Kitap | Muazzam Muazzez |
Yazarı | Sedef Kabaş |
Türü | Yaşam Öyküsü Kitapları |
Kategoriler | Kitap Önerileri Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 2016 |
Sedef Kabaş tarafından 2016 yılında kaleme alınmış olan Muazzam Muazzez kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Muazzam Muazzez pdf, Muazzam Muazzez konusu, Muazzam Muazzez karakterleri, Muazzam Muazzez yorumları, Muazzam Muazzez açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Muazzam Muazzez – Sedef Kabaş
Muazzam Muazzez Kitabının Konusu
Sedef Kabaş’ın, Muazzez İlmiye Çığ ile beş gün süren röportajı, bir sohbet şeklinde gelişiyor. 2015 yılında yapılan söyleşide 102 yaşında olan çığ bugüne kadar yaşamış olduğu anıları samimiyetle anlatıyor. Çığ, Cumhuriyet’in kuruluş aşamalarında geçen çocukluğundan bahsederken o günün şartlarını da okuyucusuyla paylaşıyor ve İki Dünya Savaşını da gören gözlerden aslında tarihe de şahitlik yapıyor. Eğitimini aldığı Sümeroloji ile ilgili araştırmaları ve aktarımlarıyla birlikte tarihin bilmeyenlerini de gün yüzüne çıkarıyor. Kitap aynı zamanda binlerce yıl öncesinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına, günümüz Türkiye’sinden geleceğin dünyasına uzanan tarihi gerçekleri de kapsıyor. Kimi güldürücü, kimi şaşırtıcı ama hepsi gerçek.
Muazzam Muazzez Kitabının Özeti
Yıl 2015 Mersin
Sedef Kabaş’ın Muazzez İlmiye Çığ ile sohbetleri çocukluğundan başlayıp gençlik, müze yılları, Cumhuriyet ve devrimlerini kapsıyor. Sümerler ve Hititler üzerine uzun soluklu sohbet, hayatı kadar renkli ve mutlu anıları da içeriyor. Çığ, yaşama dair tavsiyelerini de satır aralarında bizlere sunmayı ihmal etmiyor.
İlmiye Çığ, 20 Haziran 1914 de Bursa’da dünyaya gelir. O henüz üç yaşındayken, ailesiyle birlikte savaştan kaçmak için önce Bilecik, Ankara ve sonrasında Çorum’a giderler. Babası öğretmenlik görevini burada yaparken savaşın zor yıllarını aile içindeki dayanışmayla üstesinden gelirler. Tekrar Bursa’ya döndüklerinde Çığ, okula başlar. O günleri “mutlu bir çocuk, özgüveni yüksek bir yetişkin demektir.” diyerek kendi çocuklunun da böyle geçtiğini anlatır. Babası onu zor şartlara rağmen Fransızca ve keman dersleri alabilmesi için özel okula gönderir. Çığ Cumhuriyet öncesi eğitimle sonrasını mukayese eder ve eğitim eşitliğinin halka yansıtılan etkisinin de altını çizmiş olur. Öğretmen okulunu bitirdiğinde ailesine destek olmaya başlar. Uzun yıllar sürecek, dostluk yapacağı Hatice Kızılyayla ile birlikte Atatürk’ün emriyle kurulan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Hititoloji Bölümüne kayıtlarını yaptırırlar. Üniversite kontenjanlarının dolduğu, henüz bilinmediği için yer bulabildikleri bu bölümü babası sevinerek karşılar. O dönemde Nazi zulmünden kaçan akademisyenlere Türkiye Cumhuriyeti kapılarını açarak üniversitelere yerleştirir. Hitler, 120 kadar akademisyenin gidişlerini hoş karşılamaz ve onları geri ister. Atatürk, henüz on yıllık bir Cumhuriyet olmasına rağmen Almanya’ya resti çeker. Çığ, bu sayede Almancayı öğrenmekle kalmaz dönemin en iyi hocalarından eğitim alma şansına erişir. O günlerden bahsederken çığ; “Atatürk, tarihte ilk beyin göçü yaptıran kişidir.” diyerek savaştan çıkan bir ülkenin ve liderinin eğitime verdiği önemi anlatır. Devrimlerin hayata geçerek on yıl içinde küllerinden yeniden doğmasına şahit olan Çığ minnetini, mesleğinde yaptığı çalışmalarla öder. Mezun olduktan sonra akademisyenlik yerine müze de çalışarak bir nevi ikinci bir üniversiteyi bitirir. Sümer tabletlerini tasnifleyip çeviriler yaparak bu alanda araştırma yapanlara kaynak oluşturur. Arkadaşı Hatice Kızılyayla ile birlikte yaptıkları bu çalışmalar, araştırmaların önünü açar. Bu arada evlenir, çocukları olur. Müzeden emekli olduktan sonra edindiği bilgileri çeviriler yaparak dünyaya sunar. İlk kitabını seksen yaşında yazar 23 kitaba imza atar. Yazdığı ilk kitaplar akademisyenlerin araştırmalarına yöneliktir. Sonrasında Hitit, Asur gibi Anadolu medeniyetlerine dair gerçeklerin sadece bir kesimle sınırlı kalmaması, herkes tarafından okunması için yazmaya devam eder. Üzerinde yaşadığımız topraklar 12 bin yıl öncesine dayanan Göbeklitepe; Hitit, Asur, Sümerler gibi dünya tarihini şekillendiren medeniyetleri barındırıyor olmasına rağmen halkın büyük bir bölümü bundan haberdar bile değildir. Bu yüzden Çığ, çalışmalarını anlaşılır dilde yazarak tarihi sıkıcılıktan kurtarır. İlmiye Çığ, çözümlediği tabletleri kayıtlara geçirerek belgeleyip hem dünya tarihçilerine kaynak oluşturur hem de aydınlatır. Hayatı boyunca çalışmaktan yılmamış, merak duygusuyla araştırıp bilgilenip, bilgilendirmiştir.
Muazzam Muazzez Kitabının Açıklaması
Bir asrı aşan ömrünü Türkiye’nin aydınlanmasına adayan Muazzez İlmiye Çığ, Sümeroloji ve Hititoloji alanlarındaki çalışmaları ile binlerce yıla dayanan tarihsel mirasımızın korunmasında büyük rol oynadı. Yazdığı kitaplar ile ‘tarih sıkıcıdır’ inancını yerle bir ederek, tarihi geniş kitlelere sevdirmeyi başardı ve ülkemizdeki modern ve laik eğitimin öncülerinden biri oldu. Sizler onun bir filme benzettiği yaşamına, mücadele azmine tanıklık ederken fonda hem tarihi gerçekleri, hem de hayata dair müthiş öğretileri kimi zaman şaşkınlık kimi zamanda gülümseyerek okuyacaksınız. Bu kitap; 103. doğum yıldönümünde “Muazzam” bir cumhuriyet kadınına, Muazzez İlmiye Çığ’a bir saygı duruşudur. Kitabın telif geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlanmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)