Yazar Madeline Miller Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Madeline Miller'in Fotoğrafı

Yazar Madeline Miller
Doğum 1978, Boston – ABD
Meslek Yazar

Madeline Miller kimdir, Madeline Miller’in eserleri nelerdir, Madeline Miller kaç yaşındadır, Madeline Miller kaç yılında ve nerede doğmuştur, Madeline Miller’in hayat hikayesi ve Madeline Miller hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Madeline Miller Kimdir?

Miller 24 Temmuz 1978’de Boston’da doğdu ve New York ve Philadelphia’da büyüdü. Brown Üniversitesi’nden Klasikler alanında lisans ve yüksek lisans derecesiyle (sırasıyla 2000 ve 2001) mezun olduktan sonra lise öğretmeni oldu ve öğrencilere Latince, Yunanca ve Shakespeare dersleri verdi.

Miller, The Guardian’dan bir muhabire David Mitchell, Lorrie Moore, Anne Carson ve Virgil gibi birçok şair ve yazardan ilham aldığını söyledi.


Madeline Miller’in Eserleri

Romanlar

Akhilleus’un Şarkısı

Miller’in ilk romanı Aşil Şarkısı, Eylül 2011’de yayınlandı. Kitabın yazılması on yıl sürdü. Yunanistan’da geçen roman, Achilles ve Patroclus arasındaki bir aşk ilişkisini anlatıyor. Miller, bu roman için Orange Kurgu Ödülü’nü kazandı.

Ben, Kirke

Miller’in ikinci romanı Ben, Kirke, 10 Nisan 2018’de yayınlandı. Kitap, Homeros’un Odyssey’inin Yunan mitolojisinde bir büyücü olan Circe’nin bakış açısından modern bir yeniden yorumudur. Kitap, Paste tarafından 2010’ların en büyük ikinci kitabı seçildi. Tutor House, Ben, Kirke’yi 2021’de öğrenciler için en iyi kitapları arasında listeledi. HBO Max, kitabın 8 bölümlük mini dizi uyarlamasını onaymıştır.


Madeline Miller’in Ödülleri

Orange Prize for Fiction (2012)


Madeline Miller Sözleri

  • Onu sevseydim çoktan çekip gitmiş olurdu, oysa kaçınmam tekrar tekrar geri dönmesine neden oluyordu.
  • Gökyüzünü perdeleyebilirim. Hele beni gözlemeye çalışın bakalım.
  • Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?
  • Bazen yerden alsın diye bir şey düşürürdüm, böylece ellerimiz buluşurdu.
  • Düşünceye yaraymış gibi dokundum, ne kadar acıdığına baktım.
  • İyi olup olmadığımı bilmiyordum, bana hiçbir şey bilmiyormuşum gibi geliyordu.
  • Kafeste beslenen bir kuş gibi olmayacağım, diye düşündüm. Kafesin kapısı açıkken bile uçmayacak kadar aptal olmayacağım.
  • Gençken, dünyadaki bütün duyguları ilk hissedenin biz olduğumuzu zannederiz.
  • Yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi.
  • Hayat, dokuma tezgâhı gibi basit bir şey değil. Dokuduğun şeyi bir çekişte sökemiyorsun.
  • Cesaretin yaşla değil, hakiki bir ruha sahip olmakla ilgili olduğunu öğrendim.
  • Hayat, dokuma tezgâhı gibi basit bir şey değil. Dokuduğun şeyi bir çekişte sökemiyorsun.
  • Ama yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi.
  • Fazla çekiştirilmiş bir ip gibi hissediyordum kendimi, dayanılmaz derecede gergindim.
  • Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım, diye düşündüm. Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.
  • Benimle olduğu her an boğazımda bir şeylerin yükseldiğini hissediyordum, ona olan sevgimdi bu, öyle şiddetliydi ki bazen konuşamıyordum.
  • Gençken, dünyadaki bütün duyguları ilk hissedenin biz olduğumuzu zannederiz.
  • Tatlı oğlum, dedim. Haklısın bu dünya vahşi ve korkunç bir yer, suratına bağırılmasını hak ediyor.
  • Göğsüme saplanmış bir kılıç gibi keskin ve yakıcı olan bu acıyla öleceğimi düşündüm ama ölemezdim. Yakıcı bir andan diğerine geçerek yaşayacaktım.
  • Eskimiş süt mü olacaktım, yoksa mutlu mu? Aptal bir martı mı, yoksa kötü bir canavar mı?
  • Ama belki de hiçbir anne baba evladını gerçekten göremez. Baktığımızda sadece kendi hatalarımızın bir yansımasını görüyoruz.

Madeline Miller Alıntıları

    Akhilleus’un Şarkısı

  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarını yere vuruşundan tanırdım. Ölmüş olsam bile, dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu.
  • Bazıları için koca destanlar yazılırdı bazıları içinse birkaç satır…
  • Ben Kirke

  • Bir zamanlar tanrıların ölümün zıttı olduğunu düşünmüştüm ama artık her şeyden daha ölü olduklarını görüyorum çünkü hiç değişmiyorlar ve hiçbir şeyi ellerinde tutamıyorlar.
  • Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız.
  • Mühürler balmumuna nasıl bastırılırsa yüzünü işte öyle zihnime bastırdım, böylece yanımda taşıyabilecektim o yüzü.
  • Ne yaparsan yap, demek istedim, aşırı mutlu olma. O zaman başından aşağı ateşler yağar.
  • İlk dersimdi bu. Görünenlerin pürüzsüz, tanıdık yüzü altında, dünyayı ikiye ayırmak üzere bekleyen bir başka yüz vardır.
  • Yüz nesildir dünyada geziniyordum ama hâlâ çocuktum.
  • Meselenin hiç kıpırdamadan durup hiçbir duygu göstermeden başkalarına kendini açığa vuracak alan bırakmaktan ibaret olduğunu söylemişti.
  • Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız…
  • Yaptığın her şeyde en büyük zorluklarla uğraşma konusunda hep ısrar etmedin mi şimdiye dek?
  • Tahtaya ve demire bakıp mucizeler hayal edebilmek daha büyük bir deha olarak görünüyordu gözüme.
  • Ama yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi.
  • En muhtaç durumdakilerin en nefret ettiği şey minnettarlıktır, sırf kendilerini yeniden iyi hissetmek için ilk fırsatta saldırırlar.
  • Bir zamanlar tanrıların ölümün zıttı olduğunu düşünmüştüm ama artık her şeyden daha ölü olduklarını görüyorum çünkü hiç değişmiyorlar ve hiçbir şeyi ellerinde tutamıyorlar.
  • Şu koca dünyadan ve içindeki her şeyden nefret ediyordu, görünüşe göre en çok da benden.
  • Hakikat gibi sağlam bir yay, demişti Odysseus onun için. Sabit bir yıldız. Kendini bilen bir kadın.
  • Küçükken bir keresinde ölümlülerin neye benzediğini sormuştum. Annem basit bir açıklama getirmişti: Çürümüş etle dolu iğrenç torbalara benzerler.

Yorum yapın