Kitap | Huzur |
Yazarı | Ahmet Hamdi Tanpınar |
Türü | Romanlar |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 1948 |
Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından 1948 yılında kaleme alınmış olan Huzur kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Huzur pdf, Huzur konusu, Huzur karakterleri, Huzur yorumları, Huzur açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
Huzur Kitabının Karakterleri
Mümtaz: Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, amcasının oğlu İhsan’ın yanında eğitim almış, sanattan, musikiden, anlayan o dönemin aydın kesimindendir. Yaşadığı huzursuzlukların nedeni, geçmişten gelen aile özlemi, devamında Nuran ile kavuşamamaları ve toplum hayatına duyarlı olmasındandır. Ayrıca Şeyh Galip adında bir kitap hazırlamaktadır.
İhsan: Yaşadığı dönemin aydın kesimindendir. Mümtaz’ın hayatının Şekillenmesin de çok önemli yeri vardır. Mümtaz’ı yönlendirerek aydın bir kişilik olmasını sağlamıştır.
Nuran: Mümtaz’ın sevdiği kadındır. Yaşadığı birçok sıkıntıya rağmen hayat dolu bir kadındır. Mümtaz’la ortak zevklere yani şiire ve musikiye merakı vardır.
Suat: Kötü ruhuyla hem kendini hem de yakınındaki kişilerin hayatlarını mahvetmiş, kendinden başkasını sevemeyen dengesiz biridir.
Macide: İhsan’ın karısıdır. Mümtaz küçük yaşta yanlarına geldiğinden beri şefkatini ondan esirgememiştir.
Huzur Kitabının Konusu
Romanda bir yandan İstanbul’un güzellikleri anlatılırken bir yandan da Mümtaz’ın Nuran’a olan aşkı ve onunla huzuru bulma arayışı anlatılıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan toplumsal sorunlara parmak basmak istemiştir. Toplumun aydınlık kesiminin kazandığı farkındalıkların aynı zamanda onları huzursuzluğa ittiğini de dile getirilmiştir.
Roman dört bölümden oluşur:
1: İhsan
2:Nuran
3:Suat
4:Mümtaz
Huzur Kitabının Özeti
Roman 2.Dünya Savaşı’nın başladığı haberi alınmadan önceki tam bir günlük süreyi anlatır. Mümtaz o bir günlük sürede bir yıl öncesindeki yaşadıklarını anımsayacak ve romanın konusunu oluşturacaktır.
Mümtaz, amcasını oğlu İhsan’ın hastalığı sebebiyle onun hususi işleriyle ilgilenmektedir. İhsan’a doktor aramaya giderken geçtiği yerler ona geçmişi anımsatmıştır. Mümtaz Kurtuluş Savaşı yıllarında o henüz çok küçükken önce babasını daha sonra da annesini kaybetmiştir. Kimsesiz kalan Mümtaz, İstanbul’a amcasının oğlu İhsan’ın yanına gönderilir. Şehzadebaşı’ndaki evde İhsan ve eşi Macide ile birlikte yaşamaya başlar. Aile sıcaklığını bu iki insanın hoş görüsünde ve samimiyetinde bulur. Galatasaray Lisesi’ni okurken aynı zamanda tarih hocası olan İhsan onu evde de yakından izler. Ayrıca İhsan, onu sık sık arkadaş meclislerine de sokar. Bu toplantılarda Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan Batının aydınlanmasına Doğunun geri kalışına çareler ararlar. Huzurun kişinin kendi içinde başlayıp daha sonra toplumsal sorunları çözebilecek bilince erişebileceği bu toplantıların ana konularındandır. Mümtaz, aynı zamanda Şeyh Galip adında bir kitap hazırlamaktadır.
İhsan’ın evinden ayrılıp Emirgan’da yaşamaya başlar. Hayatının aşkı Nuran’la vapurda tanışır, kısa süre içinde arkadaşlıkları ilerler. Birlikteyken İstanbul başka bir güzeldir. Gezdikleri yerler Nuran’la dolup taşıyor, envai çeşit renklere renklere bürünüyordur. Mümtaz hayatına Nuran’ın girmesiyle huzur ve mutluluğu bulur, fakat kaybetme korkusu da yaşıyordur. Nuran eşinden yeni ayrılmış, kızının hırçınlıklarının yanı sıra bir de Mümtaz ‘ın korku ve bunalımlarından iyice hırpalanmıştır. Bir süre görüşmezler. Bu arada ikisinin de ortak arkadaşı ve Nuran’a eskiden aşık olan Suat’ın ortaya çıkması zaten huzursuz olan Mümtaz’ın şüphelerini artırır. Bir an evvel evlenmek ister. Nuran’a evlilik teklifi eder. Nuran’ın ailesi ve yakınları da bu evliliği destekliyorlardır. Diğer yandan Nuran’ın eski eşi Fahri, Nuran ile barışmak istediğini söyler. Kafası karışan genç kadın, Mümtaz’ı seviyor ama onun bunalımlarına karşı eski tecrübeleriyle temkinli yaklaşıyordu. Suat, Nuran’a olan hislerini artık fütursuzca dile getirerek iki sevgilinin arasına girer. Başaramadığını anlayınca intihar eder. Bu ölüm Nuran’ı çok etkiler. Evlilik hazırlığı yapan iki gencin arasını açar. Suat yaşarken yapamadığını öldükten sonra başarır, iki sevgiliyi ayırır. Mümtaz tam huzuru bulmuşken yine kaybeder.
Mümtaz’ın zihninde anılar canlanırken hasta olan İhsan’ın hastalığına çareler arıyor onu ve Macide’yi yalnız bırakmıyordur. Doktorun istediği ilaçları getirirken beklenen savaşın çıktığını öğrenir. Kendi savaşını kaybeden Mümtaz için, günlerce İhsan ve arkadaşlarıyla üzerine tartıştıkları savaşın bir önemi kalmamıştır.
Huzur Kitabı Hakkında Bilgiler
- Berna Moran, Huzur’u incelerken, Tanpınar’ın Türk romanına yeni bir anlatım tekniği kazandırdığını örnekleriyle gösterir.
- Kenan Işık tarafından oyun metnine dönüştürülen Huzur 1997-1998 sezonunda, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmiştir.
- Tanpınar’ın özel hayatından otobiyografik unsurlar içeren roman İstanbul’un tabiatını, semtlerini ve mimarî güzelliklerini ele alış şekliyle de önem arz eder.
- Tanpınar’ın Huzur’la beraber Mahur Beste ve Sahnenin Dışındakiler adlı romanlarını bir çeşit nehir roman olarak düşündüğü anlaşılmaktadır. Nuran Mahur Beste’deki Talat Bey’in torunudur, İhsan da Sahnenin Dışındakiler’de arka planda mevcut tiplerden biridir.
- Tanpınar’ın, Osmanlı kültürü, medeniyeti ve mûsikisi çevresinde Cumhuriyet aydınının kimlik problemlerini ele aldığı Huzur romanı modern kurgusu, iç monolog ve bilinç akışı tekniğini kullanma biçimiyle Türk edebiyatının mihenk taşlarından biri olarak kabul edilir.
- Romanın dört bölümünden ilkinin sıkıntılı, ikincisinin neşeli, üçüncüsünü melankolik, dördüncüsünün ise çok sıkıntılı olmasına dikkat çeken Moran Batı müziğini de çok seven Tanpınar’ın, Huzur’u, bir Batı müziği formu olan senfoniye yaklaştırma arzusunda olduğunu öne sürer.
Huzur Kitabının Açıklaması
Tanpınar, kültürümüzü bir “iç âlem medeniyeti”nin tezahürü olarak görür. Bu medeniyeti, belirli bir ahlâkı taşıyan “mânevi vazifelerine inanmış, muayyen bir ruh nizamından geçmiş, nefislerini terbiye etmiş” insanlar meydana getirmiştir. Huzur’un kahramanlarından Mümtaz, roman boyunca kendisini “huzur”a kavuşturacak bir “iç nizam”ı aramaktadır. Eserde hastalık, ölüm, tabiat, kozmik unsurlar, medeniyet, sosyal meseleler, çeşitli ruh halleri ve estetik fikirler iç içe verilir. Ancak bütün bunların üzerinde romana hâkim olan Mümtaz’la Nuran’ın aşklarıdır. İstanbul, bu aşkın yaşandığı çevre olmaktan çıkarak, âdeta bir roman kahramanı gibi ele alınır. Huzur için, belli bir dünya görüşüne, bir hayat nizamına kavuşamamış Cumhuriyet aydınlarının “huzursuzlukları”nı dile getiriyor denebilir.