Kitap | Dert Dinleme Uzmanı |
Yazarı | Adalet Ağaoğlu |
Türü | Romanlar |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 2014 |
Adalet Ağaoğlu tarafından 2014 yılında kaleme alınmış olan Dert Dinleme Uzmanı kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Dert Dinleme Uzmanı pdf, Dert Dinleme Uzmanı konusu, Dert Dinleme Uzmanı karakterleri, Dert Dinleme Uzmanı yorumları, Dert Dinleme Uzmanı açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Dert Dinleme Uzmanı – Adalet Ağaoğlu
Dert Dinleme Uzmanı Kitabının Karakterleri
Dert Dinleme Uzmanı: Ailesinden kalan parayla yaşamasına rağmen günlerini editörlük yaparak geçiren ve aynı zamanda roman içinde okuduğumuz metnin büyük bölümünün de yazarıdır. Etrafındaki insanların dertlerini dinlediği, onlarla uzun uzun konuştuğu ve dertleştiği için bu lakabı alır.
Dert Dinleme Uzmanı Kitabının Konusu
Kitap, “Dert Dinleme Uzmanı” olarak bilinen bir editörün, bir kahvede tanıştığı bir yazara intihar etmeden önce emanet ettiği defter ile yazarın kime yazdığı “Giriş” ve “Sunucu” adlı iki kısa nottan oluşuyor.
Yazara emanet edilen defter, editörün hayatı boyunca sakladığı notlardan oluşur. Başta deftere ilgi göstermeyen genç yazar, adamın intihar ettiğini öğrenince “Dert Dinleme Uzmanı” başlıklı defteri okuyup yazıları olduğu gibi yayınlamaya karar verir.
Dert Dinleme Uzmanı Kitabının Özeti
Roman, adı açıklanmayan bir anlatıcının “semtin” kahvesinde “Dert Dinleme Uzmanı” olarak tanıtmasıyla başlar. Bu kişiyi daha önce görmüş olmasına rağmen anlatıcı onunla ilk kez konuşur ve Dinleyici ona bir defter verir. Adam kısa süre sonra intihar edince anlatıcı bu defterle ne yapacağını bilemez ve sonunda defteri olduğu gibi yayınlamaya karar verir. Çevresindeki herkesin derdini dinlediği için bu ünvanı alan Dert Dinleme Uzmanı, bir yayınevinde editör olarak çalışmaktadır. Birinci bölümde kendisine kitap getiren genç kızın romanının yayımlanma öyküsü anlatılıyor. Ana karakter bu romanın başarılı bir roman olmadığını bilse de kızdan etkilendiği için onunla evlenir ve kitabı bastırır. Ancak bu evlilik bir süre sonra sona erer.
İkinci bölüm, Dert Dinleme Uzmanının bir huzurevi kurma çabasına odaklanmaktadır. Bir takside şoförle sohbet eden Dert Dinleme Uzmanı, babasını yatıracak bir huzurevi bulamayınca çok etkilenir ve ardından arazinin birinde huzurevi kurma çabasına odaklanır. İyi niyetle çalışmasına rağmen bu huzurevi projesi başarılı olamayacak ve kısa sürede kapatılacaktır.
Diğer bölümler, Dert Dinlenme Uzmanının başına gelen diğer olaylarla ilgili yorumlarını içermektedir. Yanında gelen bir arkadaşının tavrı, çevirdiği bir oyunun başka bir çeviriyle yayınlanmasına sinirlenen bir yazarın tepkisi ve okulda tanıştığı profesörle yaptığı sohbetler nedeniyle kâbusa dönüşen Viyana gezisi. Mahalledeki Tost Simit dükkânı romanın önemli anları olarak gösterilebilir. Dert Dinleme Uzmanı defterinin son sayfalarına doğru sık sık hayatı boyunca yaşadığı suçluluk, pişmanlık ve kendinden nefretten bahsetmeye başlar. Defterde bu noktaya kadar gizli tutulan bilgiler sonlara doğru da açıklanır. Gençliğinde tanıştığı bir kızla büyük bir aşk yaşamış ancak “ilk aşkı” bir hastalık sonucu ölmüştür.
Kitap – başladığı gibi – “Takdimci” nin tarafından yazılan satırlarla bitiyor.
Dert Dinleme Uzmanı Kitabının Açıklaması
Türkiye Cumhuriyeti’nin analizi niteliği taşıyan “Dar Zamanlar” serisinin dördüncü kitabı Dert Dinleme Uzmanı, Adalet Ağaoğlu’nun on sekiz yıl aradan sonra yazdığı roman.
Ağaoğlu, her dert dökümünün simgesel anlam ve çağrışımları olduğunun altını çizerek, toplumsal ahlakın bozulması, yozlaşması ve sonunda bireyin kendisinin bile farkına varamadığı değişim ve dönüşümünü muzip bir dille anlatıyor.
Yayınevinde çalışan bir editör, başkalarının kitaplarını titizlikle düzeltirken, içinden geçtiği çağrışım, anı ve hesaplaşma karmaşasıyla boğuşur ve bu süreçte yaşadıklarını defterine hatırında kaldığı gibi çalakalem kaydeder. Sonuçta, metinlerin ve gündelik dilin birbirine karıştığı yepyeni bir anlatım çıkar ortaya.
Dert Dinleme Uzman’ında isim, zaman, mekân belirsiz; çünkü günümüzde kalıcı olan adlar değil görsellik. Hayatımız şifreler üzerinden akıp gitmekte, ta ki kendimize tamamen yabancılaşıncaya kadar.
“Büyük incelik ve iyilik hassasiyeti, kötülüğün kötüsünden daha mı beterdir acaba? Ömrüm bunun yanıtını aramakla geçecekti ve öyle oldu galiba.
Kırmızı kaleme paydos
Hayattan anlık sıçrayışlar
Defter kâğıtlarının tersine geç bakalım:
Bilmiyorsunuz ama sizin de sonunuz yaklaşıyor önlü arkalı sayfalar!..”
(Tanıtım Bülteninden)