Kitap | Kanlı Topraklar |
Yazarı | Orhan Kemal |
Türü | Romanlar |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 2007 |
Orhan Kemal tarafından 2007 yılında kaleme alınmış olan Kanlı Topraklar kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Kanlı Topraklar pdf, Kanlı Topraklar konusu, Kanlı Topraklar karakterleri, Kanlı Topraklar yorumları, Kanlı Topraklar açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Kanlı Topraklar – Orhan Kemal
Kanlı Topraklar Kitabının Karakterleri
Nedim Bey: 1930’larda Çukurova’da işçi olarak girdiği fabrikaya Ermeni patronun kaçması sonucu patron olmayı başaran uyanık Kayserilidir. Paraya, mala, mala ve kadınlara çok düşkündür. Para kazanmak için her türlü hileyi ve düzeni kurabilen bir karakterdir.
Topal Nuri: Nedim Bey gibi paraya, şöhrete ve kadınlara düşkün, hırslı genç bir adamdır. Hedeflerine ulaşmak için her türlü hileyi, hileyi ve sahtekârlığı kullanana biridir.
Kantarcı Mustafa: Nedim Bey’in fabrikasında elinin teriyle çalışan, sabah erkenden gelip akşam geç saatlerde yola çıkan emektar bir kalfadır. Kimsenin malı ve namusu üzerinde gözü olmayan Mustafa saf bir adamdır.
Şehnaz: Kantarcı Mustafa’nın eşidir. Paraya, pula ve varlıklı erkeklere düşkün bir kadındır. Mal ve para için onurunu ve karakterini ayaklar altına alır.
Diğer karakterler: Sinan Efendi, Yaşar, Yaşar’ın karısı ve kızı ve babaannesi
Kanlı Topraklar Kitabının Konusu
Roman, Çukurova’da zengin bir Ermeni’nin fabrikasına konan Nedim Bey ve iş arkadaşı Topal Nuri’nin yoksulları hor görmeleri, onların kadınlara ve paraya düşkünlükleri, çeşitli planlar yaparak masum ve saf insanları aldatmaları ve bazılarının ölmesi romanın konusunu oluşturuyor.
1934 yılında ev sahibi olmak isteyen ve bunun için her şeyi yapacak olan Topal Nuri’nin hayatını anlatır. Roman aynı zamanda o dönem Kayseri kültürünün panoramasını da sunar.
Kanlı Topraklar Kitabının Özeti
Olaylar 1930’larda Çukurova’da geçer. Çırçır fabrikasının sahibi Nedim Bey; Şimdi bir fabrikası var ve o zamanlar beş parasız geldiği bu topraklarda onun altında çalışan işçilerle gurur duyar. Şehirde yaşayan herkes Nedim Bey’i tanır ve çevresindeki partilere ve siyasete de ilgi duyan Nedim Bey bu fabrikayı savaştan kaçan Ermenilerden almıştır. Bir zamanlar fabrikada çalışan ve onun patronu olan Ermeni’nin iltica etmesi sonucunda fazla çaba harcamadan her türlü hile ve numarayı yaparak fabrikanın sahibi olmuştur. Fabrikada çalıştığı günleri unutan Nedim Bey, emrindeki işçilere hakaret ve hakaret etmeye başlar. Kanatları altında koruduğu ve kimseyle konuşmadığı tek bir kişi Cin Kâtibi Nuri Bey’dir.
Nuri Bey’in bir bacağı uzun süredir sakat ve topallayarak yürür. Bu yüzden etrafındakiler ona Lame der ve bu şekilde tanınır. Yaşlı bir kadınla evli ve çocuğu yoktur. Nedim Bey’e yakınlığının birçok nedeni vardır. Nuri Bey’in ağzı güzel konuşuyor. Patronunu överek, gururunu okşar. Patronu da onunla vakit geçirmekten hoşlanır. Patronunun tüm ihtiyaçlarını karşılamayı görev kabul eder. Nedim Bey, Kayseri’nin varlıklı ailelerinden birinin kızı olan Pamuk Hanım ile evli ve üç çocuğu var. Buna rağmen yemeye, içmeye, eğlenceye, sefahate ve kadınlara çok düşkündür. Bu zaafını bilen Nuri Bey, her zaman istediği gibi konuşur ve nabzına göre şerbet verir. Çoğu zaman fabrikada çalışmıyor ve zamanını patronun odasında yiyip içerek ve sohbet ederek geçirir. Dışarıdan görenler, Nedim Bey ve Nuri’nin hemşerileri oldukları için samimi olduklarını zannederler.
Nuri Bey çevresine her zaman çalışkan, iffetli, bilgili, doğru ve dürüst bir adam olarak tasvir eder. Hiç kimse yapacağı ve düşüneceği kötülüklerden haberdar değildir. Herkes ona sonuna kadar inanır. O gerçekten öyle bir adam değil. Dürüst olmayı, dürüst olmayı umursamaz. Amacı Nedim Bey’i memnun edip fabrikada çalışıp işine devam etmek değildir. Bütün amacı, yıllarca aşağılanmanın ve kötü yaşamanın bedelini çevresindekilere ödetmektir. Bunun da zengin olmakla ilgili olduğunu düşünür. Nuri Bey’in en büyük hedefi bu dünyada zengin olmak ve insanlara hâkim olmaktır. Patronundan aldığı güçle fabrikadaki herkesi emrine alır ve Kantarcı Mustafa Bey ile beraber onlara meydan okur. Kantarcı Mustafa Bey fabrikadaki kantarda ürünlerin tartılmasından sorumludur. Nuri Bey ile aynı mevkide olmalarına rağmen Mustafa Bey sürekli ondan daha çok çalışır ve ondan daha az kazanır. Sabah erkenden işe gelir ve gece geç saatlere kadar çalışır. Helal bir lokma kazanmak Mustafa Bey için her şeyden daha önemlidir, ancak çok çalışmasına rağmen yine de Nuri Bey’den aşağı kabul edilir. Mustafa Bey’in genç ve güzel bir eşi var ama eşi onun yoksulluğundan ve imkânsızlığından yakınır. Ona sürekli hakaret etmez ve onu bir koca olarak değiştirmez.
Kantarcı Mustafa bir gün sokakta yürürken Nuri Bey’in gizli bir iş yaptığına tanık olur. Başka bir fabrikada çalışan biriyle gizli bir yerde para alışverişi yaptığını görür. Kendisinde bir eksiklik bulmanın sevinciyle sabah ilk iş patronu Nedim Bey’in yanına gitmek olur. Kantarcı Mustafa, Nedim Bey’i ve gördüğü her şeyi anlatır. Bu şikâyetle en yakın erkeği olmayı ve terfi almayı ummaktadır. Ancak tam tersi olur ve Nuri Bey’e iftira atmakla suçlanır. Nedim Bey’e göre boşluk yok. Çünkü Nedim Bey ve Nuri Bey bu işi birlikte yapıyorlar. Oradaki bir çalışan aracılığıyla kötü ürünleri başka bir fabrikaya satarlar. İşçiye verilen parayı da bizzat Nedim Bey göndermiştir. Nedim Bey ile Nuri’nin bu kadar samimi olmalarının sebeplerinden biri de bu gizli anlaşmadır. İkisi de ceplerine girecek olan paranın hesabıyla dostluk kurar. Nuri şikâyet edildiğini anlar ve patronundan korkmaya başlar. Çünkü Nuri patronun dışında o fabrikadaki işçiyle kendi hesabına çalışır.
Bir başka gece Nuri Bey mahallede Mustafa’yı görünce onu bir meyhaneye götürür. Mustafa Bey, hayatında alkole hiç dokunmamış bir adamdır ve o gece içmeye başlar. Nuri Bey yaptığı bütün gizli işleri patronun isteği üzerine yaptığını söyler. Mustafa’nın kendisine şikâyet ettiği için kovulacağını söylür ama buna engel olur. O gece sabaha kadar paradan, puldan, maldan, maldan konuşurlar. Para biriktirerek ve fabrikadan mal çalarak ve parayı birlikte yatırarak bir iş kurmayı teklif eder. Mustafa ise Nuri Bey’e gerçekten safça inanır. Onunla hareket etmeyi kabul eder. Kabul etmesinin en büyük nedenlerinden biri, karısının sürekli aşağılayan yoksulluğundan şikâyet eder. Alkolün etkisinde kendini kaybeden Mustafa, sabaha doğru Nuri’yi evine kahve içmeye davet eder. Ona yaptığı bu teklif için minnettarlığını göstermek istiyor. Oldukça geç oldu ve geldiklerinde Mustafa’nın eşi uyur. Mustafa mutfağa gider ve kahveyi yapmaya başlar. Aslında eşi Şehnaz uyumuyor ve geldiklerinden haberdardır. Mustafa mutfakta kahveyi yaparken, Nuri ve Şehnaz birbirleriyle temasa geçerler ve Nuri’ye uzun süredir gönül veren Şehnaz, ertesi gün onunla buluşmayı kabul eder. Nuri için bu hayattaki en önemli şey para ve güzel kadınlarla vakit geçirmektir. Şehnaz’a göre güçlü ve zengin erkeklerle birlikte olmak, hayattaki en güzel şeylerden biridir. Şehnaz kalbini Nuri’ye kaptırmıştır ve kocasıyla olan sözünü asla bozmazlar. Mustafa’nın maaşı da Nuri’nin hesabına yatmaktadır. Birlikte bir iş kurma hevesiyle Nuri’ye güvenir ve tüm parasını eline verir ama Nuri başka hesaplardadır.
Heyecanını Nuri Şehnaz’dan aldıktan sonra onu patronu Nedim Bey ile tanıştırır. Mustafa, kendi işini kurma hayaliyle fabrikadan mal çalma hayaliyle Nuri ile fabrikadan hırsızlık yaparken, Topal Nuri tarafından ihbar edilir ve yakalanır ve hapse atılır. Şehnaz da hapse girdiğinde Mustafa’dan boşanır ve Nedim Bey’in kendisi için aldığı evde yaşamaya başlar. Şehnaz artık günlerini Nuri ve Nedim Bey arasında gidip gelmekle geçirir. Nuri Bey ise Mustafa hapisteyken zengin olma yolunda büyük adımlar atar. Kendi eşinden boşanarak her gün patronu Nedim Bey’in gözüne giren Topal Nuri, kızını alıp damadı olur ancak Nuri Bey elde ettiği ile yetinmez ve gözleri kamaştırır. Bölgenin en zenginlerinden paşanın torunu Hakkı Bey’in kanlı topraklarındadır. Bu topraklarda çiftlik kurmaya ve bölgenin asil insanı olmaya tutkuludur. Nedim Bey, damadı Topal Nuri için Hakkı Bey’in kanlı topraklarını satın alır ancak bu Topal Nuri’ye yetmez. Bu toprakları işleyen ve geçimlerini birbirine düşman ederek kazanan köylüleri kovmak ister. Bu amaçla Sinan Efendi’nin evini yakar. Sinan Efendi de bu olaydan sonra Yaşar’ı öldürür. Yaşar’ın yaşlı annesi ise Sinan Efendi’nin karısını ve iki kızını öldürerek üç canını feda eder.
Kanlı Topraklar Kitabının Açıklaması
Orhan Kemal, çağdaş Türk romanının omurgasını oluşturan yazarlardandır. Kanlı Topraklar ise onun en önemli yapıtları arasında gösterilir. Yüksek bir tempo, karmaşık olay örgüsü, su gibi akan bir dil. Başarılı karakter analizleriyle, Kayseri kültürünün o dönemlerdeki panoramasını da sunar bize Kanlı Topraklar. Anlatımdaki akıcılık ve karakterlerin canlılığı, okuru öyküye dâhil eder. Orhan Kemal, yargılamadan anlamanın, Yukarıdan bakmadan anlatabilmenin, öğreticilik taslamadan eğitmenin de ustasıdır. Kanlı Topraklar, bu ustalığın bütün göstergelerini içinde barındıran, samimi bir roman…
Orhan Kemal’in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemal’in kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz.