Üç Kız Kardeş Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Üç Kız Kardeş'in Fotoğrafı

Kitap Üç Kız Kardeş
Yazarı İclal Aydın
Türü Romanlar
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 2018

İclal Aydın tarafından 2018 yılında kaleme alınmış olan Üç Kız Kardeş kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Üç Kız Kardeş pdf, Üç Kız Kardeş konusu, Üç Kız Kardeş karakterleri, Üç Kız Kardeş yorumları, Üç Kız Kardeş açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Üç Kız Kardeş – İclal Aydın


Üç Kız Kardeş Kitabının Karakterleri

Türkan: En büyük kardeş

Dönüş: Ortanca kardeş

Derya: Küçük Kardeş

Sadık Bey: kardeşlerin babası, PTT Müdürü

Nesrin Hanım: kardeşlerin annesi, ilkokul öğretmeni

Rüçhan Hanım: Türkan’ın kayınvalidesi

Mesut: Sokakta kalan evsiz çocuk

Somer: Türkan’ın çapkın kocası

Mine: Somer’in sevgilisi

Serdar: Dönüş’ün kocası

Erdem: Derya’nın kocası

Defne: Türkan’ın kızı


Üç Kız Kardeş Kitabının Konusu

Üç Kız kardeş, Ayvalık’ın denize uzanan taş sokaklarından, nice hayatlar yaşamış zeytin ağaçlarından, hayat kaynağından akan sulardan ve eski evlerinden doğan bir aile hikâyesidir. Bu bir mutsuzluk hikâyesi değil; Neşeli günleri anarak iyiliğe dönüşün hikâyesi konu ediniyor.


Üç Kız Kardeş Kitabının Özeti

Defne’nin New York’a geldiği gün halası Dönen, uçağa binmeden önce sırt çantasına bir not defteri koyarak birçok gerçekliğe ve farklı hayatlara tanık olmasını sağlar. O defterle birlikte tüm o canlar artık Defne’ye emanettir. Bu, en büyük Türkan, ortanca oğulları Dönüş ve en küçük kardeşleri Derya’nın hikâyesidir. Anneleri ilkokul öğretmeni, babaları Sadık Bey ise PTT Müdürüdür. İlk çocuk olan Türkan oyuncak bebek gibi yetiştirilirken o dönemde Eskişehir’deydiler. Babalarının randevusu Ayvalık’tayken annesinin randevusunu da orada alması biraz zaman alıyor. Bilmedikleri şey ise annelerinin hamile olduğudur. Kocasından ve kızından uzakta zorlu bir hamilelik süreci yaşarken dünyaya gelen Dönen, doğumdaki doktor onun hayatta kalacağını düşünmez. Ayvalık’taki çocuk doktoru Metin Bey aracılığıyla Ankara’da başka bir doktora götürülür ve kısa bir süre sonra her şey yoluna girer. Sonunda ikinci kızları olan Nesrin Hanım, eşiyle birlikte Ayvalık’a yerleşti. Sonrasında Metin Bey haftalarca Döner’le ilgilenir. Oğlu Serdar da o sırada dünyaya gelir.

Bir süre sonra üçüncü kardeş Derya doğar. Liseden mezun olur olmaz İstanbullu varlıklı bir aile Türkan’a talip olur. Rüçhan Hanım, gelini Türkan’ın zarafetine, güzelliğine ve ticari bilgisine giderek daha çok hayran kalır. Oğlu Avrupa’ya gider, İngiltere’de eğitimini tamamlar ve İstanbul’da yaşamaya karar verir, ancak iş için sürekli yurtdışında. Ancak durumun böyle olmadığı yıllar sonra Türkan’ın itiraflarıyla ortaya çıkar. Sonuçta sadece düğün günlerinde gördükleri damatlar ailelerini her zaman tedirgin etmektedir. Defne, Türkan’ın kızıdır. Doğduğunda bir gün hastanede ziyaret ettikten sonra anneleri Nermin Hanım vefat etmiştir. Bu konudaki büyük sır, daha doğrusu Türkan’ın vicdan azabı, bazı gerçekleri yeniden gün yüzüne çıkarır. Daha çok çocuk gibi, korkusuz ve başına buyruk Derya, İstanbul’da Mimarlık Fakültesi’ni kazanır ve üniversiteye gider. Dönüş, çocukluk aşkı Serdar’a âşıktır. Ankara’da tıp okuyan Serdar, Dönüş’ün en büyük korkusu onu kaybetmektir. Birkaç yıl sınavlara girmesine rağmen panik atakları nedeniyle çok istediği Edebiyat Fakültesini kazanamadı. Aslında Serdar da Döner’e âşıktır, ona yıllarca mektuplar yazar ama ne duyar ne de tanışır. Bu gizli aşk, birbirinden habersiz kimseye söylemeden yıllarca geçer. Bu güzel ailede bir de Mesut var. Mesut, ıssız Ayvalık’ta dolaşırken, Sait Bey onu zamanla himayesi altına alır ve artık ailenin bir ferdidir. Sait Bey sırtındaki paltoyu verdikten sonra Mesut o paltoyu ölene kadar giyer. “Baba” dediği Said Bey onun için hayattaki en değerli insandır. Bir gün yaşlı olmasına rağmen zekâsı gelişemeyen bir birey olan Mesut, bir gün bir yığın parayı ocakta yakar. Hava soğuk, Sait Baba üşümesin diye düşünür. Ama Mesut’un yaktığı aslında evleri, tüm gelecekleri. Beş parasız kalan Sait ve Döner, teyzeleriyle İstanbul’a yerleşmek zorunda kalırlar.

Derya, üniversitede tanıştığı Erdem ile evlenir ve onun da bir kızı olur. Kız kurusu olarak gördüğü ve ağabeyi Derya’nın kızının bakıcısı olan halası bin bir servet bulur ve onu zorla gönderir ancak gönlü Serdar’la dolu olduğu için eli boş döner. Sonunda, teyzesi nihayet kaderini bulur. Bu sefer dönüşü için davet ettiği kişi Serdar’dır ve yıllardır sahip oldukları aşk gün yüzüne çıkar. Serdar ve Döner, aile içinde sade bir törenle evlenir. Türkan, kızı Defne’yi alır ve kocası Somer’in yıllarca çektiği acılar, yokluklar, sefahat, ihanetler, hakaretler ve dayakları yaşadıktan sonra boşanır. Yıllar sonra hayat mücadelesi verdiği şirketin sahibi ve patronu âşık olmuş ve onunla yeniden hayatını birleştirmiştir. O kadar mutludur ki hayatında hiç olmadığı kadar güzel günler şimdi onlarındır.

Derya tüm hırsını, ilgisini ve enerjisini iş hayatına yöneltip kızını ve kocasını ihmal edince evliliğinde de çatışmalar başlar. Kocası Erdem boşanmak istediğini ve hatta onu tanıdığı bir kadınla aldattığını söyler. Ancak attığı bu yalandan utanırken tek arzusu Derya’nın dikkatini kendine çekmektir. Derya eniştesinin araya girmesiyle hatasını anlar ve evlilikleri devam eder.

Hayatı kitap ve şiir üzerine kurulu, naif bir ruha sahip olan Dönüş’ün çocukluk aşkıyla yeniden bir araya gelmesinin ardından Can adında bir oğlu olur. Ama en büyük desteği o kadar güzel bir ailede ki o günleri atlatır. Sırları, anıları, bildikleri ve sonradan öğrendikleriyle hastalığı sırasında yazmaya başladığı defter bir gün Derya’nın eline geçer ve Türkan da bu ortaklığa girer. Bilinmeyenler de o sırada ortaya çıkar ve onlar da bu deftere kaydedilir. Dönüş’ün eğitim için yeğeni Defne’ye giderken gizlice tutuşturduğu hayat hikâyeleri artık ona emanet.

Hayatı kitaplar, şiir olan, kendi halinde naif ruhlu Dönüş çocukluk aşkına kavuştuktan sonra Can adında bir oğulları olur her şey güzel giderken Dönüş’ün kanser olduğu ortaya çıkar. Ama büyük destek öyle güzel bir ailenin içindedir ki o günleri atlatır. Sırlarıyla hatıralarıyla, bildikleri, sonradan öğrendikleri ile hastalık döneminde yazmaya başladığı defter bir gün Derya’nın eline geçer ve bu ortaklığa Türkan da girer. İşte bilinmeyenler de o dönem ortaya çıkar ve onlarda bu deftere kayıt edilir. Dönüş’ün yeğeni Defne’ye eğitim için giderken gizlice tutuşturduğu hayat hikâyeleri artık ona emanettir.


Üç Kız Kardeş Kitabının Açıklaması

Bir zamanlar, bir ülkenin en güzel denizine bakan bir evde üç kız kardeş yaşardı. İsimleri Türkân, Dönüş ve Derya idi. Babaları Sadık Bey ve anneleri Nesrin Hanım’la birlikte geceleri kucak kucağa oturur, gelecekte onları bekleyen şahane yılların hayallerini kurarlardı.

Türkân, Dönüş ve Derya’nın, Ayvalık’ın çam kokulu sokaklarında geçen masal gibi çocukluğu, onları yetişkin dünyasının acımasızlığına hazırlamamıştı belki. Hiçbir hayatın, hiçbir seçimin göründüğü kadar kolay olmadığını, bazen en büyük, en akla gelmeyecek sırların en güvendiklerimizin kalbinde saklandığını, en korkulacak hastalıkların gün gelip geçmişi derleyip toplayabileceğini anlamak zaman istiyordu.

Ve zamanın ilaç olmadığı bir yara var mıydı dünyada?

Ayvalık’ın denize uzanan taş sokaklarından, nice yaşamlar görüp geçirmiş zeytin ağaçlarından, hayatın kaynağından akan suyundan, eski evlerinden doğmuş bir aile hikâyesi Üç Kız Kardeş. Bir mutsuzluk hikâyesi değil; neşeli günleri yâd ede ede iyiliğe dönüşün hikâyesi. İyileşmenin yolculuğu…

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın