“İniş İçin Alçalmaya Başlıyoruz”: Kulak Sağlığımıza Dikkat!
17 Aralık 1903’te, ABD’li Wright kardeşler tarafından bir hava aracı ile gerçekleştirilen ilk uçuşun üzerinden bir asırdan fazla zaman geçti. O tarihten itibaren hızla gelişen havacılık teknolojileri bugün insanlara yerden ortalama 11-12 kilometre (36.000-40.000 feet) yüksekte uçma imkânı sunuyor.
17 Aralık 1903’te gerçekleştirilen ilk uçuşa ait fotoğrafta Orville Wright pilot koltuğunda, Wilbur Wright yerdeyken görülüyor.
Uçmak insanların çoğuna büyük keyif verir. Ancak yerden yükselmek insan fizyolojisi üzerinde çeşitli etkilere yol açar. Yerden yükseldikçe atmosfer basıncı ve sıcaklık azalır, havanın içindeki oksijen seviyesi düşer. Bu değişimlerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle uçak kabinlerinin içindeki basınç deniz seviyesinden 1800-2400 metre (6000-8000 feet) yükseklikteki atmosfer basıncına eş değerdir. Ayrıca ortam sıcaklığı insan fizyolojisine en uygun olacak şekilde ayarlanır. Bu sayede uçak yolculuklarında fizyolojik işlevlerimiz çok fazla etkilenmeden yere inmiş oluruz.
Bir yolcu uçağının ortalama uçuş irtifası olan 36.000 feet’e yaklaşık 20 dakikada ulaştığını düşünelim. Uçak dakikada 1800 feet yükselir. 36.000 feet irtifada yol alan bir uçağın kabin içi basıncı ise ortalama 7000 feet‘teki dış basınca eş değerdir. Yani uçak içinde yükselme hızı dakikada 110 feet olarak hissedilir. Uçak iniş için alçalırken benzer bir süreç gerçekleşir.
Kalkıştan sonra uçaklar yükselirken kabin içindeki basınç düşer. İniş sırasında ise kabin basıncı artar. Vücudumuzdaki gazlar bu değişimden etkilenir.
Dış kulak ile orta kulak arasında yer alan kulak zarı, uçuş sırasındaki basınç değişikliklerinden etkilenen en önemli yapıdır. Orta kulağın içindeki hava basıncı normalde vücut dışındaki hava basıncı ile aynıdır. Östaki borusu, burun ve boğazın üst bölgesini orta kulağa bağlayan kanaldır. Yutkunma ve esneme sırasında östaki borusu açılır. Bu sayede hava orta kulağın içi ve dışı arasında hareket eder, böylece kulak zarının içindeki ve dışındaki hava basıncı eşitlenir.
Kulak zarı, dış kulak ile orta kulağın arasındaki yapıdır ve uçuş sırasındaki basınç değişikliklerinden etkilenir. Östaki borusu ise burun ve boğazın üst bölgesini orta kulağa bağlayan kanaldır ve orta kulaktaki basıncın dış basınçla dengelenmesinde rol oynar.
Uçaklar kalkıştan sonra yükselirken kabin içindeki basınç düşer ve orta kulağın içindeki basınç dış basınçtan daha büyük olur. Bu durumda östaki borusu kendiliğinden ya da yutkunduğumuzda açılır ve hava orta kulaktan dışarı çıkar. Bu sayede aradaki basınç farkı eşitlenebilir.
Uçaklar iniş için alçalırken kabin içi basıncı artmaya başlar ve orta kulağın içindeki basınç dış basınçtan küçük olur. Bu durumda östaki borusunun açılması ve aradaki basınç farkının dengelenmesi gerekir. Bu kolayca gerçekleşmez. Çünkü dış basıncın yüksek olması östaki borusunun açılmasını zorlaştırır. Orta kulağın içindeki basınç ile dış basınç arasındaki fark giderek arttığında kulak zarımız içe doğru esnemeye başlar. Bu durum orta kulakta sıvı ya da kan birikmesi ile başlayan ve kulak zarında delinmeye kadar giden sorunlara neden olabilir. Bu sorunun tıp literatüründeki ismi otik barotravmadır.
Orta kulağın içindeki basınç ile dış basıncın dengelenmesi için sakız çiğneme, esneme, Valsalva manevrası gibi östaki borusunu açacak hareketler yapmamız gerekir.
Eğer uçak yolcuğu sırasında alerji, soğuk algınlığı gibi nedenlerle burnumuz tıkalıysa ya da üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsak östaki borumuz şiş (ödemli) olacaktır. Bu durumda bu hareketler ile östaki borusu tam olarak açılamayabilir. Ayrıca dış kulak yolunun tıkanmasına sebep olan kulak kirine sahip veya sıkı sıkıya kulaklık kullanan kişilerde tıkaç ile kulak zarı arasındaki boşlukta benzer bir basınç problemi ortaya çıkabilir.
Uçak yolculuğu sırasında kulağın birinde veya her ikisinde rahatsızlık hissi ya da ağrı, kulaklarda dolgunluk veya tıkanıklık hissi, hafif düzeyde işitme kaybı ve baş dönmesi otik barotravmanın belirtilerindendir. Kulak ağrısının şiddetli olması, kulaklarda basınç duygusu (su altındaymış gibi), orta-ağır derecede işitme kaybı ve kulakta kanama ise otik barotravmanın ağır düzeyde olduğunu ve uzun süreden beri devam ettiğini gösterir.
Peki,
Uçuş öncesinde gripseniz mümkünse uçakla yolculuk yapmayın. Çünkü bu durumda östaki borusundaki şişlik nedeniyle iç kulak ve dış ortam arasındaki basınç farkı dengelenemez.
İniş için alçalmaya başlıyoruz ikazını duyduğunuz andan itibaren şunları yapabilirsiniz:
. İniş sırasında uyumayın.
. Sakız çiğneme, esneme hareketi gibi çenenizi açan egzersizler yapın.
. Bebek ve çocukların iniş sırasında sıvı içmesini sağlayın. Siz de su içebilirsiniz.
. Birkaç kez Valsalva manevrasını uygulayın.
. Burun tıkanıklığını açan herhangi bir spreyi burnunuza bir-iki kez püskürtün.
Uçuş sırasında yukarıdaki teknikleri uygulamanıza rağmen kulak tıkanıklığı sorununuz devam ediyor, ayrıca şiddetli kulak ağrısı, kulakta kanama ya da ateş gibi belirtiler varsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
K
- Human Performance and Limitations, Oxford Aviation Academy, ATPL Ground Training Series, Fourth Edition, s. 92-93, 2008.
- Wright, T., “Middle-ear pain and trauma during air travel“, BMJ Clinical Evidence, 2015.
- https://www.who.int/ith/mode_of_travel/cab/en/
- https://www.medicalpark.com.tr/ucak-yolculuklarinda-kulak-sagligi/hg-1289
- https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/airplane-ear/symptoms-causes/syc-20351701