Yazar | Umberto Eco |
Doğum | 1932, Alessandria – İtalya |
Ölüm | 2016, Milano – İtalya |
Meslek | Bilim insanı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. |
Umberto Eco kimdir, Umberto Eco’nun eserleri nelerdir, Umberto Eco kaç yaşındadır, Umberto Eco kaç yılında ve nerede doğmuştur, Umberto Eco kaç yılında ve nerede ölmüştür, Umberto Eco’nun hayat hikayesi ve Umberto Eco hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!
İçindekiler
Umberto Eco Kimdir?
Gülün Adı ve Foucault’nun Sarkacı gibi romanlarıyla dünya gündemine giren İtalyan yazar, aynı zamanda ortaçağ estetiği ve göstergebiliminin de ustalarından biridir. Eco, 1971 yılında Bologna Üniversitesi’nde profesör olarak göreve başladı. Yapısalcılıktan sonra göstergebilimdeki gelişmelere yaptığı önemli katkılarla tanınır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasizm akımı ve onun estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, ortaçağ uzmanı ve James Joyce üzerine derin araştırmaların yazarı. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980’de yayımlandı. 1962’de Torino Üniversitesi’nde doçent, 1969’da Floransa Üniversitesi’nde görsel iletişim profesörü oldu. 1971’de University of the University’ye geçti. Bologna ve 1975’te bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü başkanlığına atandı.
1960’ların ortalarından beri Eco’nun çalışmaları avangard eserlere ve kitle kültürüne odaklandı. Son zamanlarda güncel olaylar ve fenomenler üzerinde çalıştı. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirisi, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco, özellikle tarih bilgisi ile süslediği eserlerinde tam bir ustalık göstermektedir. Özellikle Baudolino adlı eserinde, Bizans ve IV. Haçlı Seferi ile ilgili anlatıları sürükleyici. İstanbul’a geniş yer ayırdığı bu eseri yayımlamadan kısa bir süre önce, 1998 yılında ilk kez İstanbul’u ziyaret etti. Beş gün süren ikinci ziyaretini 2013 yılında Sedat Bornovalı eşliğinde sanat tarihçisi Dr. yaptı. Bu ziyareti sırasında Boğaziçi Üniversitesi’nde yazar Orhan Pamuk ile bir söyleşiye de katıldı.
Roland Barthes’tan sonra, “ayrıntıların anlamı” ya da “ayrıntıların sosyolojisi” olarak adlandırılan bir anlayışın temel taşlarından biri olan Umberto Eco’nun birçok eseri Türkiye’de yayımlandı. Kasım 2005 ve Haziran 2008’de ABD’den Foreign Policy ve İngiltere’den Prospect dergilerinin çevrimiçi okuyucu anketleriyle oluşturulan Dünyanın En İyi 100 Entelektüel listesinde 2005’te 2. ve 2008’de 14. sırada yer aldı. Takma adı Dedalus’tur.
Birkaç yıldır kanser tedavisi gören ünlü düşünür, 19 Şubat 2016 tarihinde saat 22.30 sıralarında evinde hayatını kaybetti. Umberto Eco, ölümünden önce bir arkadaşına vasiyetinde “Ölümümden sonra 10 yıl boyunca benim adımı kullanarak etkinlikler düzenlemeyin” diye ricada bulunmuştur.
Umberto Eco’nun Eserleri
Romanlar
- Gülün Adı
- Foucault Sarkacı
- Prag Mezarlığı
- Sıfır Sayı
- Önceki Günün Adası
- Kraliçe Loana’nın Gizemli Alevi
- Baudolino
Çocuk Kitabı
- Cecü’nün Yer Cüceleri
Umberto Eco’nun Ödülleri
- 1981 Anghiari Ödülü
- 1981 Strega Ödülü
- 1981 Viareggio Ödülü
- 1982 MacLuhan Teleglobe Ödülü
- 1982 Médicis Ödülü
Umberto Eco Sözleri
- Gazeteler yalan söyler, tarihçiler yalan söyler, bugün televizyon da yalan söylüyor.
- Cüzzamlıyı öpmeyi anlarım ama budalayla el sıkışmayı asla.
- Öyle bir an geliyor ki, insanın içinde bir şeyler kırılıyor; ne enerji ne istek kalıyor.
- İnsan gereğinden çok konuşarak da, gereğinden çok susarak da günah işleyebilir.
- Bazı şeyler yürekle sezilir. Bırak yüreğin konuşsun; yüzleri sorguya çek, dilleri dinleme.
- Kitaplık hem gerçeğin, hem de yanılgının kanıtıdır…
- Sabah saatindeki kitap mürekkebinin kokusunu severim.
- Çok bilgelikte çok acı vardır; bilgisini arttıran acısını da arttırır.
- İyi bir sorgucunun ilk görevi, önce kendisine içtenlikli gibi görünenlerden kuşkulanmaktır…
- Bir tuzaktan korkuyorsan, kendin kur tuzağı. Böylece tuzağa düşenler, senin denetimin altına girer.
- İyi seçildiklerinde sözcükler içlerinde öyle büyük bir güç taşırlar ki, betimlenmeleri çoğu kez onların bizzat görülmesinden çok daha doğru fikir sahibi eder bizi.
Umberto Eco Alıntıları
- Başlangıçta Söz vardı ve Söz Tanrı katındaydı ve Söz, Tanrı’ydı.
- Çünkü sevgi her şeyden daha çok işler ruha…
- Hiç kimse katil değildir; ilk suçu işleyinceye kadar.
- Şimdi, kitapların oldukça sık başka kitaplardan söz ettiklerini ya da sanki kendi aralarında konuştuklarını fark ediyordum.
- Sevgi, seveni sevilenle bir kılar; herhangi bir biçimde birleşmek isterler ve sevgi, bilinçli bilgiden daha çok bilir.
- Bizler kitaplar için yaşıyoruz. Kargaşa ve yozlaşmanın egemen olduğu bir dünyada hoş bir görev bu…
- Kitap, kolayca incinebilen bir yaratıktır; zamanın geçişi acı verir ona; kemirgenlerden, kötü havalardan, beceriksiz ellerden korkar.
- İnsan aşırı Tanrı sevgisinden, aşırı kusursuzluktan ötürü de günah işleyebilir.
- Bu dünya tipik bir labirent gibidir. Girişi kolay, çıkışı çetindir.
- Hiçbir şey bilmiyorum. Benim bildiğim hiçbir şey yok. Ama bazı şeyler yürekle…
- Basitti, ama aptal değildi. Başka bir dünyanın özlemini çekiyordu.
- İşte böyle durulur ayakta. Gergin bir ip üzerinde Küçük denizkızı gibi…
- Sis de değil , nasıl desem , bir duygusuzluktu üzerime çöken.
- Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?
- Törensel ilkelerin çiğnenmesinin tadına varılabilmesi için tam bir yıl süreyle törene uyulması gerekir.
- Her kütüphanenin kaderi günün birinde yanmaktır belki de.
- Okuyorum, hayatta bundan başka bir şey yapmadım hiç.
- Granita, dilerim, hayalin bir gölgeye, oturduğun yerse bir mezara dönüşünceye kadar anımsarım seni.
- Hiçbir şey beklenmedik değildir.
- Ne cılız bir yoğunluk, ne yoğun bir incelik!