Kitap | Veysel Çavuş |
Yazarı | Memduh Şevket Esendal |
Türü | Hikaye Kitapları |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 1908 |
Memduh Şevket Esendal tarafından 1908 yılında kaleme alınmış olan Veysel Çavuş kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Veysel Çavuş pdf, Veysel Çavuş konusu, Veysel Çavuş karakterleri, Veysel Çavuş yorumları, Veysel Çavuş açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Veysel Çavuş – Memduh Şevket Esendal
Veysel Çavuş Kitabının Karakterleri
Veysel Çavuş: Az konuşan, çok yapan, cesur ve devletin ihtiyacı olduğunda hiçbir hizmetten kaçınmayan bu fedakâr asker.
Veysel Çavuş Kitabının Konusu
Kitap, Ülkesi için ailesini geçerek ölümü göze alan bir vatansever, tuhaf bir atın, taşrada çalışan ve taşra tembelliğine alışmış bir subayın, evli bir kadına âşık olan bir beyefendinin, genç ve güzel için bir yazı turasının öyküsü. Hastalık bahanesiyle hastaneye gelen ve doktorlarla ilgilendiğini gösteren kız. İki doktor, sokakta öpüşen eşleri karakola götüren bir polis, yeni atandığı ildeki okulları denetleyen bir vali, filmlerle yaşayan bir kadının evlendiği erkeğe, yoksullara yönelik anlamsız davranışları Şarkıcı bir Yahudi’nin hayatı, kocasını aldatan bir kadının intikamı…
Sıradan insanlar, küçük hesaplar. , gündelik hayat… Yazar bizimle hayatın tam ortasında konuşuyor. İnsanoğlunun en genel arzularını, korkularını ve dertlerini anlatır.
Veysel Çavuş Kitabının Özeti
Veysel Çavuş
Veysel Çavuş, hikâyecinin Trablus’tan tanıdığı bir askerdir. Savaştan döndüğünde babaannesini ölü bulan Veysel Çavuş, çok çalışarak kendine bir iş kurar. O da bir tarla kiralıyor. Sonra komşu köylerden bir kızla evlenir. Ne yazık ki, Temmuz sonunda, hasat zamanında asker çağrılır. Veysel Çavuş daha hasadını bile tamamlamadı. Hikâye anlatıcısı, az konuşan, çok yapan, cesur ve devletin ihtiyacı olduğunda hiçbir hizmetten kaçınmayan bu fedakâr askerle bir akşam yolda karşılaşır. Ona orduya katılıp katılamayacağını sorar. Veysel Çavuş katılacağını söyler. Hikâyeci, Veysel Çavuş’un çok zengin olmadığını ve askere giderken geride bıraktığı genç hanıma yüklü miktarda para veremeyeceğini bildiği için Veysel Çavuş’un bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorar. Veysel Çavuş komşusunun namusunu koruması gerektiğini söyler ve genç hanımını hikâyeci anlatıcısı emanet etmek ister. Hikâye anlatıcısı de bunu kabul eder. Ertesi gün Veysel Çavuş orduya gönderilir. Neden o zaman savaş Osmanlı’nın lehinde ilerlemeye başlar. Ne yazık ki anlatıcı ve Veysel Çavuş’un eşi bu habere sevinemez çünkü Veysel Çavuş’un şehit olduğu haberi gelir. Hikâyeci bir gün Edirne’deyken Veysel Çavuş’un yanında görev yapan bir askerle karşılaşır ve şehadetini bu askerden duyar. Veysel Çavuş, bir ormanda Bulgar çetelerini kovalarken emrindeki adamlarla devriye gezerken yanağından vurularak olay yerinde şehit olur. Onunla birlikte şehit olan bir kişi daha olur.
Kivi
Anlatıcının kardeşi şehirden bir at alır. Köy çocuğudur, atlara ve eşeklere meraklıdır. Gelir ve heyecanla aldığı atı kardeşine ve arkadaşlarına gösterir. Bu at için bir isim düşünürler ve adını Kivi koymaya karar verirler. Ancak ertesi gün, vagonda ikiden fazla kişi varsa Kivi’nin hareket etmediğini anlarlar. Aslında Kivi yokuş çıkarken arabada kimseyi istemiyor. Ayrıca hızlı çalışmıyor. Sakin yürüyen bir attır. Anlatıcının kız kardeşi Kivi’yi eğitmek için çok uğraşır. Bir gün anlatıcının kardeşi Selime ile evlenir. Kivi de gelin alayında araba çekiyor. Tabi bu emektar at yine yavaş ilerliyor. Düğünden sonra anlatıcının kardeşi Kivi satma zamanının geldiğini, bu hayvanın zaten bir faydası olmadığını ve alıcısı varken atın satılması gerektiğini söyler. Anlatıcı ise bu emektar atın satışına karşı çıkar.
Bir Genç Efendinin Defterinden
Uzun savaşlar nedeniyle dört beş eve bakmak zorunda kalan bir adamın Güzide isimli evli akrabası ile ilgilenmeye başladığı ve bu ilginin karşılıksız kalmadığı anlatılır. Çok güzel ve akıcı bir üslupla yazılan bu hikâyede genç usta ve Güzide bir türlü tanışamamışlardır. Seçkin genç efendi, geceleri yatak odasına gelme fırsatı sunmasına rağmen, genç efendi hem utangaçlığından hem de komşuların dedikodularından korkarak bu fırsattan yararlanamaz.
Bir Cinayet
Kafkas cephesinde savaşan bir askerin kıskançlıktan işlediği bir cinayeti konu alır. Katil bir doktor ve cephedeki ateşten kurtulmak için eve döner. Karısının bir avukatla ilişkisi olduğunu düşünerek avukatı öldürür. Daha sonra mahkemeye gelen bir mektup, katilin pişmanlık duymasına neden olur.
Sayı mı Yazı mı?
Hikâyede genç ve güzel bir hukuk öğrencisi işini yapmak istemez, kocasının parasını yemek ister. Gözü bir doktordadır ve dikkatini çekmek için hasta numarası yapar ve onu muayene ettirmek ister. Doktor konuyu anlayamayınca kız açık açık anlatmaya gider. Doktor önce kızdan uzak durup ona koca bulmak istese de muayeneye gelen başka bir doktorun kızla ilgilenmesi üzerine bu kızla ilgilenmeye başlar. Ancak ikinci doktor kız için savaşmaya hazırdır. Sonunda, meseleyi kavga etmeden, yani yazı tura atmak için bir çözüm bulurlar. Yazı tura atarken, kız ilk doktorun bahsi kazanmasını ister; çünkü gözü onun üzerindedir ve başka kimseyi görmez.
Hâmid İçin Bir Yazı
Abdülhak Hamid Tarhan gibi büyük yazar ve şairleri, onları çok iyi bilmeyen, haklarında okumamış kişilerin yazıp halka anlatması eleştirilir. Bunun yapılmasını teşvik eden ya da bu sorumsuzluğa göz yumanlar da gazete yönetimlerinden başkaları değildir.
Komiser
Bir akşam sokakta birbirlerini öpen eşlerin, bir polis memuru tarafından karakola getirilmesini anlatır. Komiser, eşlerin birbirlerini öpmeye hakkı olduğunu düşünse de eşinden uzun yıllar önce boşanmış olan polis memuru komiserle aynı fikirde değildir.
Muzaffer
Öksüz Muslih ile Adviye’nin kızı Muzaffer’in evlilik hikâyelerini anlatıyor. Adviye bir komşunun düğünü için evini düğün misafirlerine açar. Bu misafirlerden biri de Muslih’tir. Muhlis, Muzaffer isminin bir yastığa işlenmiş olduğunu görünce düğün sahibine bu kızı sordu. Kızı görmemiş olmasına rağmen, onunla evlenmek ister. Kız babasız. Ayrıca Adviye ve Muzaffer’in maddi durumu da pek parlak değil. Bu nedenle kızın Muhlis ile evleneceği tahmin edilmektedir. Adviye ve Muzaffer Muhlis’i başta sevmeseler de Muzaffer sonunda onunla evlenmeyi kabul eder. Hikâyede Muhlis’in geçmişi ve evlenmesine neden olan sebepler uzun uzadıya anlatılır.
Veysel Çavuş Kitabının Açıklaması
İnsan ve toplum anlayışımızın çağdaşlaşması, dilimizin özleşmesi yolunda büyük atılımlar yapan I. Dünya Savaşı kuşağının Türk yazımında başlattığı gelişme içinde Memduh Şevket Esendal’ın önemli bir yeri vardır. Geniş ve çok yönlü gözlem gücüyle, yalın bir anlatımın ustaca birleştiği bir seçkin ürünler Esendal’ın imzasını taşır. Bu yetkinliğin yanı sıra hümanist bir duyarlığı sürekli ön planda tutarak, olay dokusunda temel toplumsal dinamikleri eksen alması, onu, özgün ve kalıcı bir sanat evreni yaratabilmiş büyük yazarlar düzeyine çıkarmaktadır…