Iskarmozların Hüzünlü Gıcırtısı Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 277

Iskarmozların Hüzünlü Gıcırtısı Serbest Okuma metni cevapları ve soruları, Yıldırım Yayınları 6. Sınıf Türkçe Ders kitabı sayfa 277 (Duygular Teması)

6. Sınıf Türkçe Yıldırım Yayınları Iskarmozların Hüzünlü Gıcırtısı Serbest Metni Etkinlik Cevapları

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Yıldırım Yayınları Sayfa 277 Cevabı

ISKARMOZLARIN HÜZÜNLÜ GICIRTISI

Küçük bir çocuk olan Kirisk, babası Emrayin, amcası Mılgın ve Orhan Dede’yle avlanmak açılırlar. Bir süre sonra denizde fırtınaya ve ardından yoğun bir sise yakalanırlar. Bu dört denizci; açlık, susuzluk ve olumsuz doğa koşullarına karşı büyük bir mücadele verir.
Aşağıdaki metinde Kirisk, babası Emrayin, amcası Mılgın ve Orhan Dede’nin sise karşı verdikleri mücadelenin anlatıldığı bölüm bulunmaktadır.
(…)
Günün kalan bölümünde yavaş yavaş kürek çekerek ilerlediler: Amaçsız ve nereye gittiklerini bilmeden. Adamlar iyice kendilerine gelip durumlarını anlayınca oldukları yerde kalmaları mümkün değildi. İlerlediler. Belki kıyıya yaklaşıyor, belki daha da uzaklaşıyorlardı. Ama hareket etmek, ilerlemek, yine de bir umuttu.
Gece, eğer sis dağılırsa yıldızları görebilirlerdi. Yıldızlara güveneceklerdi ve başka hiçbir çıkış yolu yoktu. Bir umut, bir ihtimal daha vardı: Karşılarına bir adanın çıkması ihtimali. O zaman yönlerini belirlemek daha kolay olurdu. Böylece, yönü yöreyi bilmeden sisin içine dalıp gidiyorlardı.
Orhan Ata, her şeye rağmen kayığa bir çekidüzen verilmesini emretti. Dipte kalan bütün suları boşalttılar. İhtiyar, Kirisk’i yanına oturttu. Böylece çocuk ona yaslanarak ısınacak ve çocuğun üstü başı daha çabuk kuruyacaktı. Bundan sonra suyu dağıttı. Her birine, maşrapayı dörtte üç ölçüde doldurarak verdi. Oysa kürekçiler o korkunç fırtınadan sonra bir defa olsun kana kana su içmeyi umuyorlardı. İhtiyar onları uyardı: Bu andan itibaren suyu ancak o gerekli gördüğü zaman ve onun verdiği kadar içeceklerdi. Bu uyarısının önemini daha iyi belirtmek için fıçıyı sallayarak içindeki suyun miktarını belli etti. Fıçının yarısı boşalmıştı bile.
Bu arada hoş bir sürprizle de karşılaştılar: Su dağıtmak için fıçıyı kaldırdıkları zaman, altta, tahtanın bir kenarına sıkışıp kalmış fok derisinden bir torba geçti ellerine. İçi kurutulmuş balık doluydu. Kayığı boşaltırken yiyecek bulunan büyük torbayı da atmışlardı. Fakat Mılgın’ın karısının yol azığı olarak hazırladığı küçük torba, Kirisk’in korumaya çalıştığı fıçının arkasında ve oturma tahtasının altında olduğu için ellerine geçmemişti. Torbaya su da dolmuştu ve kuru balıklar da zaten tuzluydu. Bu yüzden ağza alınacak gibi değildi ama yine de yiyecekti, besindi işte. Eğer yeteri kadar içme suları olsaydı karınlarını doyururlardı onunla.
Şimdilik, çok susamaktan korktukları için kimse dokunmak istemiyordu o balıklara. Hepsinin tek umudu, tek beklentisi vardı: Sisin dağılması.
Bu sessiz ve kımıltısız siste, şimdi yalnız ıskarmozların hüzünlü gıcırtısı duyuluyordu. O büyük sessizlikte bu gıcırtılar, yolunu yitirmiş bir adamın inilti hâlindeki yakarışlarını, dualarını andırıyordu: Neredeyim? Nereye gideceğim? Nereye gideceğim?..
Hepsinin beklediği tek şey sisin dağılmasıydı.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

6. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABI CEVAPLARI YILDIRIM YAYINLARI DİĞER SAYFALAR İÇİN TIKLAYINIZ

6. SINIF DERS KİTABI CEVAPLARI (DİĞER DERSLER)

Yorum yapın