Kitap | Köprü |
Yazarı | Ayşe Kulin |
Türü | Romanlar |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Kitap Önerileri Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 2001 |
Ayşe Kulin tarafından 2001 yılında kaleme alınmış olan Köprü kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Köprü pdf, Köprü konusu, Köprü karakterleri, Köprü yorumları, Köprü açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Köprü – Ayşe Kulin
Köprü Kitabının Karakterleri
Vali: Hırslı, iradeli ve bir şeyler yapma ve kazandırma yolunda olan bir karakterdir.
Bayram: Kendisinin çekmiş olduğu acıları başkalarının da yaşamasını istemeyen yardımsever bir adamdır.
Elmas ve Mevlüt: Yakalanma korkusu ile durmadan yer değiştiren çifttir.
Gürcü Mühendisler: İkiyüzlü ve sözlerine itibar edilmeyen topluluktur.
Tür Mühendisler: PKK terörüne rağmen işlerinden yılmayan ve köprüyü yapan topluluktur.
Köprü Kitabının Konusu
Romanda, Erzincan yakınlarında Fırat nehri üzerine inşa edilen bir köprü ile bu köprüyü yaptırmak için mücadele eden bir bürokrat (vali) ve yöre halkının öyküsü anlatılır.
Köprü Kitabının Özeti
Bayram, çocuk bekleyen bir babadır. Ve eşinin doğma zamanı gelmiştir. Acıyla Bayram eşini hastaneye götürür ama Fırat buna engel olur. Fırat’ın karşısına geçmeyen Bayram’ın eşi yerinde doğum yapar. Ancak eşi acıya dayanamaz ve kan kaybından ölür. O günden itibaren Bayram ve çocuğu yalnız yaşarlar. Bayram çocuğu alır ve Valiye giderek olayı anlatır. O günden sonra vali bu olaya yaklaşır ve köprüyü yaptırmaya çalışır. Köprüyü Erzincan dışında yabancı bir mühendise yaptırmak ister. Bunun için Gürcü baba oğul mühendislerle görüşmelere başlar. Gürcü mühendisler köprüyü yapabileceklerini söyleyip Gürcistan’a dönerler ama asla geri dönmezler. Bunun üzerine Ankaralı bir mühendisle görüşmeye başlar. Erzincan’a gelen mühendisler köprüyü görmüş ve birkaç inceleme yaparak köprüyü inşa edebileceklerini söylerler. Mühendisler Ankara’ya dönerek gerekli çalışmalara başlarlar ve bir grup oluştururlar. Yaklaşık bir haftalık çalışmanın ardından köprünün Erzincan’da değil Ankara’da yapılacağını ve tırlarla Erzincan’a götürüleceğini söyler. Vali şaşırır. Ancak mühendislere olan güveni sonsuzdur. Valinin etrafındakiler buna inanmaz. Vali, etrafındakileri görmezden gelerek gerekli parayı sağlamaya çalışır. Yaklaşık bir ay sonra ilk grup Erzincan’a giderek köprü ayaklarını dikmek için gelir. Çalışmanın ikinci gününde meydana gelen terör saldırısı ile personel Ankara’ya kaçar.
Yetim çocuğa bakan Elmas ve Mevlüt, yasak aşkları nedeniyle ailesine yakalanmaktan korkarlar. Mevlüt, İstanbul’daki asker arkadaşını ayarlayarak İstanbul’a gitmeyi düşünüyordur. Vali, yetim çocuğa bakan aileye gerekli gıda yardımı yapar. Mühendisler köprünün yapımını tamamlamış ve tırlarla Erzincan’a doğru yola çıkmışlardır. Mühendisler ve Vali bir araya gelerek köprünün yapımını konuşmaya başlarlar. Köprünün sahildeki ilk ayağı yerine konulur. Diğer ucu geçmek için köprünün diğer ayağı, Ahşap Güverte Vapuruna yerleştirilir. Tek bir sorun vardır. Yarı yolda vapur bozulur. İş ertelenir. Bu da insanlarda tedirginliğe neden olur. Ertesi gün arıza giderilir ve yoğun bir çalışma ile köprü tamamlanır. Yapıldığı akşam Vali, Bayram ve Öksüz köprüde oturur ve ufka bakarlar.
Köprü Kitabı Hakkında Bilgiler
- 2006’da başrolünde Erdal Beşikçioğlu’nun yer aldığı televizyon dizisine uyarlanmıştır.
Köprü Kitabının Açıklaması
Elmas da sargılı kollarını bebeğe uzatmıştı. Canını yakmaktan korkarak usulca bırakmıştı Bayram, oğlunu Elmas’ın kucağına. Şimdi burun burunaydılar Elmas’la Öksüz. Bir dişi hayvanla yavrusu gibi koklaşıyor, burunlarını birbirine sürütüyor, birbirlerinin boynuna gömülüyor ve tuhaf mırıltılar çıkartıyorlardı. Bebenin küçük elleri, Elmas’ın saçlarında, Elmas’ın dudakları bebenin yüzünde dolaşıyordu. Elmas, ne diğer hastaları ziyaret edenlerden ne de Bayram’dan hiç utanmadan, hiç gocunmadan, memesini çıkarıp bebenin ağzına vermişti. Bebek mutlu bir kedi yavrusu gibi guruldayarak şapır şupur emiyordu süt akıtmayan, kuru memeyi. Kadınla çocuk birbirleriyle iç içe geçmiş, tek vücut olmuş gibiydiler.
Köprü… Olağanüstü bir bürokratın, otuz yıl bekledikten sonra kavuşulan bir köprünün ve doğunun töreye teslim olmuş insanların öyküsü. Ayşe Kulin’in kaleminden.
(Tanıtım Bülteninden)