Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nin Fotoğrafı

Kitap Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Yazarı Milan Kundera
Türü Romanlar
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1984

Milan Kundera tarafından 1984 yılında kaleme alınmış olan Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği pdf, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği konusu, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği karakterleri, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği yorumları, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği – Milan Kundera


Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Kitabının Karakterleri

Tomas: Doktor olan Tomas’ın hayatta iki vazgeçilmezi vardır: Mesleği ve onuru. İnsanın var olabilmesi için tüm bağlarından kurtulması gerektiğini düşünür.

Tereza:Tomas ın eşidir. Hayattaki tek sığınacağı kişi Tomas’tır. Yalnızlığını köpeği Karenin ile paylaşan naif bir kadındır.

Sabina: Tomas karakterinin dişi halidir. Ressam olan kadın, bunu yaptığı resimlerine de yansıtır Gücünü özgürlüğünden alan bir kadındır.


Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Kitabının Konusu

1968 Prag Baharı ve sonrasında yaşanan Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği’nin Çekoslovakya’yı işgali ile yaşananlar, insanların üzerinde bıraktığı huzursuzluklar, romanın alt metin konusudur. Ülkesi işgal edilen insanların çıkmaza sürüklenip başka ülkelere iltica etmek zorunda bırakılmaları, vatanında kalanların göz hapsinde bulundukları bir nevi açık hava hapishaneye dönüşen ülkede köpeklerin öldürüldüğü, kuşların bile özgür olamadığı Çekoslovakya’da yaşananların insan hayatına yansımaları anlatılıyor.

Roman okuyucunun, fikirlerinin sürekli yer değiştirmesine sebep olacak iç hesaplaşmalarla, varlığı, felsefi anlamda ağırlığın gerekliliğini, hafifliğin verdiği huzuru ve tercihlerimizle buna nasıl yön verdiğimizi sorgularken; aile, din, sosyal yaşantılar, siyasi otoriteye karşı tutumu, kadın ve erkek ilişkilerini irdeleyen felsefe ağırlıklı bir romandır.

“Sadece gerekli Olan şey kıymetlidir ve sadece ağır Olan şey değerlidir.”


Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Kitabının Özeti

Mesleği doktorluk olan Tomas, iş için gittiği bir kasabada Tereza ile tanışır. Tesadüflerin bir araya getirdiği çiftin ilişkileri, doktorun kasabadan ayrılmasından sonra da devam eder. Tereza bir barda garsonluk yapan, kitap okumayı seven bir kadındır. Annesi onu, ayrıldığı kocasından kendisine kalan kötü bir miras gibi görür. Genç kadın çok istese de anne ile bir türlü anlaşamaz. Sığınacak bir liman ararken Tomas ile karşılaşır. Tereza sevdiğine bağlanmak isterken; Tomas onun tam tersi bağlılıktan nefret eden, hatta bu yüzden eşi, oğlu, anne ve babasıyla ilişkiyi kesen bir adamdır. Tomas’ın Tereza’ya olan duyguları ilk başta merhametle başlar, zamanla sevgiye ve aşka dönüşür. Doktorun kadınlara olan zaafına dayanamayan Tereza, geceler boyu kabuslar görür. Doktorun anlayamadığı şey, kolu kırılan birinin yaşadığı acının cinsiyet gözetmeksizin aynı olmasıdır. Duyguları yaralı olan birisi nasıl mutlu olabilir? İkilinin ilişkilerini ayakta tutan tek şey, Tereza’nın sonsuz sadakatidir. Tereza’nın çalışmak istemesiyle, Tomas onu Sabina ile tanıştırır. Sabina ressamdır, Tomas ile ilişkisi olmasına rağmen ona yardım eder, fotoğraf çekimiyle ilgili detayları öğretir ve dergide iş bulur. Sabina da tıpkı Tomas gibi bağlılığın kendisini tutsak edeceğini düşünür. Ailesinden kopmuş, gücünü özgürlüğünden alan, yaptığı resimlerde bile sıra dışılığı arayan bir karakteri vardır. Sabina sevgilisi Franz’a olan sevgisine rağmen, acı çekeceğini bile bile ondan ayrılır.

Çekoslovakya’da Prag baharı bitmiştir. SSCB’nin işgaliyle tanklar şehirlere girip yönetimi ele alır. Halk başka ülkelere iltica etmek zorunda bırakılmış, geride kalanlar ise sürekli göz hapsindedir. Deyim yerindeyse ülke açık hava hapishanesine dönüşmüştür. Tereza ve Tomas da Zürih’e yerleşirler. Genç kadın için hayat burada daha zordur. Her yönden Tomas’a bağımlı hale gelmiş ve daha da yalnızdır. Yaşadığı şehri ve Tomas’ı terk edip Prag’a geri döner. Bu gidiş doktoru alaşağı eder. Kendisinden beklenilmeyen şey olmuş, farkında olmadan Tereza’ya bağlanmıştır ve onun arkasından ülkesine geri döner. Hükümet aleyhine yazdığı bir yazıda taviz vermediği konular için işinden olur. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir, ülkeleri işgal edilmiş, sokakların isimleri bile değişmiş, yaşadıkları yerin yabancısı olmuşlardır. Küçük bir köye yerleşmeye karar verirler. Tereza ve Tomas burada içsel bağlarından ve bütün misyonlarından kurtulup özgürlüğe ulaşırlar.

“Gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığıyla ortaya çıkabilir. İnsan soyunun temel sınavı onun, merhametine bırakılmış olanlara davranışında gizlidir.”


Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Kitabı Hakkında Bilgiler

  • 1984 yılında Fransa’da Fransızca olarak basılan kitabın ilk baskısı, ilk yayımlandığı günden bu yana edebiyat dünyasında büyük ses getirmiştir.
  • Çekçe orijinali ertesi yıl yayınlandı ve Türkçe çevirisi ilk olarak 1986’da yayınlandı.
  • Roman 1987 yılında aynı isimle sinemaya uyarlandı.
  • Roman, romanın kahramanları Tereza, Tomas, Sabin ve Franz arasındaki ilişkileri, 1968’de Prag Baharı’nı ve ardından Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya’yı işgalini arkaplan olarak ele alıyor.
  • Etkinlikler Prag, Paris, İsviçre, Kamboçya’da gerçekleşiyor ve yedi bölümden oluşuyor.

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Kitabının Açıklaması

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

1982 yılında Milan Kundera tarafından yazılan ve çok kısa bir sürede dünya klasikleri arasına girmeyi başaran “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği” felsefi roman türünün en başarılı örnekleri arasında yer alıyor. Dört farklı karakter etrafında şekillenen roman, birbirinden tamamen farklı ama bir şekilde birbiri ile bağlantılı bu karakterler özelinde varoluşçuluk, geleneksellik, aile, kadın erkek ilişkileri, siyasi otorite kavramlarını irdeliyor. Bu kavramların irdelendiği olaylar örgüsünün arka fonunda ise 1968 öncesi Prag baharı ve 1968 sonrası Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya’yı işgal ettiği yıllar göze çarpıyor. Bu işgal ile bağlantılı olarak yaşanılan coğrafyanın romandaki karakterlerin hayatları üzerindeki belirleyiciliği de dikkat çekiyor.

Bu Kitap Size Varoluş Sancısı ve Aşka Dair Muhteşem Bir Bakış Sunuyor!

Kitap, yaşamın ağırlığı ve hafifliği arasındaki sorgulama ile başlıyor. Yaşam tekrar eden bir döngü mü yoksa dümdüz devam eden ve öylece tek seferlik yaşanan olaylar bütünü mü? Yazar bunu ağırlık ve hafiflik kavramlarını tanımlamak için kullanıyor. Yaşamda sonsuza kadar tekrar eden yinelemelerin bir ağırlık, bir defa yaşanan şeylerin ise hafiflik olduğunu söylüyor. Ve bir tesadüf sonucu tanışarak aşık olan Tomas ve Tereza’nın hikayesi ile olaylar başlıyor.

Tomas, Tereza, Sabina ve Franz bu romanda karşımıza çıkan dört ana karakter oluyor. Tomas, insanın var olabilmesi için tüm bağlarından kurtulması, hafiflemesi gerektiğine inanıyor. Bu inancı nedeniyle oğlundan bile uzak kalarak hiç kimse ile uzun süreli bir bağ kurmadığı ilişkiler içerisinde yaşamını sürdürüyor. Tereza ise tam tersi bağlanmaya derin bir ihtiyaç duyan, geleneksel yaşam arzusu ile tam tersi bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Ana konu bu iki karakterin karşılaşması ve ilişkilerinin başlaması etrafında şekillenirken, Tomas ve Tereza’nın inişli çıkışlı ilişkisi kitap ilerledikçe bambaşka bir hal alıyor.

Romandaki diğer bir karakter olan Sabina da Tomas gibi bağlanmayı reddeden ve ihaneti neredeyse yaşam tarzı olarak benimsiyor. Hiç kimseye ait olmak istemeyen Sabina ve Sabina uğruna karısını ve kızını terk eden Franz’ın ilişkisi de bu sefer olayları tam tersi bir şekilde bize gösteriyor.

Hayatta karşılaştığımız tesadüf ve rastlantılara da değinen kitap bu hayatta her şeyi bir kere yaşayacağımız olgusuna da değiniyor.


Yorum yapın