Kitap | Kelepçe |
Yazarı | Canan Tan |
Türü | Yaşam Öyküsü Kitapları |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Kitap Önerileri Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 2016 |
Canan Tan tarafından 2016 yılında kaleme alınmış olan Kelepçe kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Kelepçe pdf, Kelepçe konusu, Kelepçe karakterleri, Kelepçe yorumları, Kelepçe açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Kelepçe – Canan Tan
Kelepçe Kitabının Karakterleri
Yeter: Kocasını öldürüp, on altı yıl hüküm giymiş mahkûmdur. Hikâyeleri toplayan ve anlatan kişidir.
Mimoza: İki kişinin ölümüne sebep olan ve bu yüzden hüküm giymiş mahkûmdur.
Aysel: Sevdiği adam tarafından hamile kalıp terk edilen ve daha sonrada çocuğunun ağlamasını durdurmak için ağzını kapatıp ölümüne sebep olan mahkûmdu.
Sultan: Kocasını öldürdüğü için mahkûm edilmişti.
Diğer Karakterler: Beyza, Merve, Sevil, İlknur, Zeyno, Nimet
Kelepçe Kitabının Konusu
Kelepçe, kader mahkûmları hakkındadır. Kadın tutukluların yaşadıklarını, cezalandırılma nedenlerini ve çok acıklı hayat hikâyelerini anlatan bu kitap, Yeter isimli bir mahkum tarafından anlatılıyor.
Kelepçe Kitabının Özeti
Yağmurlu ve fırtınalı bir gecede birini ezmişti. Bir anne ve bir kızı olmak üzere iki kişinin ölümüne neden olmuş. Onlar inmeden önce alçaltılmış yayaların olmadığı bir yolda yollarını bulmaya çalışırken onları görmeyen Mimoza kaderine mahkûm olur. Ancak birkaç saat önce arkadaşlarıyla buluşmuş ve önlerinde tatil için planlarını yapmışlardır.
Bir çocuğu öldürmek hapishanedeki en affedilemez suçtu. Kocayı veya sevgiliyi öldürmek daha kabul edilebilirdi. Hırsızlar cinayetten daha büyük bir suç olmadığını iddia ederken, katiller çalanları hor görürler.
Aysel de bir tutsaktı; Anne ve babası ayrıldığında iki evi olacaktı, ama asla bir evi olmamıştı. İlkokulu bitirir bitirmez babası onu okuldan almıştı. Tek dert ortağı halasının kızı Nuray’dı. Kısa bir evlilikten sonra Aysel ile ilgilenir ve ona refakatçi olmasını ister. Ama gerçeklerle hemen yüzleşir. Bir zamanlar üvey kardeşlerine hizmet ederken, şimdi evine gelen adamların hizmetçisiydi. Bir gece Nuray onu masaya oturmaya zorlamıştı. Genç bir adamla tanıştırır. Aysel isteksizce katlansa da bu adama âşık olmuş, teslim olmuştu. Ancak ikinci ayda ortadan kaybolur, adam zaten evliydi. Aysel her ağladığında, Nuray umurunda olmadığı için ablasıyla dalga geçiyordu. Dördüncü ayda hamile olduğunu öğrendiğinde çok geçti. Hiç parası yoktu ve ölüm riski altındaydı. Çocuğu doğurmak zorunda kalır. Bu arada Nuray haberi yapmış ve evlat edinilecek bir aile arıyordu. Yeni doğan bebek o sabah her zamankinden daha fazla ağlıyordu. Nuray ona sürekli susmasını, komşuların duyarsa başlarının yanacağını söylüyordu. Aysel avucuyla bebeğinin ağzını kapatmış ve ne olduğunu anlayamadan ölmüştü. Artık katil bir anneydi.
Yeter, cinayetten hüküm giyen Sultan’ın gizli hikâyesini öğrenmişti. Üç erkek çocuğu olarak dünyaya gelen Sultan, ailenin gözbebeği idi. Doğuluydu ve saltanat bir yere kadardı. Babanın baskısının yanında ağabeyler de vardı. Kız kısmı pek okunmaya gelmez deyip okuldan almışlar. Kısa bir süre sonra öğretmen olan kocasıyla anlaşmalı bir şekilde evlendir. Sultan Metin’i çok severdi. Nazlı adında bir kızları olur. Mutlulukları kısa sürer, Metin kalp yetmezliğinden ölür. Ailesi, büyük bir esnaf olan ve eşinden yeni ayrılan İlyas’a baskı altında evet demek zorunda kaldı. Çocuğu olmadığı için ilk karısından boşanır ama çocuğu olmayan kendisiydi. İlyas eskisi gibi sıkıcı değildi, kabul eder ve düzenleri kurur. Ancak son zamanlarda işini bırakmış gibi görünüyordu ve Nazlı kendi içine çekiliyordu. O gün işten erken dönen sultan, salonda kocasını kızının üzerinde görünce Nazlı’nın yalvarışlarını duymuştu. Kendini kaybeder, sobanın yanında barbekü küreğini kapar ve defalarca başının üzerine indirir. Kocasının katiliydi ama erkeklerin dediği gibi; namusunu temize çıkarmıştı.
Üniversiteden yüksek dereceyle mezun olan Beyza’nın, en yakın arkadaşının kocası tarafından saldırısı sonucu öldürülmesi…
Çocuklarının gözü önünde deri kemerle dövülen Nimet ile kızının kader hikâyesi…
Annesinin amansız kanserine ve onu öldürmek için yalvarmasına dayanamayan bir oğul olarak, ötenazi ile anne katili olarak damgalanan İlknur…
Ayakta durmayı öğrenen kadınlar hayat şartlar ne olursa olsun… Doğum yatağında bebeğini öldüren Zeyno…
İyiyle kötüyü dengelemeye çalışırken dolandırıcılıktan yargılanan Sevil…
Uyuşturucu ticareti yapmaktan hüküm giyen Kevser kocasına yüklediği suç…
Şizofreni tedavisi Üniversite öğrencisi Merve’yi anne katili olmaya sürükleyen kader…
Yeter; Babasının evinde gördüğü hakaretlere, dayaklara, evinde sarhoş kocaya çocukları uğruna tahammül etmeye çalışıyordu. Kumar ve içki içen arkadaşını bir gece eve getiren kocası onu içkiye, oyun oynamaya, hatta arkadaşıyla flört etmeye zorladığında ve buna kızını dahil etmeye çalıştığında artık yeteri kadar kaybetmişti. Bıçak darbeleriyle kocanın katili oldu.
Karşılaşılacak onlarca hikâye, parçalanmış onlarca hayat, hayatın içinden, hepimizin hayatının içinden…
Kelepçe Kitabının Açıklaması
Şeytan bir kere girmeyegörsün insanın içine Yaptırmayacağı iş yoktur sahibine…
Yeter, Mimoza, Gonca, Beyza, Sultan, Zeyno, Merve… Ve diğerleri… Bir avuç kader mahkûmu kadın!
“Büyük konuşmasın hiç kimse! ‘Böyle bir olay benim başıma gelmez!’ demesin. ‘Asla’ diye başlayan cümleler kurmasın. Hiç ummadığınız bir anda, kapkara bir çukurun dibinde bulabilirsiniz kendinizi. Tıpkı benim gibi…” diyor Beyza.
Bir de Mine var aralarında. Dört duvarın dışında bambaşka bir dünyanın olduğundan habersiz, anasının yatağını, yemeğini ve günahını paylaşan, “Hiç uçurtma uçurmadım ben Kumdan kaleler yapmadım hiç Sokaklarda oynayamadım Çocuğum ben ama Çocukluğumu yaşayamadım!” diyen ve eksik büyüyen bir çocuk.
Her birinin ayrı bir hikâyesi var. İç burkan, hüzünlü; ama bir o kadar da heyecan verici ve çarpıcı…
(Tanıtım Bülteninden)