Yazar Adalet Ağaoğlu Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Adalet Ağaoğlu'nun Fotoğrafı

Yazar Adalet Ağaoğlu
Doğum 1929, Nallıhan – Ankara
Ölüm 2020, İstanbul
Meslek Roman ve Oyun Yazarı

Adalet Ağaoğlu kimdir, Adalet Ağaoğlu’nun eserleri nelerdir, Adalet Ağaoğlu kaç yaşındadır, Adalet Ağaoğlu kaç yılında ve nerede doğmuştur, Adalet Ağaoğlu kaç yılında ve nerede ölmüştür, Adalet Ağaoğlu’nun hayat hikayesi ve Adalet Ağaoğlu hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Adalet Ağaoğlu Kimdir?

Babası kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer’dir. Dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu ve tek kızıdır. Kardeşleri Dr. Cazip Sümer, oyun yazarı, oyuncu Güner Sümer ve iş adamı Ayhan Sümer’dir. İlköğrenimini Nallıhan’da tamamladıktan sonra 1938’de ailesiyle birlikte Ankara’ya taşındı. Orta öğrenimini Ankara Kız Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Lise hayatında şiirle başlayan edebiyata ilgisi, yakında oyun yazarlığına döndü. İlk kez 1946 yılında Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yayınlayarak yazmaya başladı. Şiirleri 1948-50 yılları arasında Kaynak Dergisi’nde yayımlandı.

1951-1970 yılları arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. Ankara Radyosu’nda çalışmaya başladığı yıl ilk radyo oyunu olan Aşk Şarkısı’nı yazdı. Radyoda çalışırken dört arkadaşı (Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu) ile Ankara’nın ilk özel tiyatrosu “Meydan Sahnesi”ni kurdu. Meydan Sahne Dergisi’ni çıkardı. 1953 yılında tiyatro bilgisini ve terbiyesini artırmak için Paris’e gitti. 1953 yılında Sevim Uzungören ile birlikte yazdığı Bir Oyun Yazalım adlı tiyatro oyunu aynı yıl Ankara’da sahnelendi. 1954 yılında mühendis Halim Ağaoğlu ile evlenen sanatçı, ilk romanını yazana kadar oyun yazarlığına devam etti. Ard arda yazdığı oyunlarla altmışlı, yetmişli yılların önde gelen oyun yazarlarından biri oldu. Çatıdaki Çatlak oyunu 1965 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenirken yasaklanmış; bu olay onu bir roman yazmaya sevk etmiştir. 1970 yılında TRT’nin özerkliğine el konulması gerekçesiyle TRT Radyo Dairesi’nden ayrılan sanatçı, bu tarihten sonra yazarlık dışında başka bir işle ilgilenmedi. Edebiyat hayatının bazı dönemlerinde “Remus Tealada” ve “Parker Quinck” gibi mahlaslar kullanmıştır.

İlk romanı Ölmek İçin Yalan 1973’te yayımlandı. Türk toplumunun yakın tarihindeki çalkantıları ve değişimleri inceleyen ilk romanından bu yana tüm eserleri yoğun bir tartışma konusu oldu. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi nromanlarıyla bir üçleme oluşturmuş ve birçok ödül almıştır (Bu üçleme, yazarın isteği doğrultusunda Yapı tarafından yeni baskılarda “Dar Zamanlar” adıyla sunulmaktadır.) Bir Düğün Gecesi ve Hayır kitabı yayımlanır yayımlanmaz ikinci romanı Fikrimin İnce Gülü dördüncü baskısında toplatıldı. 1981’de Fikrimin İnce Gülü romanıyla ilgili olarak “askeri kuvvetlere hakaret ve karalama” suçundan yargılanan Ağaoğlu, iki yıl süren yargılamanın ardından beraat etti. Düğün Gecesi ise soruşturma aşamasında kaldı. Aldous Huxley’in intihal suçlaması, dönemin üç önemli roman ödülüne layık görülen Bir Düğün Gecesi romanı için de gündeme getirilmiş ve uzun tartışmalara neden olmuştur.

1983 yılından sonra İstanbul’da yaşamaya başladı. 1985’te anı-roman niteliğindeki Göç Temizliği’ni yayımladı. 1991 yılında Çok Uzak Fazla Yakın’la oyun yazarlığına döndü. Bu eser, ertesi yıl edebiyat dalında Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü’ne layık görüldü.

Can Yücel’in 1996 yılında ciddi bir trafik kazası geçiren ve iki yıl hastanede yatan Adalet Ağaoğlu için yazdığı “Türkiye’nin en güzel kazasısın” sözü, Feridun Andaç ile Adalet arasında geçen bir nehir sohbeti üslubunda kitap başlığı oldu. Ağaoğlu. Kitap 2006 yılında yayınlandı. Adalet Ağaoğlu ile ilgili makaleleri bir araya getiren arşiv, eşi Halim Ağaoğlu tarafından hazırlandı ve 2003 yılında 55. Adalet Ağaoğlu’nun yazarlığının yıl dönümü. 1986’da kurulan, ancak Temmuz 2005’te istifa eden İnsan Hakları Derneği’nin kurucuları arasında yer alan Ağaoğlu, İHD’nin tek taraflı ırkçı-milliyetçi bir duruş sergilediğini belirterek, “PKK yanlısı bir politika izliyorlar” dedi. 2008’de Özür Dilerim kampanyasına destek verdi. 2010 Anayasa Referandumu sırasında çeşitli katılımcıların katıldığı bir panelde Öğrenci Kolektifleri adlı bir grubun yumurta saldırısına uğradı. 2018 yılında eşi Halim Ağaoğlu’nun vefatı üzerine yazmayı bıraktığını açıkladı. Edebiyat alanında özgün ve öncü çalışmalarıyla ülkemizin kültür ve düşünce dünyasına katkılarından dolayı 2018 yılında Boğaziçi Üniversitesi tarafından fahri doktora ile ödüllendirildi.

Ölümü

Yoğun bakım tedavisi gören Ağaoğlu, çoklu organ yetmezliği sebebiyle 14 Temmuz 2020’de öldü. Cenazesi 15 Temmuz günü Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.


Adalet Ağaoğlu’nun Eserleri

Romanlar

Dar Zamanlar Serisi

  • 1. Ölmeye Yatmak
  • 2. Bir Düğün Gecesi
  • 3. Hayır…

Diğer Romanlar

Öyküler

  • Yüksek Gerilim
  • Sessizliğin İlk Sesi
  • Hadi Gidelim
  • Hayatı Savunma Biçimleri

Denemeler

  • Geçerken
  • Karşılaşmalar
  • Başka Karşılaşmalar
  • Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar
  • Yeni Karşılaşmalar

Mektuplar

  • Mektuplaşmalar

Günlük – Anı

  • Göç Temizliği
  • Gece Hayatım

Adalet Ağaoğlu’nun Ödülleri

  • 1974 – TDK Tiyatro Ödülü
  • 1975 – Sait Faik Hikâye Armağanı, Yüksek Gerilim ile
  • 1979 – Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile
  • 1980 – Orhan Kemal Roman Armağanı, Bir Düğün Gecesi ile
  • 1980 – Madaralı Roman Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile
  • 1991 – Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü, Çok Uzak Fazla Yakın ile
  • 1992 – Lebon Kültür Merkezi (Lebon Cinema Clup) Edebiyat Ödülü, Ruh Üşümesi ile
  • 1997 – Aydın Doğan Roman Ödülü, Romantik Bir Viyana Yazı ile
  • 2018 – Erdal Öz Edebiyat Ödülü

Adalet Ağaoğlu Sözleri

  • Beni yalnız yalnızlığım çoğaltır.
  • Seninle bir deniz kıyısı özlüyorum. Yaz bunu…
  • Hukuk olmayan yerde yargı, aşk olmayan yerde çocuk, hayat olmayan yerde ölüm.
  • Parçalanmış değerler karşısında hayatla uyum sağlamak ikiyüzlülüktür.
  • Benim asıl ümidim ümitsizliğimdir! Mutluluksa mutsuzluğun bilincinde olmaktır.
  • Ama ‘özgürlük’ bedava değil. Hayatın en pahalı şeyi. Pahası oranında da değerli.
  • Arkasından baktım. Sevdadan ezilmiş değil, sevgisinden büyümüş bir gidişi vardı.
  • Sevmek anlamak mıdır? Anlamak hoş görmek midir? Hoş görmek yok olmak mıdır?
  • İnsanın, yaşamında, hoşnut edilmeye değer üç beş kişinin kalmış olması az şey midir?
  • Hayat karmaşık, anlaşılmaz. Onu anlaşılır kılığa sokmaya çalışan ise sadece sanat. Sanat!
  • Ortak yol: Baskıya, zulme, şiddete karşı elinin emeği alnının teriyle daha temiz bir yarının yolu.
  • Özür dilemeniz gerekmez. Zaten bugün bütün dünyada şiir, yalnız şairler için yazılıyor, deniyor.
  • Delerek geçen acı, ancak delerek geçen acıyla karşılaştığında anlam kazanabilirmiş meğerse.
  • Kitap! Okunduğunda kimsenin hayatı pat diye değişmiyor ama gelecek adına “hayatlar” kayda geçiyor.
  • Her durumda özgür kimliğimizi koruyabilmek ancak edimle söylenebilecek şu tek ve son söze bağlı: Hayır.
  • Kendimi dinliyorum. Ne öfke ne sevda. Hiçbir şey yok. Karışık bir yürek. Ortada neler olup bittiğini ayırt edemiyorum.
  • Bir adamın fikrinde iki ince gül birden olmaz. Birinin suyunu öteki, ötekinin suyunu beriki çalar. Ne biri onar, ne öteki.
  • Yitirilen inançların yerine, durum zorluyor diye, acilen yarım yırtık yeni inançlar koyuveriyorsan, utanmamak için, salt utanmamak için yeni inançlar edinmişsin gibi dört dönüyorsan ortalıkta, daha çok utançlar yaşarsın.
  • Bir adamın fikrinde iki ince gül birden olmaz. Birinin suyunu öteki, ötekinin suyunu beriki çalar. Ne biri onar, ne öteki.
  • Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.
  • Bu ülke düşünce insanlarımızı yerden yere çaldı, onları vurdu, vuramadıklarını yaraladı, bilim yuvalarının dışına kovdu; yetmedi, vatan sınırlarının dışına kovdu. Eğer arada sırada onlar için birazcık iyi bir şey yapmak zorunda kaldıysa, bunda da hep geç kaldı.

Adalet Ağaoğlu Alıntıları

    Düğün Gecesi

  • Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.
  • Ölmeye Yatmak

  • İnsan krepon kâğıdından kanatlar takınca kelebek olduğuna inanır.
  • Şimdi buradayım. Her şeyin uzağında. Hiçbir savaşım yok. Hiçbir görevim yok. Hiçbir şeyi de doğrulamaya çalışmıyorum.
  • Evet, okumayı seviyorum ama arada sırada insan bir yakınıyla da dertleşmek istiyor.
  • Bir fikri olmakla bir fikir olmanın hiç de aynı şey demeye gelmediğini anlatan fırsatlar…
  • Telefon hiç çalmayabilir. Aydın hiç bulunmayabilir. Belki o da bir yerlerde ölüm dirim kavgasındadır artık. Ölüm hiç gelmeyebilir. Ölümle daha uzun savaşmak gerekebilir.
  • Fikrimin İnce Gülü

  • Yıkma beni. Bu benim kaçıncı kez serilip doğruluşum. Kaçıncı kez, tam oluyor derken yaya kalışım…
  • Bu benim kaçıncı kez serilip doğruluşum? Kaçıncı kez, tam oluyor derken yaya kalışım.
  • Hem canım, bazen birine sevdalanırsın. Niye sevdalandığını bilir misin? Dünyada ondan güzeli yokmuş gibi gelir adama. Dünyada ondan iyi huylusu yokmuş sanırsın.
  • Ruh Üşümesi

  • Suyun denizkestaneleri üstünde salınışı. Dikenlerin duyarlıkları, titreşimler…
  • Gövdelerimizin yan yana, iç içe derinlere kulaç attığını duyuyorum, bundan ten ötesi tatlar devşiriyorum.
  • Hadi Gidelim

  • Sen insanları seviyor musun? Kim, durup dururken, evet, ben insanları seviyorum, diyebilir… Hepimiz pekiyi biliriz ki, her birimiz en yakınlarımızdan bile ne kadar uzağız.

Yorum yapın