Yazar Cemil Kavukçu Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Cemil Kavukçu'nun Fotoğrafı

Yazar Cemil Kavukçu
Doğum 1951 İnegöl, Bursa
Meslek Hikâyeci, romancı, jeofizik mühendisi

Cemil Kavukçu kimdir, Cemil Kavukçu’nun eserleri nelerdir, Cemil Kavukçu kaç yaşındadır, Cemil Kavukçu kaç yılında ve nerede doğmuştur, Cemil Kavukçu’nun hayat hikayesi ve Cemil Kavukçu hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Cemil Kavukçu Kimdir?

1951 yılında İnegöl / Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimine İnegöl ve İstanbul Pertevniyal Lisesi’nde başladı ve lise eğitimini tekrar İnegöl’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Ankara Maden Teknik Arama Enstitüsü’nde çalışarak emekli oldu. İstanbul’da Can Yayınları’nın editörlüğünü yaptı. Sanat hayatına 1980 yılında yayınlamaya başladığı öykülerle girdi. 1985 yılından itibaren ürünleri çeşitli edebiyat dergilerinde geniş yer buldu.

Öykülerinde farklı deneyimleri, içsel çelişkileri, takıntıları ve yalnız insanların iç dünyalarını anlattı. İnsanların manevi dünyalarını ustalıkla yansıtmayı başardığı öykü ve romanlarıyla dikkatleri üzerine çekmiştir. Sade ve anlaşılır bir anlatımla özgün bir edebi dil oluşturmayı başarmıştır.


Cemil Kavukçu’nun Ödülleri

Patika adlı yapıtıyla 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’nü ve 1996 yılında “Uzak Noktalara Doğru” adlı öykü kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, 2009 yılında “Angelacoma’nın Duvarları” adlı otobiyografik anlatı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

17 Ocak 2012 akşamı Sabit Fikir ve İstanbul Modern iş birliğiyle düzenlenen Sözünü Sakınmadan etkinliğinde usta eleştirmenler Ömer Türkeş ve Semih Gümüş’ün konuğu olmuştur.


Cemil Kavukçu’nun Eserleri

Hikaye

  • Berk’in Gizli Gücü
  • Pazar Güneşi
  • Temmuz Suçlu
  • Uzak Noktalara Doğru
  • Yalnız Uyuyanlar İçin
  • Three Stories
  • Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak
  • Dört Duvar Beş Pencere
  • Gemiler de ağlarmış
  • Yol Öyküleri
  • Başkasının Rüyaları
  • Selo’nun Kuşları
  • Nolya
  • Mimoza’da Elli Gram
  • Düşkaçıran
  • Tasmalı Güvercin
  • Perişanız Gecenin Karanlığında
  • Radde
  • Tasmalı Güvercin
  • Bir Öykü Yazalım mı?
  • Aynadaki Zaman
  • O Vakit Son Mimoza
  • Maviye Boyanmış Sular
  • Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz
  • Masal Kurma Oyunu
  • Üstü Kalsın

Roman

  • Yalnız Uyuyanlar İçin
  • Suda Bulanık Oyunlar
  • Gamba
  • Angelacoma’nın Duvarları
  • Havhav Kardeşliği
  • Yeşilcik
  • Özgürlüğe Kaçış
  • Kafeste Bir Topik
  • Yolun Başındakiler

Cemil Kavukçu Sözleri

  • Sen her zaman hazırlıklı olacaksın; aşk geliyorum demez!
  • Çok sevmek de bir hastalık. Sahipleniyor, bütün yaşamına el koyuyorsun.
  • Bize de gitmek yakışır; ama uzaklara, çok uzaklara!
  • Gülme! Hayat bu, insanın başına neler geleceği hiç belli olmaz.
  • Çöküntü. Evet, çöküntü; bireysel çöküntü, ahlaksal çöküntü, ekonomik çöküntü.
  • İnsanoğlu kendi rahatı için teknolojiyi akıl almaz boyutlarda geliştirirken canavar yanını hep korudu.
  • Ne sabahtı ne akşam; ne gün ortasıydı ne gece. Alacakaranlık bir zamandı. Havada bulut yoktu, yıldız yoktu, güneş yoktu, ay yoktu.
  • Günlük yaşamımda küçük ayrıntılar kadar küçük aksaklıklar da belirleyici oluyor; güzel bir günün habercisi ya da berbat olacak bir gecenin ilk ipuçları.
  • İnsanoğlu kendi rahatı için teknolojiyi akıl almaz boyutlarda geliştirirken canavar yanını hep korudu.
  • Bir noktadan sonra artık geri dönüş yoktur. İşte varılması gereken yer o noktadır.
  • Özgürlüğe doğru yola çıkmıştık. Arabanın müzik çalarında Erkin Koray dinliyorduk.
  • Kaygı, mutsuzluk ve korku senin yapı taşların. Birlikte olduğumuz zaman bile tek başınasın.
  • Yaralı, ama acıları dinmiş, yarası kabuk bağlamış. Onu anlıyorum, çok iyi anlıyorum.
  • Duvar gibi bir yüzü var, ama asıl yüzü değil bu. Her neyse, her ne olduysa orada kırılıp gitmiş asıl yüzü.
  • Çenemi omzuna yaslayıp onun gözleriyle görmek istiyorum dışarısını.
  • Konuşacaklarımız tükenmiş, uzayan suskunluklarda sıkılmaya başlamıştık.
  • Bu millet kendilerini ilgilendirmeyen konulara niye burunlarını sokar ki…
  • Sen çok kitap okuyorsun, tamam; ama şunu bilmiyorsun: Okunması ve anlaşılması en zor kitap doğadır.
  • Benim hiçbir şeyim yok. Beni hayata bağlayan ya da hayattan koparan anlaşılabilir bir nedenim yok. Keşke ciddi bir vicdan azabım olsa da ona tutunsam.
  • Kocaman bir kuş kondu pencereme. Gagasında taşıdığı kendisinden de büyük silgiyi pervaza bıraktı. “Her şeyi sil” dedi, “sonra ben yine geleceğim.
  • Ne arıyordu, neden rahat edemiyordu bir türlü anlayamadık; huzursuzdu abicim, çok huzursuz… Dünyanın en huzursuz adamıydı.
  • Günlük yaşamımda küçük ayrıntılar kadar küçük aksaklıklar da belirleyici oluyor; güzel bir günün habercisi ya da berbat olacak bir gecenin ilk ipuçları.
  • Şimdi düşünüyorum da, bizler için hiç önemi olmayan küçücük şeyler, bir yaşamı nasıl da altüst edebiliyor.
  • En güzel yolculuklar, yanına hiçbir şey almadan ve bir plan yapılmadan çıkılan yolculuklardır.

Cemil Kavukçu Alıntıları

    Aynadaki Zaman

  • Genç görünmek için saçlarını boyuyorsan da yaşlısın Ruhi Amca. Keşke bütün sorunlar saçımızın rengiyle çözülseydi.
  • Yazacağız, çizeceğiz, duyuracağız. Duyana, anlayana dek. Bir toplumda bu yalnızlığın, bu insan acımasızlığının katılığını duyurana dek.
  • O Vakıt Son Mimoza

  • Meşe ağacıyla olduğu gibi onlarla da konuşacaksın, direnmelerini, senin kadar güçsüz olmamalarını söyleyeceksin.
  • Ya fidanlar için geç kaldıysam; ben burada yudum yudum susuzluğumu giderirken onların kökleri artık hayata tutunamayacak kadar kuruduysa?
  • Kızsan, öfkelensen, arkasından küfretsen, bana şikâyet etsen de onsuz olamıyordun.
  • Gemiler de Ağlarmış

  • İnsanın kendini kandırmaya çalışması ne acı.
  • Kural buydu; deniz, denize dayanabilenlerin işiydi.
  • Yalnız Uyuyanlar İçin

  • Bir damla gözyaşım yok. Ama ağlıyorum. Her şeye çok geç kaldım.
  • Tasmalı Güvercin

  • Sokak köpeklerindeki hüzün ve yaşamın gizemini çözmüş gibi duran bilgelik hep etkilemiştir beni.
  • Başkasının Rüyaları

  • Beni hayata bağlayan ya da hayattan koparan anlaşılabilir bir nedenim yok. Keşke ciddi bir vicdan azabım olsa da ona tutunsam.
  • Sıkıldıkça bir şeyler yiyor, abur cubur atıştırıyor, farkında değil. Sonra “su içsem yarıyor” zırvaları. Kadın milleti…
  • Düşkaçıran

  • Dışarıda o kadar görkemli ve ışıltılı bir masal kenti var ki, İstanbul’un, denizle birlikte ağır ve huzurlu solumasına tanıklık ediyorum.
  • Attila İlhan’ın şiirinde olduğu gibi, yola çıkılınca gidilir, büyük kentler, büyük aşklar çığlık çığlığa terk edilirdi.
  • Bir Öykü Yazalım mı?

  • Okumak; yemek, içmek, uyumak gibi, iç dünyamızın doğal bir gereksinimidir.
  • Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak

  • İnsanları ikiye ayırıyor annem; birincisi yaşayanlar, ikincisi yaşayanları seyredenler. Ne kadar zengin olursan ol diyor, seyirci olduktan sonra sıfırı tüketirsin.

Yorum yapın