Yazar | Behiç Ak |
Doğum | 1956, Samsun |
Meslek | Mimar, Karikatürist, çocuk kitapları ve oyun yazarı |
Behiç Ak kimdir, Behiç Ak’in eserleri nelerdir, Behiç Ak kaç yaşındadır, Behiç Ak kaç yılında ve nerede doğmuştur, Behiç Ak’in hayat hikayesi ve Behiç Ak hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!
İçindekiler
Behiç Ak Kimdir?
Tam adı Ahmet Behiç Ak’tır. İlkokulu bitirdikten sonra aile Samsun’dan İstanbul’a Kadıköy’deki Yeldeğirmeni’ne taşındı. Annesi Rabia Hanım, Selanik’te doğdu ve 1924’te Samsun’a göç etti. Babası Rodos asıllı Rıfat Bey, İstanbul Sultanahmet’ten, Behiç Ak, anne ve babası öğretmen olduğu için çalıştıkları Samsun’da doğdu. Bir ablası ve bir abisi var.
Ortaokulu Yeldeğirmeni’de, Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Behiç Ak, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde mimarlık ve konut alanında yüksek lisans yaptı. 1982’den beri Cumhuriyet Gazetesi’nde Kim Kime Dum Duma adlı köşede karikatürler çiziyor.
Mimar olmasına rağmen bina inşa etmez, hayatındaki tek Bina ilk oyun kitabının başlığıdır. Genco Erkal ile sanat yönetmenliğini yaptığı bir filmde tanıştı. Genco Erkal, çizgi filmlerinin çoğunu kendisinin yazmasını isteyince, başta zor gelse de tiyatro oyunları yazmaya başladı.
Behiç Ak, karikatürünün yanı sıra Türkiye’de ve birçok ülkede sergilenen tiyatro oyunları da yazmıştır. Japonya’da en çok basılan Türk çocuk kitabı yazarıdır. Ayrıca, bir yıl boyunca Japonya’da bir dergide bir seri çizgi roman hikayesi “Mau mio mi” yayınlandı.
Tiyatro oyunları İstanbul’da Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları ve Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu’nda; Ankara, Adana, Gaziantep, İzmir, Sivas, Konya, Stuttgart, New York, Münih, Kıbrıs, Atina, Zürih, Antwerp, Amsterdam ve Berlin’de de sergilendi.
Behiç Ak’in Ödülleri
- 1991 – Gazeteciler cemiyeti karikatür ödülü
- 1996 – Gazeteciler Cemiyeti karikatür ödülü
- 1993 – Kültür Bakanlığı Özel Ödülü, Bina adlı oyunuyla1994 – Ankara Film Festivali, En İyi Belgesel Film Ödülü ve Kültür Bakanlığı Özel Ödülü. Türk Sinemasında Sansürün Tarihi – Siyahperde
- 1996 – Afife Jale Ödülleri,”En iyi Yazar” Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü, Ayrılık
- 2003 – Afife Jale Ödülleri Cevat Fehmi Başkut” En iyi Yazar” Özel Ödülü, Tek Kişilik Şehir adlı oyunuyla
- 2004 – Ankara Sanat Kurumu “En iyi Yazar” ödülü
- 2010 – En İyi Yazar ödülü, X. Lions Tiyatro Ödülleri, İki Çarpı İki adlı oyunuyla
- 2012 – TMMOB Mimarlar Odası Mimarlığa Katkı Başarı Ödülü
Behiç Ak’in Eserleri
Romanlar
- Korkma Ben Hümanist Değilim
- Bina
- Ayrılık
- Hastahane
- Yıldızların Tembelliği
- Uyku şehir
Çocuk
- Ben ne zaman doğdum?
- Eve Giden Küçük Tren
- Güneşi Bile Tamir Eden Adam
- Dikkat Su
- İstanbul’un Suyu Nereden Geliyor?
- Doğum günü Hediyesi
- Yüksek Tansiyonlu Çınar Ağacı
- Gökdelene Giren Bulut
- Rüzgârın Üzerindeki Şehir
- Büyükannem ve Miyop Ejderha
- Bilyalar
- Bizim Tombiş Taştan Hiç Anlamıyor
- Karatenizdeki Yunus
- Kedi Adası
- Uyurgezer Bir Fil
- Dikkat Dünya
- Benim Bir Karışım
- Ayşe’nin Bulut Projesi
- Tombiş Maskeli Baloya Katılmak istemiyor
- Alaadin’in geveze su boruları
- Kedilerin kaybolma mevsimi
- Vapurları seven çocuk
- Havva ile kaplumbağa
- Pat karikatür Okulu
- Akvaryumdaki Tiyatro
- Galata’nın Tembel Martısı
- Buzdolabındaki Köpek
- Geçmişe tırmanan merdiven
Behiç Ak Sözleri
- Fırat bir keresinde Meliha Hanım’a, “Yalıyı niye boyatmıyorsunuz?” diye sormuş; o da, “Zaman denen ressamın duvarlarımda oluşturduğu bu tabloları bozamam!” demişti.
- Başına ‘sokak’ kelimesi eklenen her şey pespayedir anneme göre.
- Sevgi öyle güçlü bir duyguymuş ki kimse onu yenemez, hızına kimse yetişemezmiş.
- Galiba insanlar kendilerini yenilerlerse, eşyalarını da yenilemiş gibi hissediyorlar…” diye düşünür oldular.
- Ah bu insanlar! Çok tatlılar ama keşke mutluluklarını bu kadar vahşice ifade etmeseler.
- Hayat denen şeyin yarısı uyumakla, diğer yarısı da tamir etmekle geçer zaten.
- Ama insan bir yere yerleşmeye görsün, zamanla kendini oralı hissediyor.
- Aşağıdaki insanların hayatları hikâyesizlerince, bilin ki bu, hikâye kitapları çatılara taşındığı içindir.
- Dünyanın kapısı size ne kadar kapatılsa da, aralayan birileri mutlaka çıkıyor.
- Kolaylıkların arkasından, kısıtlamalar ve yoksunluklar geldiğini biliyordum. En az hareketle, en çok şeyi yapmak hiç de iyi bir fikir değildi. Sonunda eşya haline getiriyordu insanı.
- Ne tuhaf, değil mi? diye devam etti Akın Bey.’ İnsanlar göç edince değil de, hayvanlar göç etmeye başlayınca savaşın vahşetini daha iyi anlıyoruz.
- Ne de olsa, o an kendimi tam da “kurtulunmak istenen ama atmaya kıyılamayan” bir şey gibi hissediyordum.
- Ömrü uzatmanın tek kuralı vardı: Barış. Sürekli barış! Doğayla, insanlarla, kendiyle, hayvanlarla…
- Çalışmanın değil, sadece tıklanmanın önemli olduğu bir dünyada yaşıyordu.
- Savaş, insanların ömrünün kısaltılması için icat edilmişti. Oysa o, uzun ömürlü ve sağlıklı yaşamak istiyordu.
- Eşyanızı değiştireceğinize, kendinizi biraz değiştirebilirsiniz!” diye miyavladı Mestan.
- Yenisini satabilmek için. Yoksa hiçbir şey kolay kolay eskimez. Yüz yıl dayanan ampul üretmek mümkün. Ya da hiç bozulmayan bilgisayarlar.
- Susmak ve konuşmamak arasındaki ince ayrım hiç konuşulmuyor.
- Okulda bize sadece sorulara cevap vermeyi öğretiyorlar. Oysa ben soru da sormak istiyorum.
- Kolaylıkların arkasından, kısıtlamalar ve yoksunluklar geldiğini biliyordum. En az hareketle, en çok şeyi yapmak hiç de iyi bir fikir değildi. Sonunda eşya haline getiriyordu insanı.
- Paniğe kapılmayın, ilişkiniz biraz paslanmış; biraz pas çözücü sizi mutlu edecektir, gibi lâflar eder.
- Kedi Mestan’sa, “Gördünüz mü? Bir de biz kedilere ‘nankör’ derler. Biz mi nankörüz, yoksa insanlar mı? Diye miyavlar.
Behiç Ak Alıntıları
- Paniğe kapılmayın, ilişkiniz biraz paslanmış; biraz pas çözücü sizi mutlu edecektir.
- Sadece bir yeri değil, bir insanı, kediyi sokağı, evi, hatta küçük bir şeyi, ne bileyim, topluiğneyi bile terk etmek korkunçtur bazen, “dedi.
- Her şiirin kendine ait hayatı var.
- Kuyrukları harf ve rakamlardan oluşan uçurtmalar tasarlayalım, gökyüzüne salalım. Bulutların üstünde cümleler kuralım.
- Özel arabalı, şoförlü ama sokaksız bir çocuğum ben. Kendimi oradan oraya taşınan bir paket gibi hissettiğim çok olmuştur.
- Hayatımda bu kadar iyi yürekli ve aynı zamanda da bu kadar kıskanç bir adam görmedim. Havada uçan kuştan yerdeki karıncaya kadar bütün canlıları sevme ve kıskanabilme becerisi var onda.
- Tıpkı çamaşır makineleri gibi, arada insan ilişkilerini de tamir etmek gerekir. Hayat denen şeyin yarısı uyumakla, diğer yarısı da tamir etmekle geçer zaten.
- Sanal âlem yalanlarla dolu. Herkes her an kendisiyle ve başkalarıyla ilgili milyonlarca yalan üretiyor.
- Ahh bu mimarlar! ‘Ben bilirim’ hastalığına tutulmuşlar.
- Okulda bize sadece sorulara cevap vermeyi öğretiyorlar. Oysa ben soru da sormak istiyorum , ” diye tutturmuştu.
- Kusura bakmayın ama ” dedi kedi, sizler bende kendi özelliklerinizi sevdiniz. Aslında, benden daha çok, kendinizi seviyordunuz.
- Yalnızlık, insanı bazen çok yoruyor. İki çift laf edebileceği bir insan arıyor.
- Çok gelişmiş, mükemmel bir yaratık olan insan, beden denilen kemik, et, kan ve idrardan olma bir kitleyi yanında taşımak istemiyor.
- Bütün yalnızlar bencildir, bütün benciller de yalnız.
- Bir şehirdeki ekonomik hareketliliğin göstergesi şehrin çöplükleridir.
- Bir zamanlar mutlu olduğunu insan sadece mutsuz olduğu zaman fark eder. Mutsuz olduğunu da mutlu olduğu zaman.