Yaz Düşleri Düş Kışları Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Yaz Düşleri Düş Kışları'nın Fotoğrafı

Kitap Yaz Düşleri Düş Kışları
Yazarı Tomris Uyar
Türü Hikaye Kitapları
Kategoriler Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1981

Tomris Uyar tarafından 1981 yılında kaleme alınmış olan Yaz Düşleri Düş Kışları kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Yaz Düşleri Düş Kışları pdf, Yaz Düşleri Düş Kışları konusu, Yaz Düşleri Düş Kışları karakterleri, Yaz Düşleri Düş Kışları yorumları, Yaz Düşleri Düş Kışları açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Yaz Düşleri Düş Kışları – Tomris Uyar


Yaz Düşleri Düş Kışları Kitabının Konusu

Tomris Uyar’ın bu öykü kitabı dokuz ayrı öyküden oluşuyor. Öyküler kış mevsiminden başlayıp yaz sonlarında biterek konular mevsim geçişleri ile birbirlerine bağlanmış oluyor. Uyar diğer öykü kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da toplumun geçirdiği değişimin, kendisinde bıraktığı izlenimleri aktarıyor. Hayatın bir kenarında unutulmuş karakterleri seçip onlara başrol vermiş. Olaylara bakmak ile görmek arasındaki ince çizginin üzerinde ustaca hareket ederek öykülere farklı bir bakış açısı kazandırabilmiş. Kitapta gerçekçi kötümser bir tavır sezilse de düş kurmanın hayatta kalabilmek için bir ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Hayatı gerçekleriyle yaşayanların yanı sıra bu gerçekleri değiştirecek düşler kuran insanların da öyküleri anlatılırken okuyucu realite ile kurgu arasında gidip gelecektir. Yazar kendisini uyumsuzlukların yazarı olarak addetse de içerik dikkatli okunduğunda sıra dışılığın uyumu da göze çarpar.


Yaz Düşleri Düş Kışları Kitabının Özeti

Yaz Düşleri Düş Kışları öykü kitabının ilki “Kuskus”, torununa bakan yaşlı bir kadın ve onun komşusunun günlük sohbetlerini konu almış. Yaşlı kadına pencerenin ardındaki yağan kar, anılarını ve bu yaşına kadar yaptığı fedakârlıkların nasıl vefasızlıkla karşılık bulduğunu hatırlatır ve onu geçmişe götürür.

İkinci öykü “Filizkıran Fırtınası”, fantastik ve masalsı bir öykü olarak karşımıza çıksa da, aslında hayallerine sahip çıkamayan, gelmekte olan felaketi göz yumarak görmezden gelenlerin öyküsüdür. Ayrıca bu hikâyeyi renklendiren diğer bir konu da İstanbul’un en eski semtlerinden birisi olan Beyoğlu’nun tarihi ve semtin kozmopolitlik yapısından da bahsedilmesidir.

Üçüncü hikâye “Metal Yorgunluğu” ise kitabın en uzun bölümüdür. Yaşlı bir adam, gençlik yıllarında çekilmiş bir fotoğraf üzerinden kendi hayat hikâyesini anlatır. Yazar burada bakmak ile görmenin farkının inceliklerindeki detayları işler. Eski bir maliyeci olan adamın şahit olduğu usulsüzlüklerin, geçmiş yaşamının pişmanlıklarının üzerlerini bir daha açılmamak üzere kapatmak ister, fakat bu çok mümkün değildir.

Dördüncü öykü olan “Beyaz Bahçede” içeriği itibari ile acı yüklüdür. Bir annenin ölümü, oturduğu sedirdeki yokluğuyla anlatılıyor. Annenin çocuklarını emanet ettiği öğretmenin iki kardeşi koruyamamasını Şeyh Galib’in “Hüsn’ü aşk”ına olan atıflıyla sonlandırır.

Beşinci hikâye olan “Oyun” da küçük bir kız çocuğuyla, ressam bir kadının evcilik oyunu anlatılıyor. Çocuğun ailesi gelenekçi bir aile, oyun arkadaşı olan ressam ise toplum normlarının dışında, bireyselliği ile öne çıkan bir kadındır. İki oyun arkadaşının hayat tarzları farklı olsa da hayalleri oyunlarını belirler.

Altıncı öykü “Bayırdaki Ilgın”, şehirlerde villa-konduklarının yükseldiği, insanların oturdukları semtlere göre ayrıştırıldıkları 1950’li yılları konu alır. İnsanların özlerinden sıyrılıp, birbirlerine menfaatleri kadar yakınlık göstermeleri öykünün ana temasıdır.

Tomris Uyar’ın yedinci öyküsü “Zula” da öyküde yazar şiirsellik yöntemini kullanarak okuyucusuna bir ayrıcalık sağlamış. İstanbul’un insan manzarası, doğanın güzelliğiyle harmanlanıp şekillenmiş.

Sona bir kala olan hikâye “Rus Ruleti”. Otogar peronlarında otobüs bekleyen insanlar ve her birinin farklı hikâyeleri anlatılır. Dışardan bakan için sıradan olan bu sohbetlerin satır aralarında gizlenen hüzünlere ve sevinçlere hepimizin şahit olsak da yazar bir kez daha altını çizer.

Dokuzuncu hikâye “Kuşluk Rakısı” nın konusu ada da geçer. Artık yaz bitmiş, serin esen rüzgâr ayrılma vaktinin geldiğini söylemektedir. Yazlıkçıların son keyiflerinin ve vedaların zamanıdır.


Yaz Düşleri Düş Kışları Kitabının Açıklaması

“Şimdi bahçede, ayaz – yemiş boş sıraların dışında kuşsuz bir saat kulesi kalmıştı, yapraklarını dökmüş bir atkestanesi, öğrencisiz bir basketbol alanı.

Her mevsimde aynı olan ulu bir çınar. Pusla beslenen bulutlar, kimi zaman aralarında kümelenip yardımlaşarak, kimi zaman tek başlarına kalmayı deneyerek yeni biçimlere değişiyorlardı. Durmaksızın. Bir ara güneş, son bir çabayla bulutların arasından sıyrıldı ama göğe ancak kendini çok andıran bir güneş resmi çizebildi.”

Gündelik hayatın gerçeklerinde yaşayan ve gerçeği değiştirecek düşler kuran insanların öyküleri…

Tomris Uyar, Yaz Düşleri Düş Kışları ile okuyucularını gerçek ile düş arasındaki görünmez köprüden geçiriyor.


Yorum yapın