Yazar Canan Tan Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Canan Tan'ın Fotoğrafı

Yazar Canan Tan
Doğum 1951, Ankara
Meslek Yazar

Canan Tan kimdir, Canan Tan’ın eserleri nelerdir, Canan Tan kaç yaşındadır, Canan Tan kaç yılında ve nerede doğmuştur, Canan Tan’ın hayat hikayesi ve Canan Tan hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Canan Tan Kimdir?

Canan Tan, 1951 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde okudu. 1971 yılında mezun olduktan sonra evlenmeye karar verdi. Evlenip uzun süre Diyarbakır’da yaşayan yazar, daha sonra İzmir’e yerleşti. 1979 yılında yazarın Oğlum adlı kitabı senaryo yarışmasında birincilik ödülüne layık görüldü. Eser daha sonra bir foto-roman olarak çekildi. 1997 yılında Rıfat Ilgaz Kahkaha Yarışması’nda “Mavi mi Mor mu” adlı eseriyle birincilik ödülü aldı. 1996 yılında Aziz Nesin anısına düzenlenen mizah öyküsü yarışmasının ardından yayımlanmaya değer görüldü ve kitap haline getirildi. Ayrıca bu kitapla Canan Tan, Türkiye’de mizahi öykü kitabı yazan ilk kadın yazar oldu. 2002 yılında “Çikolata Kaplı Hüzün” adlı yetişkinlere yönelik ilk öykü kitabını yayımladı.

En büyük başarısını 2003 yılında yazdığı Piraye adlı eseriyle elde etti. Bu eser Türkiye’de büyük ilgi gördü.

Yeni Asır (İzmir) gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Milliyet Pazar’a mizahi bir dille günlük olaylarla ilgili yazılar yazdı. Mimoza dergisi Çuvaldız’da ve kadın gazetesi Kazete’de “Kazete & Mazete” başlıklı köşe yazıları yazdı. Yazarın hikâye, roman, mizah ve çocuk edebiyatı alanında birçok kitabı ve senaryosu bulunmaktadır.

Ondan fazla eseri bulunan yazarın üçüncü baskısında üç kitabı bulunmaktadır. Altı kitabının ikinci baskısı da yayınlandı. Yazdığı kitapların çoğu Türk kitap sektöründe en çok satan kitaplar arasındadır. Bugün tüm hızıyla yazmaya devam eden yazarın yeni kitapları okuyucuları tarafından merakla takip ediliyor.


Canan Tan’ın Ödülleri

  • Türk Kütüphaneciler Derneği’nden, Türkiye’deki kütüphaneler bazında, “2009 yılının en çok okunan yazarı” ödülü/ 2010
  • İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nden 2004 Yılı Köşe Yazarı Ödülü
  • 10.Orhon Murat Arıburnu Ödülleri’nde, uzun metrajlı film öyküsü dalında Birincilik Ödülü/ 1999
  • İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998
  • İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü/ 1997
  • Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması’nda Birincilik Ödülü/ 1997
  • BU Yayınevi’nin Çocuk Öyküler Yarışması’nda 1. Mansiyon/ 1997
  • İnkılâp Kitabevi’nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması’nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye’de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı/ 1996[kaynak belirtilmeli]
  • 1.Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması’nda 1. Mansiyon/ 1988
  • Kelebek

Canan Tan’ın Eserleri

Roman

Öykü

  • Çikolata Kaplı Hüzünler
  • Söylenmemiş Şarkılar
  • Aşkın Sanal Halleri
  • İster Mor İster Mavi
  • Sol Ayağımın Başparmağı
  • Türkiye Benimle Gurur Duyuyor
  • Oğlum Nasıl Fenerbahçeli oldu
  • Fanatik Galatasaraylı
  • Beşiktaş’ım Sen Çok Yaşa

Çocuk

  • Sokaklardan Bir Ali
  • Beyaz Evin Gizemi
  • Ah Şu Uzaylılar
  • Sevgi Dolu Bir Yürek
  • Uzay Kampı Maceraları

Canan Tan Sözleri

  • Varlığın değil yokluğun değerini bilir insanlar. Mutluluğun değerini bilenler, mutsuzluğu tatmış olanlardır. Onları mutlu etmek çok daha kolaydır.
  • Bahardı sevgilim bahardı ve bahtiyar olmak için. Toprakta, havada, suda, her şey vardı sevgilim. Her şey hazırdı. Her şey vardı.
  • Yazgıya bile kafa tutacak kadar yürekli.
  • Benimkiler bir bütünün parçaları. Düşündüğüm gibi duyarım ben.
  • Ama bilin ki. Herkes bilsin ki, karşınızda Piraye olarak gördüğünüz ben. Farklı kimliklerle aranızda dolanıp durmayı sürdüreceğim.
  • Ah babacığım! Tiyatronun nasıl farklı bir dünya olduğunu bilebilseydin.
  • İnanmıyorum yazgıya falan… Onu yaratan da, şekillendiren de bizleriz.
  • Yüreğimin gölgeli, kuytu bir köşesinde: kendi seçtiğim yolda yürüyor olsaydım.
  • Benim yazgım kendi çizeceğim yoldur.
  • En büyük yol göstericin, kendi aklın.
  • Çevreye karşı! Başkalarının görüşü bu kadar önemli mi? Biz içimizde yalnızca arkadaşlık yaşarken, dışarıya berabermişiz görüntüsünü vermek niye?
  • Büyük acılarla yara almış insanlara ‘zaman her şeyin ilacıdır’ lafı küfür gibi gelir.
  • Gittin… Bir yemin kaldı aramızda, Yarısı senin, Yarısı benim…
  • Ak karaya, aydınlık karanlığa doğru doludizgin yol alırken.
  • Gündüzün cıvıltısı, gecenin sükûnetine devrediyordu nöbeti.
  • Son hızla uzaklaşıyor. Bana eksikliğini bırakırken, benden çok daha fazlasını alarak.
  • Ama bitti artık… Ölüm dansı tek kişiliktir! Bundan sonrasında bana eşlik edemeyeceksin. Ölümüm senin elinden olmayacak Eroin! Bu zevki tattırmayacağım sana…
  • Bana güç veren neydi biliyor musun? Korkularım…
  • Özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek.
  • İyide kendisi parçalanırken neden yüreklerimizi de parçalıyor ki?

Canan Tan Alıntıları

    İz

  • Varlığın değil, yokluğun değerini bilir insanlar.
  • Susmak, çürütülmesi en güç savunmadır.
  • Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim…
  • Susmak çürütülmesi en güç silahtır. İnsanların söyleyemedikleri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır.
  • Eski gülüşlerimi arıyorum. En saf, en temiz, en tasasız çocuk gülüşlerimi. Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar. Erişemiyorum.
  • İnsan sırf canını yakan birilerini cezalandırmak, onları da canlarını yakarak ağlatmak, gözlerinde birkaç damla yaş görebilmek için kendini feda etmeyi düşünebiliyor demek!
  • Yüreğim Seni Çok Sevdi

  • Fakat elimde değil, Seni kıskanıyorum beni affet
  • Her seferinde yanağındaki gamzeyi ortaya çıkaran gülüşünü özler oldum.
  • Piraye
  • Seni tanıyamıyorum artık derken ne kadar da haklıydın. Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım.
  • Benim yazgım, kendi çizeceğim yoldur! O yolda beraber yürümeyi kabullendiğim insanı da kimseyle paylaşamam ben. Ne öncesini, ne sonrasını…
  • Kızıl saçlıymış Piraye. Kendimi, keşke ben de kızıl saçlı olsaydım, diye hayıflanırken yakaladım kaç kez.
  • Sızı

  • Acılarıyla derinleşiyor insan, derinleştikçe de anlam kazanıyor.
  • Hayatı güzel olduğu için değil, içinde sen olduğun için seviyorum!
  • Belli bir yaştan sonra insanlar, daha güven verici duygulara gereksinim duyuyor. Belki de aşkın olgunlaşıp evrim geçirmesiydi bu durum…
  • Her aşkın zorlu bir sınav dönemi vardır. O sınavı aşabilirseniz zafer sizindir.
  • Hasret

  • HASRET mi, ÖLÜM mü deseler. Ölümü seçerdi tereddütsüz hiç gözünü kırpmadan. Ama ona soran olmadı ki…
  • Hasret en büyük esarettir.
  • Ama insan hayatı, aldığının yerine yenilerini koyabilecek zenginliğe sahiptir.
  • Araya giren mesafeler, saman alevi misali gelgeç sevdaları silip götürürken, kor ateşe özdeş aşkları daha da harılandırır.
  • Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek “o” indirebilir aşağıya. Bir tek “o” yüzümü güldürebilir yeniden. Ama yok, ölmüş. Öyle diyorlar, inanamıyorum…

Yorum yapın