Melek Sanmıştım Şeytanı Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Melek Sanmıştım Şeytanı'nın Fotoğrafı

Kitap Melek Sanmıştım Şeytanı
Yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar
Türü Romanlar
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1943

Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından 1943 yılında kaleme alınmış olan Melek Sanmıştım Şeytanı kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Melek Sanmıştım Şeytanı pdf, Melek Sanmıştım Şeytanı konusu, Melek Sanmıştım Şeytanı karakterleri, Melek Sanmıştım Şeytanı yorumları, Melek Sanmıştım Şeytanı açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Melek Sanmıştım Şeytanı – Hüseyin Rahmi Gürpınar


Melek Sanmıştım Şeytanı Kitabının Karakterleri

Hüsnü: Bedriye ile evlendikten sonra Bedriye’nin ailesi ile yaşamaya başlar. Evin çalışanlarından Servinaz ile aralarında bir ilişki olur.

Bedriye: Hüsnü’nün eşidir. Kıskanç ama kocasını seven bir kadındır.

Servinaz: Hüsnü ile ilişki yaşayan ve hamile kalan evin çalışanıdır.

Ayşe: Evin diğer çalışanıdır.

Aziz: Evin kâhyasıdır. Hüsnü’nün baskıları ve parası karşılığında Servinaz’dan olan bebeğin kendisinden olduğunu söylemesi ve onla bir ilişkisinin olduğu çıkması ile olayların seyri değişir.


Melek Sanmıştım Şeytanı Kitabının Konusu

Kısa hikâyelerden oluşan Melek Sanmıştım Şeytanı Toplumda yaşanan olayları konu edinmiştir.


Melek Sanmıştım Şeytanı Kitabının Özeti

Hüsnü, eşi Bedriye’nin ailesinin evinde damat olarak yaşamaktadır. Karısıyla mutlu bir evliliğe sahip olmalarına rağmen Bedriye’nin kıskançlığına yabancılaşır ve evin çalışanı Servinaz’a karşı hisler beslemeye başlar. Ancak yanına yaklaşamaz. Gözlerinin kayınvalidesi ve Bedriye’de olduğunu öğrenince tedbirli davranır. Bir gün Bedriye’nin ablası doğduğunda kayınvalidesi ve Bedriye onun evine gider. Artık evde Hüsnü Servinaz ve eski kayınpederi dışında kimse yok. Bunu fırsat bilen Hüsnü, kayınpederinin tüm ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra Servinaz’ın odasına gider. Bastıramadığı duygularının esiri olur ve o gece Servinaz’ın yanındadır. Ancak Servinaz’ın direnmeden kabul etmesi Hüsnü’yü tedirgin eder. Pişman olur. Onun gözünde Servinaz artık eskisi kadar çekici ve çekici olmamaya başlar. O geceden sonra kocasının davranışlarından şüphelenen Bedriye, her fırsatta Servinaz’ın evde olmadığı gece evde olup olmadığını sorar. Hüsnü, karısının anlayışından o kadar korkar ki, yakalansa bile inkâr etmeye hazırdır.

Olaydan üç ay sonra evin diğer çalışanlarından Ayşe, Hüsnü’ye Servinaz’ın hamile olduğunu söyler. Korku, Hüsnü’yü bir kez daha doldurur. Bedriye, Servinaz’ı ne kadar zorlasa da bebeğin kim olduğunu söylemez, Hüsnü ise kendisine bir günah keçisi bulmayı planlar. Evin genç kâhyası Aziz’e para verip bebeği almasını isteyecektir ama Hüsnü daha konuyu açmadan Aziz korkudan her şeyi itiraf eder. Bazı geceler Servinaz’la birlikte olduğunu ve bebeğin kendisinden olduğunu söylüyor. Hüsnü, “Ben onu melek sandım, şeytan” diye düşünerek işin içinden çıkmayı başarır. Karısını ikna ederek Aziz ve Servinaz için bir ev satın alır ve onları yalıdan gönderir. Ama ya çocuk benim olursa diye düşünmekten kendini alamıyor. Çünkü Ayşe Kadın’a göre Servinaz, konaktan ayrıldıktan tam altı ay sonra doğum yapar. Bu da bebeğin oluşumunun Bedriye evde yokken evirildiğini gösterir. Bu düşünceyle Hüsnü, masum bir bebeğin kendi hatasının bedelini ödemesi düşüncesine çok üzülür. Bedriye çocuk ile Servinaz ve çocuğun iki farklı hayat yaşamasının tamamen kendi suçu olduğunu düşünmeye başlar.


Melek Sanmıştım Şeytanı Kitabının Açıklaması

İyi, Kötü ne olursa olsun, maksat gönül rahatlığına ermekti. Biz karımla bu huzuru bulmuştuk. Çoğumuz böyle değil miyiz? Hayatın bazı sahte durumlarını gerçeğe almak yanılgısıyla yaşayıp gidiyoruz. Hep aldatmak, aldanmak oyunları içindeyiz. Ahlakça, toplumca, ailece vidamızdan gizlenen öyle gerçekler vardır ki, anlamayarak acılarından kurtulduğumuza sevinmeli miyiz? Bir saat sonra öleceğini bilmeyen adamın kafaca rahatlığı gibi…

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın