Yürekdede İle Padişah Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Yürekdede İle Padişah'ın Fotoğrafı

Kitap Yürekdede İle Padişah
Yazarı Cahit Zarifoğlu
Türü Hikaye Kitapları
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1987

Cahit Zarifoğlu tarafından 1987 yılında kaleme alınmış olan Yürekdede İle Padişah kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Yürekdede İle Padişah pdf, Yürekdede İle Padişah konusu, Yürekdede İle Padişah karakterleri, Yürekdede İle Padişah yorumları, Yürekdede İle Padişah açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Yürekdede İle Padişah – Cahit Zarifoğlu


Yürekdede İle Padişah Kitabının Karakterleri

Yürek Hasan: Seksenli yaşlarda Merhametli, Allah’a inanan ve misafir perver bir dededir. Ayşe Nine’nin atmış beş yıllık eşidir.

Ayşe Nine: Eşi Yürekdede gibi oda seksenli yaşlarda, merhametli bir ninedir.


Yürekdede İle Padişah Kitabının Konusu

Yürekdede ile Padişah kitabı, içinde kötü ve kötünün olmadığı, iyilerin mutlak galip geldiği güzel bir hikâyedir. Eşi Ayşe Nine ile tek başına ibadet ve tefekkür içinde yaşayan Yürekdede ile padişah arasında geçen bu hikâyede padişahın Yürekdede’den öğreneceği çok şey vardır. Bir insanın gerçekten neye ihtiyacı olduğu ve bu ihtiyacı kimden isteyebileceği öğretilirken, samimi bir duanın ve hiçbir menfaat gözetilmeden yapılan iyiliğin cevabını Yürekdede ile Padişah arasındaki hikâyede bulur.


Yürekdede İle Padişah Kitabının Özeti

Güzel kış mevsimine rağmen, aşırı ve bunaltıcı sıcaklar nedeniyle yazın insanların yaylalara gittiği bir köy vardı. Yürek Hasan adında bir genç yaşarmış. Kendisine bu ismin neden verildiği bilinmemekle birlikte Yürek Hasan çok merhametli bir insandı. Eşi Ayşe de kendisi gibi bu köylülerde doğup büyümüştür. Kışın köyde, yazın yaylada zaman böyle geçerdi. Ayşe Nine ve Yürekdede 80’li yaşlarına girmişlerdir. Köylüler gruplar halinde yaylaya göç ederken, Yürekdede ve Nine Ayşe, rahatsızlıkları nedeniyle yola çıkamaz. Nihayet bir gün yola çare bulmuşlar, hazırlıklarını tamamlamışlar, küçük develerine eşyalarını yüklemişler ve bir odadan ibaret olan evlerini Allah’a emanet edip yola çıkmışlar.

Şehrin ışıklarının parladığı bir yerde mola verirler ve çadırlarını kurarlar. Geceyi burada düşünerek geçirirler. Güneş doğmadan bir saat önce kalkmayı alışkanlık haline getiren Yürekdede, sabah tekrar kalkar, kocasıyla namaz kılar ve onların sıcak çorbasını içer. 65 yıllık evliliklerinde olduğu gibi birbirleriyle sohbet ederler. Bu sırada yoldan geçen atlıları görünce sevinirler ve kendilerine misafir gönderen ve onları ağırlaması için çadırlarına davet eden Allah’a şükrederler. Yolculuk nedeniyle çok aç ve susuz kalan misafirlerine önce su getirirler, ardından yemek servisi hazırlarlar. Misafirlerine layık bir yemek bulamadıkları için yüklerini taşıdıkları deveyi kesip onlara sunmaya karar verirler. Deveyi keserler, etini özenle ayırırlar ve misafirlerine sunarlar. Çok acıkan misafirler yemeklerini keyifle yedikten sonra izin ve helal isterler. Bu misafirler aslında kılık değiştirmiş halk arasında yürüyüşe çıkan padişah ve vezir dostlardır. Bu iki yiğit ihtiyarın yük develerini kendileri için kestiklerini bilmesine rağmen sesini çıkarmaz ve kendini tanıtmazlar. Yürekdede’ye sadece padişahın ışıkları görünen şehirde yaşadığını, padişahın her Cuma Ulu Cami’de vaaz verdiğini ve namaz kıldırdığını anlatmıştır. Ona yanına gitmesini ve ona bir şey sormasını söyler. Gönülden kabul edip gideceğini söyler.

Padişahın dediği gibi Cuma namazını Ulu Cami’de kılmak için yola çıkar. Ama amacı sadece padişahı yakından görmekti. Belki de bir deve isteyebileceğini düşünür. Camiye vardığında kalabalık bir grup olduğunu ve çeşitli isteklerle padişaha yaklaşma çabalarını görür. Bu kadar muhtaç insanı görünce padişahın yanına gitmekte tereddüt etmiş ve onu uzaktan görmekle yetinmek istemiştir. Ancak padişah onu görünce yanına gelir ve namazdan sonra kendisini misafir etmek istediğini söyler. Kalbinde Sultan’ı tanıyamaz ve teklifi kabul eder. Onlar namazdan sonra namaz kılarken, padişahın Allah’tan kendisine rızık vermesini istediğini işitince oradan ayrılmaya karar verir. Padişahın başka bir padişahtan istediğini sadece Allah’tan istemesine karar verir. Yürekdede’nin aceleyle gidişindeki hikmeti hisseden padişah, pişmanlık içinde tekrar Allah’a yalvarır.

Yürekdede eşi Ayşe Nine’nin yanına gelir ve ertesi gün tekrar yollara düşmeye karar verirler. Ancak develerin olmaması nedeniyle gitmek istedikleri yolun dörtte birini bile gidememekten bıkmışlar ve oldukları yerde kalmaya karar vermişler. Çadırı kurmak için kazıkları sürmeye başlarlar. Ancak, son kazığı kullanamazlar. Orada bir taşın kaldırılması gerekir. Yürekdede taşı çıkarmak için kazarken topraktan bir kazan çıkar. Ayrıca bir tanım içerir. Allah’tan gönülden istenmenin doğru karar olduğunu bir kez daha anlar ve şükreder. Kazanın içindekileri fakirlerle paylaşmak için şehre geri döner. Gelirken yanına sadece bir deve alır.


Yürekdede İle Padişah Kitabının Açıklaması

Eşeğini kaybeden Yürekdede, pazardan küçük deve satın alır. Her yıl çıktıkları yaylaya gitmek üzere hanımı Ayşe Nine ile yola çıkarlar. Az giderler, uz giderler, dere tepe düz giderler. Konakladıkları yerde atlılar çıkar karşılarına. Onları doyurmak için “bir güzel söz, bir sevgiye” aldığı deveciğini keser Yürekdede. Padişahın atlıların arasında olduğunu fark edemezler. Saraya davet edilirler. Sonra ne oldu, dersiniz. “Yürekdede ile Padişah” kitabı bu mutlu sona adım adım yaklaştıracak sizi.

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın