Yazar Mehmet Zaman Saçlıoğlu Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun Fotoğrafı

Yazar Mehmet Zaman Saçlıoğlu
Doğum 1955, Bursa
Meslek Hikaye yazarı ve şair

Mehmet Zaman Saçlıoğlu kimdir, Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun eserleri nelerdir, Mehmet Zaman Saçlıoğlu kaç yaşındadır, Mehmet Zaman Saçlıoğlu kaç yılında ve nerede doğmuştur, Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun hayat hikayesi ve Mehmet Zaman Saçlıoğlu hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Mehmet Zaman Saçlıoğlu Kimdir?

Mehmet Zaman Saçlıoğlu öykü yazarı ve şairdir. 23 Şubat 1955’te Bursa’da doğdu. TED Ankara Koleji’nden sonra Tatbiki Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun oldu.

Yurt içi ve yurt dışında öğretim üyesi olarak görev yaptı. Yazar halen bir sanat akademisyenidir.

Öykü ve şiirleri Yazko, Türk Dili, Think, Broy, Varlık, Hürriyet Sahne, Milliyet Sanat, Atika, Yaşasın Edebiyat, Adam Öykü dergilerinde yayımlandı. Cumhuriyet gazetesindeki yazılarında “Nahit Zaman” adını kullandı. Dosyaları ve kitapları çeşitli hikâyelere layık görüldü.

Hâlen Gedik Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. Evli ve bir kız babasıdır.


Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun Ödülleri

  • 1993 Yunus Nadi Öykü Ödülü (yayımlanmamış dosya, Vüs’at O Bener ile paylaştı)
  • 1995 Sait Faik Hikâye Armağanı (Yaz Evi ile)
  • 1998 Haldun Taner Öykü Ödülü (“Topaç” öyküsü ile)
  • 2012 Dil Derneği Onur Ödülü (yapıtlarında Türkçeye gösterdiği özen nedeniyle)
  • 2014 Yunus Nadi Roman Ödülü (“General Uçtu” ile)

Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun Eserleri

Romanlar

Hikayeler

  • Yaz Evi
  • Beş Ada
  • Rüzgâr Geri Getirirse
  • Sur ve Gölge

Şiirler

  • Sarkaç
  • Güneş Umuttan Şimdi Doğar
  • İki ve Keçi
  • Günden Önce

Mehmet Zaman Saçlıoğlu Sözleri

  • Çevremizde insanın olmadığı, ama insanın izlerinin bulunduğu yalnızlıklar bizi etkiler. O izleri sürer kendimizi buluruz.
  • Bayım, bir şeyin en son adı değişir. İş adı değiştirmeye geldiyse, zaten her şeyi değişmiş demektir.
  • Saniyeleri tek tek sayabiliyorsak bu, her saniyeye bir başka saniyenin eklenmesini getirir. O zaman, iki şey birleşip üçüncüyü üç şey birleşip dördüncüyü oluşturuyor demektir.
  • Kendi çıkardığımız ses dışında tüm sesler bizim için beklenmediktir. Gündelik yaşamımızda duyduğumuz sesler hep geçmişin sesleridir.
  • Anday, insanın doğadan aklı nedeniyle koptuğunun farkındadır; ama aklın doğanın sınırları içinde tutsak olduğunun acısını çeker gibidir.
  • Çocuk yapmayı bu yüzden geciktiriyorlardı. Çocuklar olursa dünya üzerindeki görevlerinin tamamlanmış olacağından korkuyorlardı.
  • Gülümseyince, insanın akıllarındaki ışık, yüreklerindeki kin, beğeni, küçümseme, kıskançlık gibi duygular gözlerinde, ağızlarının kenarında birikiyordu.
  • Korkularımızdan kurtulmak için bilimi geliştiriyoruz, yeni korkular da birlikte gelişiyor.
  • Bir gün sen de, düşünmeden sorulan soruların önemini anlayacaksın; düşünülse de hiçbir sorunun iyi bir yanıtı olamayacağını da…
  • Çıkarcı bu insanoğlu çıkarcı! Ya havuçtan ya sopadan anlar. Marifet havuç da sopada yokken, iyi ve dürüst olmakta.
  • Ne zormuş imdat diye bağırmak. Bakın deneyin; insan imdat diye bağıramıyor, gülünç geliyor.
  • Böyledir, ne zaman bir şey gelse aklıma, gerçekleşir; ama her zaman kötü şeyler.
  • Yüzüne zoraki bir gülümseme taktı. Mutluluk, gülümsemeyi getiriyorsa; bu zorunlu gülümseme de mutluluğu getirebilirdi.
  • En güzel uyum, birbirleriyle savaşım halinde olan şeylerden çıkar; her şey, karşıtlık sonucu ortaya çıkar.
  • Takvimi ve saati can simidi olarak kullandı insan kendini yitirdiği sonsuzluğunda zamanın. Bugün can simitli milyonlarca ölü, o denizin üstünde yüzüyor, her an yeni katılanlarla birlikte.
  • Suyun hiç unutmayan belleği uykusundan uyanmıştı. Çakan parıltılar, çok eski çağlardan kalan anıları diriltmişti.
  • Odysseus’un ya da Aineias’ın yolculuklarının yanında ne kadar gülünçtü, her köşesi keşfedilmiş bir dünyada kendini bulmak için bir yere gitmek…
  • Hep birlikte çalışmak, birbirine güvenmek gerekir. Bunu hayvanlar bilir ama insanlar bilmez.
  • Bulunduğum yerden uzaklaştıkça kendime yaklaşacakmışım gibi geliyordu yalnızca.
  • Tam bağımsızlık diyen adamın kemiklerini sızlattınız, üstelik de onun adını ana ana yaptınız her şeyi.
  • Sen de üzülme, memleketimiz bir gün bu karanlıktan kurtulacak.
  • Bu heriflerden kimse hesap sormayacak mı, kimse bunları yargılamayacak mı?

Mehmet Zaman Saçlıoğlu Alıntıları

    A’dan Z’ye Melih Cevdet Anday

  • Oysa ne çok geçmiş var, ne çok zaman / Ne çok gelecek, ne az zaman.
  • Rüzgâr Geri Getirirse

  • Bir şeyin geçmişte kalmaması için yüzümüze hiç vurmaması gerekiyor.
  • Mutsuzluğun kendisi zaten bir gölge değil mi…
  • Yaz Evi

  • Herkes, geceyle gündüzün aynı hızda geçtiğini sanıyor.
  • Satıcı ilginç olmalı. Sattığı şey değil, satış biçimidir önemli olan.
  • Saat zaman demektir beyefendi, zorlamaya gelmez. O kendi hızıyla akar.
  • Seçme Öyküler

  • Epiktetos, “Uyuyan birini sakın seyretmeyin, bu size ait olmayan bir mektubun açılması gibi bir şey olur.”
  • Fotoğrafın çekildiği an öyle kısadır ki gören bir insanın kör bir anını da yakalayabilirsiniz, kör bir gözün içinize işleyen bakışını da.
  • Bu genç yolcu sanki zamanı taşıyordu; zamanla işi olmayan bir saat gibi.
  • İki ve Keçi

  • Yan yana oturuyoruz ama hiç benzemiyoruz. Bir aradayız ama farklıyız. Aynı yere gidiyoruz ama farklı yerlerden geliyoruz. Aynı yola bakıyoruz, farklı şeyler görüyoruz…
  • Tanrılar ise, bakmayın, aralarında bir iki tane korkulanı olsa da, aslında hepsinin tanrıçalardan ödü kopar.
  • Kimi, kendi içine doğru yapar yolculuğunu, dünyayı keşfeder, kimi dünyaya yaptığı yolculukta kendisini bulabilir, bazen de yitirir.
  • Başkalarının benimle ilgili duygularına önem vererek hayatımı geçirecek değildim ya…
  • General Uçtu

  • Gasp ettiğin devlet gücünü başkalarını yok etmek için kullanıyorsun, sen Allah mısın?
  • Çocuklara yazık, gençlere yazık… Bu hükümetler onların içindeki umudu da söndürüyorlar. Güveni yok ediyorlar.
  • Çağdaşlaşma hamleleri bitmiş de bizim haberimiz yokmuş meğer bu ülkede.
  • Sur ve Gölge

  • Bilinen ve eşit olan sondan korkulur mu?

Yorum yapın