Yazar | Abdülhak Şinasi Hisar |
Doğum | 1887, İstanbul |
Ölüm | 1963, İstanbul |
Meslek | Yazar |
Abdülhak Şinasi Hisar kimdir, Abdülhak Şinasi Hisar’ın eserleri nelerdir, Abdülhak Şinasi Hisar kaç yaşındadır, Abdülhak Şinasi Hisar kaç yılında ve nerede doğmuştur, Abdülhak Şinasi Hisar kaç yılında ve nerede ölmüştür, Abdülhak Şinasi Hisar’ın hayat hikayesi ve Abdülhak Şinasi Hisar hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!
İçindekiler
Abdülhak Şinasi Hisar Kimdir?
14 Mart 1887’de anne tarafından dedesi Tophane-i Amire kâtiplerinden Muhtar Bey’in Rumelihisarı’ndaki köşkünde doğdu. Babası Türk basın hayatında önemli bir yeri olan Mahmud Celaleddin Bey’dir. Annesi Belgrad muhafızı Selim Paşa’nın torunu Neyyir Hanım’dır. Abdülhak Şinasi’nin babası Celaleddin Bey oğluna adını vermiş; Tanzimat’ın idealist figürü İbrahim Şinasi ile dönemin en önemli şair/yazarlarından Abdülhak Hamit Tarhan’ın adlarından yola çıkarak bu iki ismi birleştirmiştir. Hisar aynı zamanda Selim Nüzhet Gerçek’in ağabeyidir. Abdülhak Şinasi Hisar’ın çocukluğu Rumelihisarı, Büyükada ve Çamlıca’da geçti. 1898’de Galatasaray Sultanisi’ne girdi.
1905 yılında ailesine haber vermeden Galatasaray Sultanisi’nden ayrılarak Paris’e gitti. 1908 yılına kadar Paris’te École Libre des Sciences Politiques’e katıldı. Paris’te Prens Sabahattin, Dr. Nihat Reşat Belger, Ahmet Rıza Bey ve Yahya Kemal Beyatlı ile sık sık görüştü.
II. Meşrutiyet’in ilanından (1908) sonra Türkiye’ye döndü. Fransız ve Alman şirketlerinde, Osmanlı Bankası’nda, Reji İdaresi’nde çalıştı ve 1931’den sonra Ankara’ya yerleşerek Hariciye Nezareti’nde çalıştı. 1948’de İstanbul’a döndü ve Ayaspaşa’da Boğaz’a bakan bir apartman dairesine yerleşti. 1954-57 yılları arasında Türk Yurdu dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
1963 yılında Cihangir’deki evinde beyin kanamasından öldü.
Abdülhak Şinasi Hisar’ın Eserleri
Romanlar
Anı
- Boğaziçi Mehtapları
- Boğaziçi Yalıları
- Geçmiş Zaman Köşkleri
Fıkra
- Geçmiş Zaman Fıkraları
Antoloji
- Aşk imiş her ne var âlemde
Biyografi
- İstanbul ve Pierre Loti
- Yahya Kemal’e Veda
- Ahmet Haşim: Şiiri ve Hayatı
Abdülhak Şinasi Hisar Sözleri
- Eskiden hep nazla geçen mevsimler artık birer kasırga hızıyla savruluyor… Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor!
- Bütün günlerimiz için kendimize bir yol çizer, sonra, her gün bunun aksine hareket ederiz. Kendimizi bazen kendimizden bile ne kadar uzak buluruz!
- Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil kendisi kuduz olduğu için ısırır. Zalim size zulmetmekteki sebebi kendi fena kanında bulur.
- Hemen hiç kimse zamanın kendine mahsus çerçevesi içinde kalmaya razı olmaz. Hal içinde yaşayanların bir kısmı istikbale vurgun, bir kısmı da maziye âşıktır.
- Düşünürsek, bütün hayat, çektiğimiz bir çubuk içindeki esrar gibidir. Biz mest oluyoruz, fakat bizim zevkimizi temin eden onun yanıp geçişidir.
- Başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız.
- Zira herkes gizlice hıyanet ettiği bir ahlaka hürmetini başkalarına ithamla ispat etmek ister.
- İnsanların kafası taşları devrilmiş ve ancak birkaçının üstündeki isimler okunabilen bir mezarlığa benzer.
- Bir de insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor.
- Çünkü hakikati anlamanın ve duymanın muhtelif tarzları vardır. Aklımıza varmış bir haber ruhumuza ermiş sayılmaz.
- İnsanların muhakemeleri zayıf, ahlakları zayıf, fakat hafızaları bundan daha zayıftır.
- Bütün sevenler Mecnun’a akrabadırlar ve tekmil sevgililer de Leyla’ya benzer.
- Zira daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız.
- Yeryüzünün hiçbir meyvesi çiçeğinin vaadini tutmaz. Hiç kimse tamamen başkasının dilediği gibi olamaz. Kimse kendisini bir başkasının hayal ettiği gibi çıkmaz.
- Yavaş yavaş, parça parça ölen bizler, ölülerin birdenbire ne kadar ölmüş olduklarına bir türlü akıl erdiremiyoruz.
- Bütün bir gün, onun hatırası, arada sırada zonklayan bir sancı gibi, zihnimde parlayıp söndü.
- Kendi kalbimizi çırılçıplak görmekten utanır, ruhumuzun içine bakmaktan korkar, iğreniriz. Boşluğumuzu görmekten de başımız döner…
- Dünya böyle kendilerini hâlâ daha ihtiyar saymayan yaşlanmış çocuklarla, eski zaman gençleriyle doludur.
- Bir gün olur elbette benim de hatırımı sorarlar. Bana da iktidarıma layık bir mevki verirler. Benim de halim düzelir. Siz üzülmeyin!
- Sessizlik şiir zevkini besler ve şiirler arasında ancak sükût lazım veya mümkün olduğu gibi bu güzel sükûtlardan sonra insana susmak veya şiir söylemek yaraşır.
- Yemek saatleri kadar intizam ile her gün ve her gece, ruhun gıdası olan sükût ve hayal saatleri ayırmalıdır. Halik hiç kimseyi aç, susuz, uykusuz ve hülyasız bırakmasın!
Abdülhak Şinasi Hisar Alıntıları
- Hatırlayınız! Hiç şaşmayan bir intizam ile işlediğini gördüğümüz beşerî bir kanun vardır: Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız.
- Yaşlana yaşlana gözlerimizden nice perdeler kalkacak. Günün birinde nihayet kendi kendimizle tanışarak kıymetli bir dost kazanacağız.
- Ben onu hiç görmemişken bile bildiğimi sanırdım.
- Bir Shakespeare, elbette ki herkesten daha ziyade alaka çekiyor.
- İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır.
- Ona rasgelsem kendisini daha fazla dinleyebilmek için elimden geleni yapardım.
- Bazı tabloları iyi görebilmek için hususî bir ışık tertibatı lâzım geldiği gibi, bazı kitapları anlamak için de hususî gözlükler takılması lâzım geliyor.
- Bir meseleyi iyi biliyorsan onu hiç bilmeyenlerle münakaşa etmekten ne zevk alıyorsun?
- Bazı şairlerin ilham perileri kanatları kesik bir tavuk gibi ancak bir kümes rafından bir kümes damına atlamayı biliyor ve komşu penceresine konamadan nefesi kesiliyor!
- Edebiyat, sanat, yabancılarına mevhum görünen bazı kıymet ve bazı meziyetlere inanan bir dindir. Bunun âyinleri ve şehr-âyinlerini çok görmemeli, müsamaha ile görmeliyiz.
- Herkesin kendi fikrinden bile şüpheye düşeceği gelen bu emniyetsizlik ve istikrarsızlık zamanında size fikirlerinizi söyleyen bir kitabı okumaktan büyük bir teselli tasavvur edebilir misiniz?
- Zaten hatırlamak her zaman biraz tekrar yaşamak değil midir? Mazimiz, hatırlayabildiğimiz nispette, tekrar tekrar yaşayabildiğimiz hayatımızdır.
- Edebiyat bir milletin hafızası, fikrinin ve hayatının hatıraları demektir.
- Bazen tesadüf sizi böyle ümidinizi geçen hakikatlerle karşılaştırır, hâlbuki çok kere de, görürsünüz ki sandaldaki hesap sulara uymaz.
- Asıl zorluk belki öğrenilmesi lazım gelen şeylerin değil, unutulması gereken şeylerin çokluğundan gelir.
- Hâlbuki birbirlerine yabancılıklarını en iyi bilenler asıl birleşmiş olanlardır. Kimseler birbirlerine uzaklıklarını bu yaklaşmış olanlar kadar göremez.