Az Şekerli Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Az Şekerli'nin Fotoğrafı

Kitap Az Şekerli
Yazarı Sait Faik Abasıyanık
Türü Hikaye Kitapları
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1954

Sait Faik Abasıyanık tarafından 1954 yılında kaleme alınmış olan Az Şekerli kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Az Şekerli pdf, Az Şekerli konusu, Az Şekerli karakterleri, Az Şekerli yorumları, Az Şekerli açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Az Şekerli – Sait Faik Abasıyanık


Az Şekerli Kitabının Konusu

Az şekerli kitabını Sait Faik son günlerinde kaleme almıştır. İçerisinde gençlik günlerinde yazdığı hikayeler ve son dönemde ele aldığı hikayeler bir arada bulunmaktadır. Özellikle son günlerde yazdığı hikayelerde ölüme yaklaştığının sinyalleri verilmektedir. Yazarın ele aldığı hikayelerde farklı alanlarda ortak karakterlere rastlanmaktadır. Hem gençlik döneminde yazdıklarını hem de son dönemde ele aldıklarını görmek isteyenler için en ideal seçeneklerden bir tanesidir.


Az Şekerli Kitabının Özeti

Kitap içerisinde yer alan Dülger Balığının Ölümü hikayesinde, sadece bir balık olan dülgerin çlüm sırasındaki hareketleri ve ölümü sonrasındaki hareketleri detaylıca izlenip gözlenmiş ve betimlenmiştir. Son derece basit bir durum gibi görünüyor olsa da bu hikayede Sait Faik’in gözünden birçok farklı detay bulunmaktadır. Onun yaptığı betimlemeler, balığın çırpınışını detaylıca ele alması, renkler ve güneş batarkenki oluşan manzara okuyucunun zihninde canlanmaktadır. Bu sayede hikaye son derece somur bir form almaktadır.

Kitap içerisinde yer alan bir diğer hikaye ise Semaverdir. Ali nihayet kendisine bir iş bulmuştur. Tam bir haftadır fabrikaya çalışmaya gitmekteydi. Annesi de bu duruma son derece büyük bir sevinç beslemekteydi. Ali yine bir gün annesinin seslenmesi ile kalktı. Yataktan yemek odasına annesine sarılarak geçti. Odanın içerisinde kızarmış ekmek kokusu hissedilmekteydi. Aynı zamanda semaverde kaynamaktaydı. Her sabah Ali’nin semaver ve fabrikanın önündeki salep güğümü hoşuna gitmekteydi. Ali kahvaltısını yaptıktan sonra evden çıktı ve fabrikadaki arkadaşları ile buluşup birlikte fabrikaya yürüdüler. Ali’nin annesi ani bir şekilde öldü. Her sabah oğluna çayını ve kahvaltısını hazırlamakta akşamları ise yemeğini önüne koymaktaydı. Bir sabah henüz Ali uyanmamışken semaverin başında bir fenalık geçirmiş ve hayatını kaybetmişti. Ali o sabah fabrika düdüğünün sesine yatağından fırlayarak uyandı. Annesini görünce uyuduğunu düşündü. Omuzlarından tuttu ancak soğumaya yüz tutmuş yüzüne dokunduğu zaman ürperdi. Annesine sarıldı ve onu kendi yatağına götürdü. Vücudunu ısıtmaya çalıştı. Ancak o gün hiçbir şekilde ağlayamadı ve neredeyse hiçbir şey yapamadı. En sonunda karşı komşuya haber verdi ve günlerce evin boş odalarında kendi başına gezindi. Ancak bir türlü ağlayamadı. Bir sabah yemek odasında semaver ile karşı karşıya geldi. Kulplarını tuttu ve gözlerinin görünmeyeceği bir yere koydu. Bir sandalyeye çöktü ve nihayet ağladı.

Stelyanos Hrisopulos Gemisi adlı hikayede ise Stelyanos Hrisopulos adı yaşlı bir balıkçı ve torunu Trifon bulunmaktadır. Trifon annesini kaybettikten sonra son derece yıpranmış bir hal almaktadır. Ancak dedesi her zaman ona destek olmaktadır. Trifon küçük olmasına rağmen son derece başarılı işler ortaya koymaktaydı. Elinden çıkan gemilerin tamamı tıpkı bir ustanın elinden çıkmış gibiydi. Ancak diğer çocuklar onu dışlamaktaydı. Bu durum onu biraz zorlamaktaydı. Aynı zamanda yaşadığı farklı maddi zorluklar ve verdiği birçok farklı mücadele söz konusuydu. Tüm bu zorlukların üzerine mücadele etmesi gereken birçok farklı unsurda eklenmekteydi. Bu dönemin şartları içerisinde birbirinden farklı zorlukları barındırmaktaydı. Bu zorluklar işle başa çıkmaya çalışan Trifon küçük yaşına rağmen son derece iyi bir gayret göstermekteydi. Aynı zamanda dedesinin desteği ile de farklı yönlerden kendisini rahatlatmanın yolunu bulmaktaydı. Ancak hayat yine karşısına birçok farklı zorluğu çıkartmaktaydı. Üstelik en kötüsü de bu yaşadıkları değil yaşayacaklarıydı. Farklı olumsuzluklar karşı verilen mücadele ve daha sonrasında Stelyanos Hrisopulos gemisini batması ortaya çok daha farklı durumların çıkmasına sebebiyet vermektedir.


Az Şekerli Kitabı Hakkında Bilgiler

  • Sait Faik’in son günlerinde yazdığı hikâyeleri ile gençlik günlerinde yazdıkları bir aradadır
  • Yazarın bu kitapta yer alan Battaniye ve Kalinikhta isimli öyküleri Alemdağ’da Var Bir Yılan’daki eşcin*el göndermeli öyküleri ile birlikte değerlendirilir. Bu hikâyelerde ortak karakterlere de rastlanır.

Az Şekerli Kitabının Açıklaması

“Yerimden kalktım. Aynaya doğru ilerledim. İki hanımın sessizce beni dikizlemelerine aldırış etmeden baktım. Perişan bir haldeydim. Yüzüm sapsarıydı. Gözlerim kıpkırmızı. Kenarlarından fırlayan saçlarımı toplamak için şapkamı çıkarınca şöyle parmaklarımla bir tarasam elimde kalacaklarını sandım. Şapkamı giyip kenarlardan fırlayan saçları içeriye tıktım. Dışarı çıktım. Vapur Kadıköy’den kalkmış geliyordu. Haydarpaşa İstasyonu’na baktım. Kocaman kapılarından ötede kırmızı yeşil fenerli, demiryollu, trenli, yolculu, meraklı, düşünceli, perişan, yerini bulmaya çalışan bir âlem vardı. Her gün yüzlerce tren binlerce hikâye getiriyor, binlerce hikâye alıp gidiyordu.” “Hikâye Peşinde” adlı öyküden.

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın