Yazar Ahmet Yılmaz Boyunağa Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Ahmet Yılmaz Boyunağa'nın Fotoğrafı

Yazar Ahmet Yılmaz Boyunağa
Doğum 1935, Kırklareli
Ölüm 1995
Meslek Yazar

Ahmet Yılmaz Boyunağa kimdir, Ahmet Yılmaz Boyunağa’nın eserleri nelerdir, Ahmet Yılmaz Boyunağa kaç yaşındadır, Ahmet Yılmaz Boyunağa kaç yılında ve nerede doğmuştur, Ahmet Yılmaz Boyunağa kaç yılında ve nerede ölmüştür, Ahmet Yılmaz Boyunağa’nın hayat hikayesi ve Ahmet Yılmaz Boyunağa hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Ahmet Yılmaz Boyunağa Kimdir?

Ahmet Yılmaz Boyunağa 1935 yılında Kırklareli’nde doğdu. Türk yazar. İlk, orta ve lise eğitimini Zonguldak’ta, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde aldı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden mezun oldu. Birçok ilde tarih öğretmeni ve idarecilik yaptı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

1995 yılında Samsun’da yaşamını yitiren Ahmet Yılmaz Boyunağa arkasında özellikle gençlerin severek okuyacağı birçok tarih romanı bıraktı.

Ahmet Yılmaz Boyunağa’nın yazıları Tercüman ve Türkiye gazetelerinde aynı zamanda Türk Edebiyatı ve Sur dergilerinde yayınlandı.

Tarihi romanları ile tanınan yazarın incelemeleri de mevcuttur. Türkiye gazetesinde tarih yazarlığı yapmış aynı zamanda gazetenin Rehber Ansiklopedisi yayın kurulu üyeliğini yapmıştır.

On dokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi iken emekli oldu. Emekliliği sonrası öykülerini yazdı. İki çocuğu vardır. 1995’te vefat etti.


Ahmet Yılmaz Boyunağa’nın Eserleri

  • Korkusuz Cengaver
  • Efsane Komutan
  • Sevgi’nin dünyası
  • Malazgirt’in üç atlısı
  • Koçyiğit
  • Hanoğlu
  • Korsan Peşinde
  • Ateşli Gül Bahçesi
  • Satıcı Çocuk
  • Altın Yapraklar
  • Saklı Kent
  • Kuyudaki Çocuk
  • Nehirdeki Sandık
  • Fetih Sancakları
  • Tufan
  • Osmanlı Leventleri
  • Yasak Şehir
  • Hilal Uğruna
  • Denizler Ejderi
  • Macera Adası
  • Kırık hançer
  • Altın Ferman
  • Özgürlük Savaşçısı
  • Yankılı Kayalar

Ahmet Yılmaz Boyunağa Sözleri

  • İyi seçilen yol, insanoğlunu bu karışık dünyada iyi yere götürür, yanlışlık ve düşüncesizlik ise, hem dünya ve hem de ahiret saadetini engel olur, insanı mahveder.
  • Efsane, Cengiz Han için ne der: “Gündüz yaşlı bir kurdun uyanıklığı, geceleyin karganın gözleriyle gözetler, muharebede bir doğan gibi avının üzerine atlar.
  • Onlar konuştukça biraz olsun ferahladım. Böyle acılı zamanlarda komşuların ve arkadaşların gelmesi teselli edici oluyormuş.
  • Başımı kaldırdım. Gülümsemeye çalıştım. Oda acı acı gülümsedi. Sonra derin bir uykuya daldı. Bir daha da uyanmadı anam, doyamadığım canım anam…
  • Bizim mesleğimiz Allah yolu ve maksadımız Allah’ın dinini yaymaktır. Yoksa kuru kavga ve cihangirlik davası değildir.
  • Sevgi için kimsesiz olmanın ezikliğini yaşamamak çok önemliydi. Bu duygudan kesinlikle nefret ediyordu. Bulduğu çözüm ise hiçbir koşulda ve kimseye karşı boynunu bükmemekti.
  • Yavrum, dinimiz bize daima yardımlaşmayı emreder. Komşuların birbirine iyi davranmaları, yardımcı olmalarını buyurur.
  • Bazı insanların karakteri iki türlüdür, dedi. Belli ettiği karakter yani görünmek istediği karakter, bir de sahip olduğu asıl karakter.
  • Derler ki ha deniz suyunun tuzluluğunu bir damla balla gidermeye çalışmışsın ha kötüleri tatlı dille yola getirmeye…
  • Bilmez misin kızım, kötülük çok zaman saflığın kuzu postuna bürünür. İnsanların alınlarında iyi ya da kötü diye yazmıyor ki hemen tanıyabilelim. İyilik veya kötülük davranışlarla anlaşılır.
  • İyi niyetle yola çıkınca Allah muhakkak yardım eder. Ben, bunu hayatımda pek çok kere yaşadım. İyi niyet… Bu daima çok önemlidir.
  • Çok güzel ve duygusal bir kitap ben pek roma sevmem ama gerçekten çok güzel bir kitap.
  • Kendisini hırçın rüzgârda savrulan dalından kopmuş bir yaprağa benzetti o anda. Nereye konacağı belli olmayan bir yaprak…
  • Aşk bir defa ayaklar altında çiğnedikten sonra, bir daha doğrulamayacak kadar nazik bir çiçektir.
  • Kendini hırçın rüzgârda savrulan dalından kopmuş bir yaprağa benzetti o anda. Nereye konacağı belli olmayan bir yaprak…
  • Öyle de, ben şimdiye kadar halkın ve adaletin savunucusu şövalyeyi görmedim. Halkın ve adaletin savunucusu değil de, adaletsizliğin savunucusu olarak gördüm onları!

Ahmet Yılmaz Boyunağa Alıntıları

    Yankılı Kayalar

  • Başımı kaldırdım. Gülümsemeye çalıştım. O da acı acı gülümsedi. Sonra derin bir uykuya daldı. Bir daha da uyanmadı anam, doyamadığım canım anam…
  • Onlar konuştukça biraz olsun ferahladım. Böyle acılı zamanlarda komşuların ve arkadaşların gelmesi teselli edici oluyormuş.
  • Allah kimseye ana acısı göstermesin…
  • Milletine hizmeti candan düşünenin, Yüce Allah da yardımcısı olur…
  • Sen doğru ol, eğri cezasını bulur!
  • Neye gam çekersin hey koca sersem
  • Dertsiz baş mı olur âdemiz madem.
  • Allah kötüye düşürmesin oğul, dedi. Herkes dengiyle yuva kurmalı.
  • Bunu bakır tasa doldurarak, sıcak sıcak hasta komşumuza yollar.
  • En fena şey, insanın ümidini kaybetmesiydi.
  • Nerede o köyümüzde birdirbir oynadığımız ve koştuğumuz yemyeşil çayırlar?
  • Kan ve Gül

  • Doğru düzgün bireyselleşmeyi başaramamış insanlardan, doğru dürüst bir toplum yaratmasını bekleyemezsin.
  • Kitaplar, bizleri geleceğe bağlayan ve eskilerin bilgilerini yeni nesillere taşıyan en büyük vasıtalardır.
  • Ama insanların kalbinden geçenleri yüce Allah ve o insanın kendisinden başka kim bilebilir ki…
  • Saklı Kent

  • Kimsenin ahı kimsede kalmaz.
  • Sevgi’nin Dünyası

  • Aşk bir defa ayaklar altında çiğnedikten sonra, bir daha doğrulamayacak kadar nazik bir çiçektir.
  • Yağmur gökten yağar, toz yerden kalkar, her kap içindekini sızdırır…
  • Kötülük çok zaman zayıflığın kuzu postuna bürünür.
  • Hayat her zaman planladığımız gibi ilerlemez.

Yorum yapın