Yazar Francis Scott Key Fitzgerald Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Francis Scott Key Fitzgerald'ın Fotoğrafı

Yazar Francis Scott Key Fitzgerald
Doğum 1896, St. Paul, Minnesota – ABD
Ölüm 1940, Hollywood, Los Angeles – ABD
Meslek Şair, Roman ve Öykü Yazarı

Francis Scott Key Fitzgerald kimdir, Francis Scott Key Fitzgerald’ın eserleri nelerdir, Francis Scott Key Fitzgerald kaç yaşındadır, Francis Scott Key Fitzgerald kaç yılında ve nerede doğmuştur, Francis Scott Key Fitzgerald kaç yılında ve nerede ölmüştür, Francis Scott Key Fitzgerald’ın hayat hikayesi ve Francis Scott Key Fitzgerald hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Francis Scott Key Fitzgerald Kimdir?

Minnesota, Fitzgerald’da üst orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve erken çocukluğunu New York ve Batı Virginia’da geçirdi. Ailesinin Katolik olması nedeniyle bir süre Katolik okullarına devam etti. Eğitimine Princeton Üniversitesi’nde devam etti. Burada geleceğin yazarları ve edebiyat eleştirmenleriyle arkadaş oldu. Yazıları Triangle, Nassau Lit ve Princeton Tiger gibi dergilerde yayınlandı. Ancak, kötü bir ilişki ve zamanını dersler yerine yazarak geçirmesi nedeniyle okulu bıraktı. 1917’de Birinci Dünya Savaşı devam ederken orduya katıldı.

Askeri eğitim için Alabama’dayken Alabama’da Zelda Sayre ile tanışıp âşık olması Fitzgerald’ın hayatında önemli bir dönüm noktasıydı. Zelda’yı evlenmeye ikna etti; Ancak nişandan kısa bir süre sonra Zelda bu evlilikten vazgeçmiştir. Zelda’nın babası Yargıç, Fitzgerald’ın gelirinin ikisini desteklemek için yeterli olmayacağını hisseder ve bu da ayrılmalarına neden olur.

Zelda başlangıçta maddi durumu nedeniyle onu reddetmesine rağmen, ilişkileri düzenli olarak devam etti. Genç kadın Fitzgerald’ı yazmaya teşvik etti. Savaşın bitmesiyle New York’a dönen Fitzgerald, bir süre bir reklam ajansında yazar olarak çalıştı ve içinde bulunduğu bunalım nedeniyle çalıştığı ajanstan ayrılarak ilk taslağının adı olan romanına yoğunlaştı. Romanın eksikliklerini gidererek dönemin en önemli editörlerinden Max Perkins’e romanını kabul ettirmeyi başardı. Okurlar tarafından büyük ilgiyle karşılanan Cennetin Bu Yüzü, Fitzgerald’ın edebiyat kariyeri için büyük bir başlangıç oldu. 1920 yılında yayınlanan kitabın ticari başarısı ile Zelda ve Sayre ailesi fikir değiştirip hemen evlendiler. 1921’de çiftin ilk ve tek çocuğu doğdu.

Ölümü ve Sonrası

Tüm bunların sonucunda Fitzgerald zor zamanlar geçirmeye başladı. Sık sık hastaneye kaldırıldı. Sürekli içiyordu ve kendine bakamıyordu. Maddi sıkıntılar yaşayan Fitzgerald, Hollywood’da senaryo yazarak ve başkaları tarafından yazılan senaryoları düzelterek geçimini sağladı. Rüzgâr Gibi Geçti, Madame Cruie ve Üç Yoldaş gibi dönemin önemli filmlerine dizeler yazdı. Bu dönem için, daha sonra “Hollywood’un sıhhi tesisat bakımı için bir heykeltıraş tuttuğu” yorumu yapılacaktı. 1930’ların sonlarında iki kalp krizi geçiren Fitzgerald, 1940 yılında 44 yaşında tekrar kalp krizinden öldü. Zelda ise 1948’de kaldığı akıl hastanesinde çıkan yangında öldü.

Fitzgerald öldüğünde, okuyucuları tarafından uzun zaman önce unutuldu. Ancak Edmund Wilson’ın son romanı Fitzgerald’ın tamamlanıp yayımlanmasıyla birlikte, daha önce yayımlanmış kitapları yeniden ilgi çekmeye başladı. Roman, İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan birlikleri için Silahlı Hizmetler Sürümlerinin bir parçası olarak seçildi ve daha da popülerlik kazandı. Kızıl Haç ile yapılan bir düzenleme sayesinde, Fitzgerald’ın bazı romanları Japon ve Alman savaş esirlerinin kamplarına bile gönderildi. 1945’te The Great Gatsby’nin 123.000’den fazla kopyası Amerikan birlikleri arasında dağıtılmıştı. Savaştan sonra okul müfredatına alınan roman ve öyküleri, ilerleyen yıllarda Elia Kazan’dan David Fincher’a kadar birçok yönetmen tarafından sinemaya uyarlandı.


Francis Scott Key Fitzgerald’ın Eserleri


F. Scott Fitzgerald Sözleri

  • Herhangi birini eleştireceğin zaman dünyadaki bütün insanların, senin sahip olduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hatırla!
  • Kimseye benzemek istemiyorsun. Hep böyleydin, hep de böyle olacaksın. Peki, bir düşün, herkes hayata senin gibi baksaydı dünya nasıl bir yer olurdu?
  • Ne zaman” demişti, “birini tenkide davranacak olursan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkânlarında gelmemiştir dünyaya!
  • Birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma.
  • Sanırım ben bir yaz çocuğuyum. Şimdiye kadar gördüğüm hiçbir soğuğu sevmedim.
  • Yanılıyor olamazdı. Yetmişlerinde bir adama bakıyordu yetmiş yaşlarında bir bebeğe, içinde oturduğu karyoladan ayakları sarkan bir bebek.
  • Düzeltmek için kendi kendi gücünüzü tükettiğiniz şeylere yeni gözlerle bakmak, her durumda hüzün verici oluyor.
  • Kendi içerisinde özellikle âşık olmak için sakladığı bütün duygularla ona âşık olmuştu.
  • Birini eleştirecek olduğun zaman dünyadaki bütün insanların senin sahip olduğun avantajlara sahip olmadığını unutma.
  • Böylece akıntıya karşı kürek çekerek, durmaksızın geçmişe doğru sürükleniyoruz.
  • Elli yaşında bir adamla evlenip onu çekip çevirmeyi, otuz yaşında bir adamla evlenip onun tarafından çekip çevrilmeye tercih ederim.
  • Günün birinde her birimizin üstüne çöken ve sonuna kadar da bizimle kalan ebedi uyuşukluk çoktan yutmuştu onu.
  • Onlara kendilerini geri vermişti; yıllar yılı tavizlerle özünden uzaklaşmış olan kendilerini.
  • Kimseye benzemek istemiyorsun. Hep böyleydin, hep de böyle olacaksın. Peki, bir düşün, herkes hayata senin gibi baksaydı dünya nasıl bir yer olurdu?
  • İyi dövüşmek için hatırlanamayacak denli eski zamanlardan miras kalmış samimi duygular gerekir.
  • Aklına ilk gelen şey ebeveynlerini kaybeden çocukların o bencil sorusu oldu: “En eski, en emin sığınağım yıkıldığına göre, şimdi ben ne olacağım?
  • Hem içinde hem de dışındaydım, yaşamın durmak bilmez çeşitliliği karşısında hem büyüleniyordum hem de tiksiniyordum.
  • Bazen insanın kendisini bir acıdan uzak tutması, zevkten uzak tutmasından daha zordur.
  • İçki, geçmişin mutlu olaylarını sanki hala devam ediyorlarmış gibi şimdiki zamana getiriyor, hatta ileride yeniden olacaklarmış gibi gelecek zamanla buluşturuyordu.

F. Scott Fitzgerald Alıntıları

    Muhteşem Gatsby

  • Yalnızca kovalanan, kovalayan, meşgul olan ve yorgun olan vardır.
  • Bir kimseye dostluğumuzu sağken göstermeyi öğrenelim, ölünce değil.
  • Birisini eleştirmeye kalkıştığında”dedi bana,” şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma.
  • Bir kimseye dostluğumuzu sağken göstermeyi öğrenelim, ölünce değil.
  • Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi

  • İnsanların unutması kaçınılmaz bir sondu her zaman.
  • Sonra her şey karardı, beyaz karyolası ve etrafında gezinen belirsiz yüzler ve sütün sıcak, hoş kokusu, hep birlikte zihninden uçup gitti.
  • Sevecendir Gece

  • Ebedi güç ve sağlığa, insanların özünde iyi olduğuna inanıyordu; bir ulusun tüm umutlarına da; çocuklar için kuşaklar boyu ninnilerinde kapının dışında kurt olmadığını söylemek zorunda kalan öncü kadınların yalanlarına da.
  • İnsan ilgisiz davranmaya alıştığında ya da duygularının körelmesine izin verdiğinde sonunda bir boşluğa düşer.
  • Akıllı insanlar uçurumun kıyısında dolaşırlar, çünkü buna mecburdurlar, bazıları dayanamaz, pes eder.
  • Kıyıdan Uzakta

  • Şunu bil ki, Kadının cehennemi erkeğinkinden daha ölümcüldür.
  • Cennetin Bu Yakası

  • Tanıştığın herkesi tepeden bakan ifadelerle etiketlemek yaylı bir oyuncağı ufak bir kutunun içine tıkmak gibidir, hiç beklemediğin bir anda kutudan fırlayıp dünyaya karşı takındığın muhalif tavra yan gözle bakabilir.
  • Karmaşık olan hayat değil, hayatı yönlendirme ve kontrol etme mücadelesidir.
  • Müşfikti Gece

  • Sonuçta kim bize gerçekten görerek bakar ki, meraklı ya da ilgisiz bakışları sadece size tesadüf eder, o kadar.

Yorum yapın