Yazar Mahmut Makal Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Mahmut Makal'ın Fotoğrafı

Yazar Mahmut Makal
Doğum 1930 Gülağaç, Aksaray
Ölüm 2018 Ankara
Meslek Yazar, şair, öğretmen

Mahmut Makal kimdir, Mahmut Makal’ın eserleri nelerdir, Mahmut Makal kaç yaşındadır, Mahmut Makal kaç yılında ve nerede doğmuştur, Mahmut Makal kaç yılında ve nerede ölmüştür, Mahmut Makal’ın hayat hikayesi ve Mahmut Makal hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Mahmut Makal Kimdir?

Makal, 1930 yılında Aksaray ili Gülağaç ilçesine bağlı Demirci Kasabası’nda doğar. 1943 yılında İvriz Köy Enstitüsü’ne başlar. Enstitüden 1947 yılında mezun olduktan sonra köyüne yakın Aksaray’ın Nurgöz köyünde 6 yıl öğretmenlik yapar. Edebiyata şiirle başlar. İlk kez 1945’te “Türk’e Doğru”, 1946’da “Köy Enstitüsü” dergilerinde şiirler yazar. Varlık Dergisi’nde Köy Notları ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarır. Çalıştığı köy başta olmak üzere Nurgöz köyünü anlatan yazılar yazarak, yazılar Varlık dergisinde her ay Köy Notları başlığıyla yayımlanır. İlki Mayıs 1948’de yayınlanan bu yazı dizisi, 1950’de Bizim Köy adıyla kitap olarak yayımlanır. Kitap büyük yankı uyandırırken Makal tutuklanır ancak ceza almaz.

1953 yılında Ankara Gazi Enstitüsü’ne girer ve o yıllarda Fransa’da Avrupa Sosyoloji Merkezi’ne araştırma yapmak için gider. 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden İstanbul adayı olur. Sırasıyla Antalya, Ankara ve Adana bölgelerinde İlköğretim Müfettişi olarak çalışır. 1971 yılında İstanbul Sağırlar ve Dilsizler Okulu’nda Türkçe öğretmeni iken işinden ayrılır. 1971-1972 yılları arasında Bizim Köy Yayınları’nı yönettir. 1972’de Venedik Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verir. Meslek hayatı 17 yıl sürmüştür. Kitaplarından ve düşüncelerinden dolayı mahkemelerde yargılanır ve bir süre hapis yatar. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfettişliğinden uzaklaştırılır ve yeniden öğretmenliğe düşürülerek Sağırlar Okulu’na atanır.

Eserlerinden bazıları Almanca, Rusça, Fransızca, İngilizce, Macarca, İtalyanca, Bulgarca, Lehçe, Rumence, Farsça ve İbranice gibi çeşitli dillere çevrilmiştir.

Makal, 1967 yılında UNESCO tarafından dünya gençliğine örnek olarak seçilmiştir.

10 Ağustos 2018’de Ankara Hacettepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.


Mahmut Makal’ın Eserleri

  • Bizim Köy
  • Köyümden
  • Memleketin Sahipleri
  • Kuru Sevda
  • Köye Gidenler
  • Kalkınma Masalı
  • Eğitimde Yolumuz Nereye
  • İplik Pazarı
  • Kamçı Teslimi
  • Ötelerin Havası
  • Halktan Ayrı Düşenler
  • Köpeksiz Köy
  • Yer Altında Bir Anadolu
  • Bu Ne Biçim Ülke
  • Zulüm Makinesi-Öğretmen Kıyımı
  • Kokmuş Bir Düzende
  • Açlık Pınarı
  • Değişenler
  • Karanlığı Zorlayanlar
  • Köy Enstitüleri ve Ötesi
  • Bir İşçinin Günlüğünden
  • Hayal ve Gerçek-Değişenler
  • Ağlatı
  • Faust’un Dediği
  • Anımsı Acımsı
  • Bakırdaki Kıvılcım
  • Köy Enstitüleri ya da Deli Memedin Türküsü

Mahmut Makal Sözleri

  • Makineleşmekten geçtik, insanın yerine hayvanı koyabilsek o da yeter.
  • Yahu, açıp okuyorsunuz kitapları, bir diyeceğim yok, okuyun. Ama harap etmeyin, kaybetmeyin ne olur, yazıktır.
  • Pislik içinde yüzüyoruz ya, aldırdığım yok. Asıl üzüldüğüm şey, okuyup yazmaya vakit bulamamak.
  • Başşeyh söylemiş ya: “Sakalı uzattıktan sonra, ne yapsan doğaldır, sakıncasızdır, doğru cennete gidersin.” Ne de kolaymış ya, şu cennete gitmek…
  • İçim öylesine dolmuştu ki, yıllarca aksa bitmeyecek gözyaşım sanıyordum.
  • Ne deyim, oturup ağlayım… Bu lafların da, bu milleti soyup soğana çevirenlerin de köküne kibrit suyu.
  • Zaten gök ağladı mı, biz güleriz. O ağlamazsa, biz dökeriz gözyaşını. En önemli beklentimiz gökyüzünden çünkü.
  • Din işleriyle ilgili olmayan yazı olsun, söz olsun, kitap olsun, köylünün gözünde hiçtir.
  • Bin güçlükle elde ettiğimiz dergiler, kitaplar bize yaşadığımızı ara sıra anımsatır, ama çevremizde şöyle biraz neşe, biraz hareket yaratmak olanağını bir türlü bulamadık.
  • Başka ülkelerde yoksula kredi verir kooperatifler, bizde zengine.
  • Yahu, açıp okuyorsunuz kitapları, bir diyeceğim yok, okuyun. Ama örselemeyin, kaybetmeyin ne olur, yazıktır.
  • Gülsem olmuyor, ağlasam olmuyor, dövünsem olmuyor. Söyleyin a dostlar, ben ne yapayım?
  • Yüreğinde hangi fırtınalar kopuyor kim bilebilir ki? Gözlerinin içi güler onun. Çünkü sevgi ve sevecenliktir en büyük zenginliği.
  • Biz içimizdeki aşkla, daha ilk sınıftaki çocukları gazete okur ettik. Bu derdin devası, yine bu dertli köyün koynundan çıkacak. Buna imanımız var.
  • Okuyup yazmak, öğrenip öğretmek için yine de savaşır dururmuş. Zaten her teselliyi okumakta bulurmuş…
  • El aman diyorlar, ama yine borçlanmaktan vazgeçemiyorlar. Oradan alıp oraya yatırmakla geçiyor zaman.
  • Asıl üzüldüğüm şey, okuyup yazmaya vakit bulamamak. Hep böyleyimdir; okuyup yazamadım mı, ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime. Okuyunca cana gelirim.
  • Ah! En küçük bir çıkar karşısında insanların on kilometre ötesindeki kardeşlerine düşman eden cehalet.
  • İnsanlar çok kez kendi hallerini unutup, eşin dostun haline acımak zorunda kalıyor. Zaten başkalarının derdine bakmaktan, kendi derdimi düşünmeye vakit bulduğum olmuyor ya…
  • Zaten gök ağladı mı, biz güleriz. O ağlamazsa, biz dökeriz gözyaşını. En önemli beklentimiz gökyüzünden çünkü.
  • İşi yolunda gidenler için yaşam tozpembedir. Nerede olursa olsun, böylelerinin dertleri olsa olsa sevgi, özlem, sıla vs’dir. Biz sevgiden, özlemden, sıladan, her şeyden vazgeçtik…

Mahmut Makal Alıntıları

    Bir İşçinin Günlüğünden

  • Siz hep milliyetçilikten bahsedersiniz. Ama milliyetçiliğin lafla olmadığını çok iyi bilmeniz gerekir. Siz milliyetçi olsanız bu fabrikanın bunca zaman kapalı kalmasına herhalde gönlünüz razı olmazdı.
  • Kuru Sevda

  • Bir hükümetin, bu kadar yolsuzluk yapabileceğine, yoldan bu kadar sapabileceğine inanmıyor halk. Devrilenler halktaki hükümete inanma alışkanlığına dayanarak halkı bu kadar aldatabilmeyi başarmışlar anlaşılan.
  • Bizim Köy

  • Okuyup yazamadım mı ölü gibi bir uyuşukluk çöker içime…
  • Ümit ateşiyle içimi ısıtmasam bir gün bile ayakta duramazdım o soğuklarda.
  • Anamdan doğdum doğalı cebimde şöyle para denecek kadar bir şey bulunduğunu düşümde bile görmedim. Aldığımı, cebime girmeye vakit kalmadan elimden devrediyorum.
  • “Her şeye katlanarak yaşamak gerek “, ama canını yitirmesen bile yaşamanın anlamını yitirirsin.
  • Bebeler sacda pişecek lavaş ekmeği bekler. Katığı, biraz yokluk, biraz sevgi. Peki ya umut, hiç uğramaz mı yanlarına?
  • Yakup Kadri’nin ” Yazıklar olsun seni sevmesini bilmeyenlere ey gamlı ülke !”diye haykıran sesi çınlıyor kulaklarımda…
  • Karlı dağlar, kara dağlar çevirmiş dört yanımı. Cahillik sarmış yöremi. Uçar kuş olsan kurtulamazsın, bir kaşık suda boğarlar adamı.
  • Sabır, katlanabilme, insanlık uçup gidiyor. Bin türlü düşünce içinde insanın yüreği kalkıyor…
  • Çobanlar, her yönden en çok yoksunluk çeken insanlarıdır köylerin. Ama bir kere alıştılar mı, artık köy sıkar onları. Ancak sürünün ardında rahat ederler.
  • Yer Altında Bir Anadolu

  • Türkiye’nin iç yüzünü gâvurun bil memesini ister, köyün yoksulluğunu yazanlara basardınız damgayı. Yurdun köşesine bucağına dağılmış Amerikan conileri bunu hem de karşıt amaçla yapınca vatan hizmeti mi oluyor?
  • 17 Nisan

  • Biz çoğunlukla düşünmeden yargısını belirtmek eğiliminde olan bir toplumun bireyleriyiz. Davranışlardan çok dış görünüşler, biçimler ilgilendiriyor bizi. Böyle düşüne düşüne, gerçekten uzaklaşıyor, ufacık bir görüntüden tutun da yurt sorunlarına kadar her şeyi daracık açılardan görmeye alışıyoruz.
  • Bugün enstitülerin adları silinmiş, ilk öğretmen okulları sırasına katılmışlardır.
  • Bir özentiden meydana gelmemiş, kitabi fikirlerden çıkmamış olan, kendi gerçeklerimizin ilham ettiği Köy Enstitüleri, köylere canlı, devrim öncüsü öğretmenler gönderecekti. Mesele halledilmeden zamanın zihniyetine kurban oldular.
  • Köy enstitüleri robot değil, düşünen, düşündüğünü uygulayan nitelikte öğretmenler yetiştirmiştir. Ezberledikten bu memleketin neler kazandığını ise birbirimize sormadan kestirebiliriz.

Yorum yapın