Kök Hücrelerle Beyin Tedavisi
Yeni doğan bebeklerde görülen genetik sağlık sorunlarından biri, sinir hücrelerinin etrafında miyelin kılıfın olmamasıdır. Sinir hücrelerinin işlevlerini yerine getirmesine yardımcı olan bu koruyucu kalkan olmadan doğan bebeklerin el ve ayaklarında kısmi felç ortaya çıkabilir. Bu da bebeklerin yürümek ve oturmak gibi en basit şeyleri yaparken bile zorlanmasına neden olur.
Miyelin eksikliği tek bir hücre türünde soruna sebep olan bir genetik mutasyondan kaynaklandığı için bu sağlık sorununu tedavi etmenin yollarından biri bebeklerin vücutlarına sağlıklı hücreler nakletmek. Ancak bağışıklık sisteminin nakledilen hücreleri düşman olarak algılayıp öldürmeye çalışması bu tarz tedavileri zorlaştırır.
Bağışıklık sisteminin nakledilen hücrelere tepki vermesini engellemenin yollarından biri düzenli ilaç kullanmak. Ancak ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmak hastaların bakterilerin ve virüslerin sebep olduğu hastalıklara karşı savunmasız kalmasına da sebep olur.
John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesinde çalışan bir grup araştırmacı, miyelin eksikliğini gidermek için beyne kök hücrelerin nakledildiği bir tedavi yöntemi geliştirdiklerini açıkladı. Üstelik fareler üzerinde yapılan ilk deneyler, tedaviden sonra bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanılmasına da gerek olmadığını gösteriyor.
Araştırmacılar bağışıklık sisteminin nakledilen hücrelere tepki vermesini engellemek için CTLA4-lg ve anti-CD154 olarak adlandırılan iki antikor kullanmışlar. Bağışıklık hücrelerine bağlanarak hücrelerin vücuda giren yabancı organizmalara tepki vermesini engellediği bilinen bu antikorlar, daha önceleri organ nakli yapılan hastalarda da başarılı bir şekilde kullanılmıştı.
Araştırmacılar, farelerin beyinlerine miyelin kılıfı üreten glial hücreleri enjekte etmişler. Ayrıca yaşanacak değişimleri takip edebilmek için hücrelerin genlerinde değişiklik yaparak ışıldamalarını sağlamışlar. Hücre farelere nakledildikten sonraki altı gün boyunca bağışıklık sistemini baskılayan bir tedavi uygulanmış.
Araştırmacılar parıldayan hücreleri tespit edebilen özel kameralarla her gün farelerin beyinlerini görüntülemişler. Sonuçta, antikor tedavisi uygulanmayan kontrol grubundaki farelerin beyinlerine nakledilen glial hücrelerin kısa süre içinde ölmeye başladığı görülmüş. Antikor tedavisi uygulanan farelerin beyinlerindeki glial hücreler ise nakilden 200 gün sonra bile ışıldamaya devam etmiş. Elde edilen bu sonuçlar, uygulanan tedavinin başarılı olduğunu, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılmadığında bile nakledilen hücrelerin canlı kalmaya devam ettiğini gösteriyor.
Araştırmacılar, bir sonraki aşamada, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) tekniği ile, nakledilen hücrelerin miyelin kılıf oluşturup oluşturmadığını tespit etmek için çalışmalar yapmışlar. Alınan görüntülerde tedavi uygulanan farelerdeki glial hücrelerin normal işlevlerini yerine getirmeye yani beyindeki nöronları korumaya başladığı görülmüş.
Araştırma ekibinin üyelerinden Prof. Dr. Piotr Walczak, bu ilk çalışmada beynin tamamına değil sadece küçük bir kısmına hücre nakledebildiklerini söylüyor.
Araştırmacılar gelecekte, beyne hücre nakli yöntemleri üzerine yapılan çalışmalardan da yararlanarak beynin tamamına hücre nakletmeyi planlıyorlar.
Araştırma ile ilgili detaylı bilgiye Dr. Shen Li ve arkadaşlarının Brain‘de yayımladıkları makaleden ulaşabilirsiniz.