Sırça Köşk Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Sırça Köşk'ün Fotoğrafı

Kitap Sırça Köşk
Yazarı Sabahattin Ali
Türü Hikaye Kitapları
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1947

Sabahattin Ali tarafından 1947 yılında kaleme alınmış olan Sırça Köşk kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Sırça Köşk pdf, Sırça Köşk konusu, Sırça Köşk karakterleri, Sırça Köşk yorumları, Sırça Köşk açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Sırça Köşk – Sabahattin Ali


Sırça Köşk Kitabının Karakterleri

Bu masalın kahramanı üç tembel arkadaş ve sıradan halktır. Zaman yine geçmişte belirsiz bir zamandır. Olaylar bilinmeyen bir şehirde gerçekleşir. Bu masal, Sabahattin Ali’nin halk hikâyesine en uygun hikâyelerinden biridir.


Sırça Köşk Kitabının Konusu

Üç uyanık arkadaşın hayatını çalışmadan nasıl yaşayabiliriz? İnsanlar arasında çalışmadan hayatımızı nasıl yaşayabiliriz? Bunu söylerler, düşünürler ve bir fikirleri olur. Eser, uyanan bu üç kişinin, Sırça Köşk’ün hikâyesinin, insanların kendilerine bir ders çıkarması ile oluşup çöküşüyle son bulur.


Sırça Köşk Kitabının Özeti

Tembel olan ve hiçbir yerde sığınacak bir yer bulamayan üç arkadaş bir şehre gelirler. Yoldayken içlerinden biri onları rahat ettirmenin bir yolunu bulur. Bu yoldan geldikleri şehri dolaşıp, “Bu memleketin camdan köşkü nerede?” dediler. İnsanlar cam köşkün ne olduğunu merak ediyor. Üç tembel arkadaş, onları camdan bir köşkün olmayacağına inandırır ve camdan bir köşk inşa eder. Gittikçe büyürler. Sırça köşkün ihtiyaçları giderek artar, oraya girenler hazır yemek yemeye alıştıkları için çıkmak istemezler, dışarıda kalanlar oraya girmeye çalışır.

Sırça köşk yavaş yavaş halka yük olur. Halk, uyanık üç arkadaşa sorular sorar ve uygun bir cevap alırlar. Sırça köşkün ihtiyaçları karşılanamadığında, cam köşkteki insanlar zora başvururlar. Halkın yiyecek ve içeceklerini zorla alıyorlar, itiraz edenleri camdan köşkün bodrum katına kilitliyorlar. Halk bu beladan kurtulmaya çalışmaz ve cam köşkün adamları köşkün o kadar güçlü olduğu ve hiçbir kuvvetin onu yıkamayacağı fikrini yayar, safları inandırır, inanmayanları da hile ve hile ile susturur. Kuvvet. Zamanla, insanların verecek hiçbir şeyi kalmayacak. Son koyunlarını da bir emirle getirirler. Bu durumda halkın artık korkmayacağını bilen üç tembel arkadaşın elebaşı sesini yumuşatır ve halk için yaptıkları fedakârlıkları anlatır.

Getirdikleri koyunların hepsini yemediklerini ve bir kısmını geri vereceklerini açıkladıktan sonra başlarının halka dağıtılmasını emreder. Birileri kafaların beyni olmadığını görüyor. Kafaların dili ve gözleri yoktur. Kafaların neden beyni, gözü ve dili yok diye sorduklarında “Onları boşa harcayacaksın” cevabını alırlar. İçlerinden biri, “Senin böyle kafana ihtiyacım yok” diyerek başını attığında, cam köşkte bir delik açılır. Herkes başını ellerine attığında sağlam olduğuna inanılan köşk yerle bir olur. İnsanlar normal hayatlarına dönerler. Olayların bu şekilde sona erdiği bu peri masalında bir kıssadan oluşan bir paragraf bulunmaktadır.


Sırça Köşk Kitabı Hakkında Bilgiler

  • Sabahattin Ali’nin kısa öyküsü. Sabahattin Ali’nin 1947’de yayınlanan Sırça Köşk kitabına da adını veren bu masalı diğerlerinden önce yazılmasına rağmen kitabın ve masallar bölümünün sonunda yer almıştır. Dört masalın en uzunu budur.
  • Dönemin devlet yönetimine ve düzenine eleştirel bir bakış sunmaktadır. Kitap, bir dönem yasaklı kitaplar arasında bulunmuştur.

Sırça Köşk Kitabının Açıklaması

‘Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. ‘Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?’ diyorlar. ‘Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?’


Yorum yapın