Otomatik Portakal Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Otomatik Portakal'ın Fotoğrafı

Kitap Otomatik Portakal
Yazarı Anthony Burgess
Türü Bilim Kurgu Kitapları, Hikaye Kitapları, Romanlar
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1962

Anthony Burgess tarafından 1962 yılında kaleme alınmış olan Otomatik Portakal kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Otomatik Portakal pdf, Otomatik Portakal konusu, Otomatik Portakal karakterleri, Otomatik Portakal yorumları, Otomatik Portakal açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Otomatik Portakal – Anthony Burgess


Otomatik Portakal Kitabının Karakterleri

Alex: Zıt bir kişiliktir. Toplumda istenmeyen davranışları sergiler ve makineye dönüştürülerek tedavi edilir.

Din, Gerorgie, Pete: Alex çetesinin üyeleridir. Çetenin lideri olarak Alex bulunmaktadır. Üçü yardımcı kahraman rolündedir. Onlarda saldırgan, şiddet eğilimli kişilerdir.


Otomatik Portakal Kitabının Konusu

Roman, baskıcı bir yönetimin ve kötü bir geleceğin dünyasında ona direnen bir sokak çetesinin hikayesidir. Britanya’da bir endüstri sonrası şehirdeki, ahlakın karıştığı, iyi ile kötülüğün ayırt edilemez hale geldiği bir toplumda, gençlerden oluşan bir çetenin insanlara şiddet uyguladığını konu ederken ayrıca, toplum tarafından düzeltilmeye çalışan genç bir adamın şiddetini anlatıyor.


Otomatik Portakal Kitabının Özeti

Kitap, Alex adında on beş yaşındaki bir çocuğun olaylarını anlatıyor. Yani Alex ve çetesi çok acımasız. Şiddete meyillidir. Çete hırsızlık, tecavüz, mala el koyma, çaresiz insanları vurma ve yaralama gibi birçok kötü olaya karışıyor. Çetenin kendi aralarında kullandıkları Nadsat adlı bir jargonları bulunmaktadır.

Alex kötü olması kendi tercihidir. Bir gün Otomatik Turuncu romanını yazan yazarın evine gelerek yazarın evine zarar verip karısına tecavüz ederler. Ayrıca evinde kedilerle yaşayan yaşlı bir kadının evine gidip onu öldürürler. Sonuç Alex ve çetesi hapse girer. Hapsedildikleri dönemde suçluların topluma kazandırılması projesi üzerinde çalışılıyor. Alex ve ekibi bu proje için ideal insanlar. Projenin gerektirdiği gibi, Alexe şiddet içeren filmler göstererek, fiziksel olarak işkenceler gördü. Çalışmanın sonunda Alex artık kötülüğü düşünemiyordu ve hatta Bethoven’in müziğini duyduğunda Nazi soykırımı sahnelerini deneyimlemeye başladı. Yetkililer Alex’in tedavi altında olduğuna karar verip onu serbest bıraktı.

Zorla kuklaya dönüşen Alex eve döner, ancak artık kalacak yeri yoktur. Arkadaşları polis olarak çalışıyor ve şiddet kullanıyor. Alex, otomatik turuncu kitabın yazarının evine gider. Yazarla konuşuyor ve sosyalist fikirli yazar, bu uygulamanın insanlık dışı olduğunu ve ona yardım etmeye karar verdiğini söylüyor. Otomatik portakalın yazarı Alex’in bir makineye dönüşmesine yardımcı olmasına rağmen, Alex başkaları tarafından farklı amaçlar için kullanılmaya başlanmıştır.


Otomatik Portakal Kitabı Hakkında Bilgiler

Oldukça ilgi görenOtomatik Portakalromanı filme de alınmıştır. Bu film Anthony Burgess’in aynı adlı yapıtından uyarlanmış 1971 yapımı bir Amerikan filmidir.


Otomatik Portakal Kitabının Açıklaması

“Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum…” Karabasan gibi bir gelecek atmosferi… Geceleyin sokakları terörize eden, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler ve bu hikâyenin anti-kahramanı Alex… Yayımlandığı günden bu yana “kült roman” özelliğini kaybetmeyen Otomatik Portakal’ın 15 yaşındaki kahramanı, “iyi ya da kötü nedir?”, “İnsan özgür iradesiyle kaderini seçebilir mi?” gibi soruların yanıtlarını kurcalarken, şiddet dolu sahnelere Beethoven’ın, Mozart’ın müziği eşlik ediyor; Alex ve “çete kardeşleri” Pete, Georgie ve Aptalof, yarattıkları yepyeni dilin kelimelerini okurun zihnine kazıyorlar. Ünlü yönetmen Stanley Kubrick tarafından 1971’de filme de çekilen Otomatik Portakal tüm zamanların en sarsıcı romanlarından. “Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. ‘Uqueer as as clockwork orange’. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya’da ‘canlı’ anlamına gelen ‘orang’ sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve kokusu hoş bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm.”

– Anthony Burgess –

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın