Dudaktan Kalbe Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Dudaktan Kalbe'nin Fotoğrafı

Kitap Dudaktan Kalbe
Yazarı Reşat Nuri Güntekin
Türü Romanlar
Kategoriler En Çok Okunanlar
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1923

Reşat Nuri Güntekin tarafından 1923 yılında kaleme alınmış olan Dudaktan Kalbe kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Dudaktan Kalbe pdf, Dudaktan Kalbe konusu, Dudaktan Kalbe karakterleri, Dudaktan Kalbe yorumları, Dudaktan Kalbe açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Dudaktan Kalbe – Reşat Nuri Güntekin


Dudaktan Kalbe Kitabının Karakterleri

Hüseyin Kenan: Babasını küçük yaşta kaybetmiş bir gençtir. Müzikte başarılı olmasının ardından çocukluğunu ve gençliğini yaşamak istemektedir.

Nail Bey: Hüseyin Kenan’ın babasıdır.

Melek Hanım: Kenan’ın annesidir. Babasından habersiz evlenmiştir ve genç yaşta dul kalmıştır.

Münir Bey: Kenan’ın dayısıdır. Kendisini üzüm bağlarına adamıştır.

Vefik Paşa: Eğitimini Paris’te yapmıştır.

Prenses Cavidan: Vefik Paşa’nın kızıdır. Tıpkı babası gibi sanada düşkündür.

Kemal Bey: Lamia’nın ilk nikahlı eşidir.

Makbule Hanım: Kemal Bey’in kızıdır.

Rıza Bey: Lamia’nın Kütahya’daki dayısıdır.

Vedat Bey: Canı isteyince iş yapan ancak çok akıllı biridir.


Dudaktan Kalbe Kitabının Konusu

Roman gerçek sevginin ne olduğunu anlayamamış bir gencin düştüğü bunalımı ele almaktadır. Aşk acısı çeken ve bir daha hiçbir şekilde aşık olamayacağını düşünen genç aşkın bir daha dudaktan kalbe inmeyeceğini felsefe edinmektedir. Son derce acıklı bir şekilde tamamlanan hikaye, insanın aşkın önemini anlamasını sağlamaktadır. Sevdiğinden hiçbir zaman vazgeçmemeyi vurgulamakta ve sevginin değerinin anlaşılmasını açıklamaktadır. Romana sevdiğine kavuşamayan genç hayatına son verir.


Dudaktan Kalbe Kitabının Özeti

Saip Paşa, İzmir’in tanınmış kişilerinden ve belediye başkanlığı yapmış birdir. Saip Paşa’nın yeğeni Hüseyin Kenan, mavi gözlü, esmer tenli bir adamdır. Küçük yaşta babasını kaybetmiştir. Annesi ve kız kardeşi ile birlikte dayılarının yanında yaşamaktadır. Dayısı onu son derece büyük bir özenle ve sıkı bir disiplinle yetiştirmektedir.

Kenan, Mühendislik mektebini bitirmiştir. Fakat küçüklüğünden beri musikiye aşıktır. Dayılarının yanında Reji, katipliğini yapan Mesut Bey’den keman dersleri almaktadır. Henüz on yedi yaşınadır. Mühendislik Mektebine giderken dayılarının komşusu olan Leyla isminde bir kıza aşık olmuştur. Ancak çekingen bir karakteri olduğundan Leyla’ya aşkını bir türlü itiraf edememektedir. Hüseyin Kenan, bir müddet sonra içindeki müzik sevgisini bastıramamaktadır. İyi bir müzik eğitimi almak için annesinin dükkanını satıp Avrupa’ya müzik eğitimi almaya gitmiştir. Bu sayede Hüseyin çok güzel keman çalmaya başlamıştır. Kenan burada kemancılığı fazlası ile ilerletmeyi başarır. Birçok farklı eser ortaya koymaktadır. Yeteneği ile kendisini batı dünyasına kabul ettirmeyi başarmıştır.

Münir Bey, Kenan’ın Cavidan ile evlenmesini istemektedir. Bu düşüncesini Saip Paşa ve Kenan’a açıklar. Kenan ile Cavidan nişanlanırlar. Dayısının davetlerinden, şatafattan ve etrafındaki kalavalıkan sıkılan Hüseyin Kenan, Bozkaya’ya giderek dinlenmek ister. Burada Lamia adlı bir genç bir kızla tanışır. Lamia ve Kenan’ın beraberlikleri duyulur. Dedikodular yüzünden amcası Şükrü Bey Lamia’yı dayısı Rıza Bey’in yanına Kütahya’ya gönderir. Trende Makbule isimli bir kızla tanışır. Kenan’dan hamile kalmış ve hayata küskün bir şekilde Kütahya’da yaşamaya başlar. Lamia’nın bir kızı olur ve adını Mebrure koyar.

Lamia, Hüseyin Kenan’ın Prenses ile evlendiğini Doktor Vedat’tan öğrenmiştir. Lamia kocasından ayrıldıktan sonra kızıyla İstanbul’a gelir. Kısa bir süre sonra Vedat’ta İstanbul’a dönmüştür. Lamia ile Vedat ara sıra görüşmeye devam etmektedir. Bu arada Lamia’da İstanbul’a dönmüştür. Hüseyin Kenan Lamia’yı sevdiğini çok geç fark etmiştir. Bu sebepten evlilik hayatında da mutlu olmamıştır. Sonunda Prenses Cavidan’dan ayrılır. İki eski arkadaş olan Vedat ile Kenan bir gün İstanbul’da karşılaşırlar. Vedat onu muayenehanesine çağırır. Orada Kenan ile Lamia tamamı ile tesadüfen karşılaşırlar. Kenan tekrar görüşmek için mektup. Lamia ise yaşadıklarının bir yaz rüyası olduğunu söyler ve konuyu kapatır.

Kenan’ın kemanından gelen sesler ile büyülü aşk sevdası böylece bitmiştir. Kenan’da bütün ümitlerini tamamı ile kaybetmiştir. Lamia Vedat’la evlenmeyi kabul etmiştir. Bu sayede evlenirler. Kenan Bey her şeyden vazgeçerek hayata küsmüştür. Seydiköy’e annesinin mezarına gider. Ardından da kardeşini ziyaret eder. Bir gün Vedat’ın muayenesinde Hüseyin Kenan ile Lamia karşılaşırlar. Vedat’ın Lamia ile evleneceğini öğrenen duyan Hüseyin Kenan intihar eder. Böylece Kenan hiçbir zaman sevdiği kadına kavuşamaz.


Dudaktan Kalbe Kitabı Hakkında Bilgiler

  • Aşk ve sosyal konuları bir arada işlemektedir.
  • Dudaktan Kalbe romanı ise ilk olarak 1923 yılında basılmıştır.
  • Cumhuriyetin ilanından sonra basılan ilk kitaplarından bir tanesidir.

Dudaktan Kalbe Kitabının Açıklaması

‘Dudaktan Kalbe’, özellikle örf tanıtımı ve kişilik canlandırımında başarılı, duygusal ve sevgi dolu bir roman. Açık, yalın ve gösterişsiz bir anlatışla ve temiz bir İstanbul Türkçesiyle geniş kitlelere seslenebilen yazarın, ilk ve en ünlü romanı Çalıkuşu düzeyinde bir kitap. Şarkılara, filmlere, nostaljik romantizmimize bolca konu olmuş aşkların unutulmaz romanlarından biri.


Yorum yapın