UFO’lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın)

UFO'lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın)

Geraint Rowland Photography/Moment/Getty Images

UFO’lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın)

Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığına bağlı Pentagon, yüzlerce UFO olayını inceledi ve ilki 2021 yılında, ikincisi ise 2023 yılında olmak üzere iki rapor yayımladı. Hazırlanan raporlarda birkaç vakanın nedeninin doğal olaylarla açıklanamadığı belirtildi. Doç. Dr. Selçuk Topal, Bilim Genç sesli yayınının yeni bölümünde, UFO’lar hakkında yapılan araştırmalardan ve Dünya dışı yaşam arayışındaki son gelişmelerden bahsediyor.

Bilim Genç sesli yayınlarını SoundCloud, YouTube, Spotify, Google ve Apple podcast kanallarımız üzerinden dinleyebilir ve güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için kanallarımızı takip edebilirsiniz.

Bu sesli yayını

UFO'lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın) #1UFO'lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın) #2

UFO'lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın) #3UFO'lar Hakkında Neler Biliyoruz? (Sesli Yayın) #4

Sesli Yayın Metni:

Uzaya ve bilime meraklı dostlar merhaba. Ben Selçuk Topal. Bilim Genç sesli yayınının bu bölümünde literatürdeki adıyla “tanımlanamayan uçan cisim” veya kısa adıyla UFO olarak bilinen olgulardan bahsedeceğim. Popüler kültürde Dünya dışı bir canlıya ait uzay gemisi olduğu düşünülen bu olayların aslında ne olduğundan ve son yıllarda bu konuda yapılan çalışmalarla birlikte ayrıca dünya dışı canlı arayışımızdaki son gelişmelerden de bahsedeceğim. Dolayısıyla UFO olaylarını daha detaylı incelemek için yakın bir zamanda NASA tarafından oluşturulan komite ve o komitenin amacı da bu sesli yayının konularından biri olacak. Bu sesli yayın sayesinde geçmişte şahit olduğunuz veya gelecekte şahit olacağınız benzer olayların aslında ne olduğunu ve ne olmadığını daha iyi anlamış olacağız.

UFO olaylarının başlangıcının II. Dünya Savaşı sonrası gelişen roket teknolojisiyle benzer dönemlere denk gelmesi şaşırtıcı değildir. Muhtemelen en meşhur UFO olayı 1947 yılında gerçekleşen Roswell UFO olayıdır. Roswell UFO hadisesini kısaca özetlersek olay şöyle gelişmişti: 1947 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New Mexico eyaletinde bulunan Roswell şehrindeki bir çiftliğe metal ve plastik maddelerden oluşan bir cisim düşer. Cisme ait enkazı bulan çiftçi durumu yakındaki bir askerî üsse bildirir. Kimse bu enkaz kalıntısının kime veya neye ait olduğunu bilemez. Çünkü çok gizli bir projenin parçasıdır. Roswell UFO olayına neden olan şeyin, Rusya’nın nükleer silah denemesini kontrol etmek için, ABD tarafından geliştirilen istihbarat amaçlı gizli bir projeye ait atmosfer balonu olduğunu 1980’lerde ortaya çıkan dokümanlardan anlıyoruz. O günden bugüne atmosferde yaşanan benzer olaylara şahit olduğunu ve hatta dünya dışı zeki canlılar tarafından alıkonulduğunu iddia eden insanların hikâyelerini duymuş olmalısınız. Sonuç olarak, Roswell olayından günümüze uzanan sayısız vaka nedeniyle Dünya dışı canlılar tarafından ziyaret edildiğimize olan inanç artarak devam etti.

Bilimsel gelişmeler de evrende yalnız olmadığımıza işaret ediyordu. Özellikle son 50 yılda bilimde gerçekleşen ilerlemeler sayesinde evrenin yapısını daha iyi anladık. Bugün sahip olduğumuz bilgiye dayanarak Dünya dışı canlı olma olasılığının aslında yüksek olduğunu düşünüyoruz. Zeki olup olmamasını şimdilik tartışma dışında bırakırsak, gök adamızın veya evrenin başka bir köşesinde Dünya dışı canlı olma ihtimali bilimsel bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ancak evrenin büyüklüğü başka bir gerçeğe daha işaret ediyor: Evrende mesafeler çok büyüktür ve ışık hızı evrendeki hız sınırıdır. Bırakın bir gök adadan diğerine seyahat etmeyi, şu anki teknolojimizle Güneş’e en yakın yıldız olan Proxima Centauri yıldızına seyahat bile on binlerce yıl sürerdi.

Elbette Dünya dışı canlıların bizden çok daha gelişmiş teknolojilere sahip olabileceğini, evrendeki hız sınırını kolaylıkla aşabileceklerini, mesela solucan deliklerini kullanarak evrenin her yerine sorunsuz seyahat edebildiklerini iddia edebilirsiniz. Ancak bu, uygulamada sahip olduğumuz bilgiyle çelişen ve şu anki bilgimizle pek de bilimsel olmayan bir iddia olur. Carl Sagan’ın dediği gibi “Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar gerektirir.”. Ancak elimizde Dünya dışı canlıların varlığına dair olağanüstü bir kanıt henüz yok.

Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığına bağlı Pentagon, yüzlerce UFO olayını inceledi ve ilki 2021 yılında, ikincisi ise 2023 yılında olmak üzere iki rapor yayımladı. Hazırlanan raporlarda birkaç vakanın nedeninin doğal olaylarla açıklanamadığı belirtildi. Raporlarda UFO yerine UAP yani unidentified aerial phenomena veya Türkçe söylersek “tanımlanamayan hava olayları” tabirinin kullanılmaya başlandığını görüyoruz. İlk raporda UAP olaylarının nedenleri birkaç grupta toplandı. Bu gruplar şu şekilde:

  1. Havadaki olgular: Atmosferik olaylar dışında havadaki her şey. Kuşlar, balonlar, insansız hava araçları ve görüşü engelleyen havadaki herhangi bir cisim bu gruba giriyor. Mesela plastik torbalar.
  2. Doğal atmosferik olaylar: Kızılöte ve radar sistemleri tarafından kayıt edilebilen nem, buz kristalleri ve ısısal değişimler gibi atmosferdeki doğal, fiziksel ve kimyasal süreçler.
  3. ABD’deki endüstriyel geliştirme programlarına bağlı ve gizli statüsündeki olaylar.
  4. Yabancı rakip sistemler: Bazı UAP olaylarının arkasında yatan nedenler Çin, Rusya veya diğer ülkelere ait teknolojiler olabilir.

Son olarak…

  1. Diğer olaylar: Bu gruptakiler eldeki olanaklarla yeterince analiz edilemeyen olayları kapsamaktadır. Bir UAP olayı eğer olağan dışı uçuş ve hareket özelliklerine sahipse bu kategoriye giriyor.

Bu rapordan sonra 2022 yılı sonunda Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi, NASA 16 uzmandan oluşan bir komite kurdu ve bu komite ilk toplantısını 31 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirdi. Uzmanlar içinde astrofizikçi, astronot, fizikçi, okyanus bilimci gibi çok çeşitli alanlardan bilim insanları ve mühendisler bulunuyor. Ayrıca UAP tanımında bir değişiklik yapılarak aerial yerine anomalous kelimesi yani “hava” kelimesi yerine “anormal” kelimesi kullanılmaya başlandı. Bu değişikliğin nedeni, bu tarz açıklanamayan olayların kapsamını genişletmek ve sadece atmosferde değil deniz ve uzayda gerçekleşen benzer olayları da UAP kapsamında değerlendirmektir. Anormal kelimesi ile kastedilen şey, mevcut alıcılar tarafından anlaşılamayan ve sahip olduğumuz fizik ve mühendislik bilgimizin aksine manevra ve hareket kabiliyeti gösteren olgulardır.

Peki bu 16 kişilik komitenin amaçları nelerdir?

  1. NASA’nın elinde bulunan UAP olaylarına ilişkin verileri toplamak.
  2. Kâr amacı gütmeyen organizasyonlar ve şirketlerin elinde bulunan benzer verileri toplamak.
  3. Hangi bilimsel verilerin toplanması gerektiğine karar vermek.
  4. “UAP olaylarını açıklamak için kullanılan yöntemler neler?” ve “Başka hangi yöntemler geliştirilebilir?”, belirlemek.
  5. İlk dört maddeye göre mevcut UAP olaylarının temel fiziksel özelliklerini belirlemek.
  6. Sivil havacılığın elindeki benzer verilere erişmek.
  7. “Hava Trafik Yönetimi tarafından hâlihazırda uygulanan protokoller neler ve nasıl geliştirilebilir?”, belirlemek.

Son olarak…

  1. “Başka hangi yeni protokoller geliştirilebilir?”, belirlemek.

Kısacası bu komitenin amacı bir UAP olayını sınıflandırmak ve asıl nedenini ortaya çıkarmaktan ziyade böyle olaylarda kullanılabilecek doğru ve hızlı analiz yöntemini belirlemek olacak.

Bu sesli yayınımıza son vermeden önce eski adıyla UFO yeni adıyla UAP olaylarının en geniş çerçevede muhtemel nedenlerini sizler için özetleyelim.

  1. Astronomik cisimler: Örneğin parlak yıldızlar, insan yapımı uzay araçları, yapay uydular, gezegenler, meteorlar ve Ay.
  2. Hava taşıtları, fırlatılan roketler, atmosfere gönderilen bilimsel araştırma balonları.
  3. Devletlerin istihbarat, savunma ve teknoloji geliştirme amaçlı insansız hava araçları.
  4. Atmosferik olaylar: Örneğin garip şekilli bulutlar, sıcaklık ve nem değişimlerine bağlı parlamalar, kuşlar, uçurtmalar, ışık kırınımları.
  5. Sınırlı bilgi düzeyi nedeniyle olağan doğa olaylarının arkasındaki bilimsel gerekçeleri bilmemek.
  6. Gözlem aracındaki teknik sorunlar: Örneğin çok uzakta oldukları için bir nokta şeklinde görülen yıldızlar odaklama sorunu nedeniyle disk şeklinde gözlenebilirler.
  7. Sağlık sorunları: İnsanların görme sorunları veya psikolojik sorunları olabilir.
  8. Kasıtlı yapılan hileler: Mısır tarlalarında gözlenen ve çiftçiler tarafından yapılan meşhur garip şekiller bu kategoriye güzel bir örnek oluşturuyor.

Son olarak “Dünya dışı yaşam arayışında insanlık olarak ne aşamadayız?”, kısaca ondan bahsedelim. Dünya’da gözlenen UAP olaylarını bir kenara bırakırsak genel olarak iki bilimsel yolla Dünya dışı yaşam aranmaktadır: Uzayın derinliklerinden gelen sinyalleri analiz ederek veya sinyal göndererek ve Güneş sisteminin içindeki bazı cisimlere uzay araçları göndererek evrende yalnız olup olmadığımızı anlamaya çalışıyoruz.

Evreni değişik dalga boylarında gözleyen, anlamlı bir sinyal arayan veya uzayın derinliklerine anlamlı sinyaller gönderen birçok teleskop var. Yaşam barındırma potansiyeli olan ötegezegenlerin atmosferleri de yaşama dair iz bulabilmek için araştırılmaktadır.

Ayrıca Güneş sisteminde yaşam olabilecek gök cisimlerine uzay araçları gönderiliyor ve bu sayede direkt olarak örnekler alınıp ölçümler yapılabiliyor. Şu an Mars’ta böyle ölçümler yapılırken yakında Jüpiter’in uydusu Europa ve Satürn’ün uydusu Titan üzerinde de benzer ölçümler yapılacak.

Yıllardır devam eden bu iki ana araştırma sonucunda henüz, zeki veya basit formda bir canlı veya canlılık izi bulunmuş değil.

Artık UAP olayları şeffaf ve bilimsel olarak inceleneceği için insanlığın belki de en önemli sorusu olan “Evrende yalnız mıyız?” sorusuna olumlu veya olumsuz bir yanıt vermeye çok yaklaştık. En azından “Güneş sistemi içinde Dünya dışı yaşam var mı yok mu?”, yakında öğreneceğiz.

Bilim Genç sesli yayınlarının bir bölümünün daha sonuna geldik. Bu bölümde eski adı UFO yeni adı UAP yani “tanımlanamayan anormal olaylar” konusuna detaylı bir açıklama getirdik. Ayrıca UAP vakalarının büyük bir çoğunluğunun hangi doğal olaylarla açıklanabildiğinden, NASA tarafından oluşturulan komitenin amaçlarından ve Dünya dışı yaşam arayışındaki son durumdan da bahsettik.

Bilim Genç sesli yayınlarının bir sonraki bölümünde, etrafımızı saran evreni keşfetmeye devam edeceğiz. Şimdilik hoşça kalın!

Kaynaklar:

Yorum yapın