ve kötü niyetli yapabiliyoruz.
- İnsanlar, mantıklarının normal akışına uymayan olayları üç hece ile ne güzel ortadan kaldırıverirler.
- Son zamanlarda içimde, kurgusunun bitmekte olduğunu sezen bir saat çaresizliği var.
- Madem zamanı durdurmanın çaresi yok. Madem zaman akacak. Bari, geçişini iyice hissetsek.
- Zamanın, dolayısıyla yaşamanın şuuruna varabilmenin en iyi yolu, saatler ortasında yaşamaktır.
- Ama zihnimi, benliğimi, şuuraltımı hassas bir anten gibi, alabildiğine zaman kavramına böylesine açık ve uyanık tutmak, acaba bir gün, radyomun akümülatörünü yormayacak mı?
- Boş başı dik tutmak çok kolaydır.
- Türkiye en az yirmi yıl sonra bütün dünyaya hakim olacaktır.
- Bizim sanata ihtiyacımız yok ki, biz kendimiz sanatız. Bizim müzeye de ihtiyacımız yok ki, biz kendimiz müzeyiz. Bizim hayvanat bahçesine ihtiyacımız yok.
- Şunu itiraf etmeli ki, insanoğlu başkasının başına gelen felaketten gizlice zevk alan aşağılık bir yaratıktır.
- Başkalarından bize gelen sevgiyi çoğu zaman bizden onlara akan sevginin geri yansıması oluşturmuyor mu dersiniz?
- Çocukların yaşı bakışlarından okunur.
- Kitaplarımı ilk gördüğü gün; Bunların hepsini okudun mu?” diye sordu. Fıttırır insan bunlarla…
- Zira dünyada hiçbir şey, karşısındakini kandırdığını sanan bir budalanın sevinci kadar komik değildir.
- Bizim köyün senyörüdür. Kont şey… hay aksi şeytan dilimi döndüremiyorum. Adı batsın.
- Aman paşam, ben imtihandan korktuğum için mektepten kaçtım da oyuncu oldum. Şimdi yeniden mi imtihana sokacaksınız.
- Demem şu ki, bu dünyada namuslu, insaniyetli oldun mu alaya alınıyorsun. Zorba, katil oldun mu saygı, itibar görüyorsun.