Kitap | Hüsn ü Aşk |
Yazarı | Şeyh Galib |
Türü | Din Ve Tasavvuf Kitapları |
Kategoriler | En Çok Okunanlar Okunması Gerekenler |
Yayın Yılı | 1825 |
Şeyh Galib tarafından 1825 yılında kaleme alınmış olan Hüsn ü Aşk kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Hüsn ü Aşk pdf, Hüsn ü Aşk konusu, Hüsn ü Aşk karakterleri, Hüsn ü Aşk yorumları, Hüsn ü Aşk açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!
İçindekiler
Hüsn ü Aşk – Şeyh Galib
Hüsn ü Aşk Kitabının Konusu
Şeyh Galip, Mevlevi dervişlerinin bırakması gereken yolu, bu yolda yaşanacak maceraları ve yaşanacak zorlukları konu ediniyor.
Kâmil insan olma yolunda, kulun kendisi veya karşılaşacağı kimseler tarafından her zaman arzu edilen Mutlak Güzelliktir. Genelde aşkın Hüsn’e kavuşma yolunda yaşadığı olaylarda aşkla karşılaşanlar tasavvuf yolunun çileleridir. Peygamber Efendimizin beyitleri ile başlar. Onun övülmesinden ve güzel vasıflarının izahından zikredilmiştir. Peygamber’in şerefli miracı, apaçık mucizesi ve varlığının kemali anlatılmaktadır.
Hüsn ü Aşk Kitabının Özeti
Sevgioğulları (Benî Mahabbet) adında bir Arap kabilesi bulunur. Bir gece bu kabilede bir kız ve bir erkek doğar. Oğlana Aşk, kızına Hüsn adını verirler ve nişanlanırlar. Okuma zamanı gelince ikisi de edep mektebine giderler, bu mektepte Mollâ-yı Cünûn adında ulu bir hoca vardır. Bu sırada Hüsn, Aşk’a aşık olur. İkili zaman zaman anlam mesiresine giderler, dolaşırlar ve sohbet ederler. Bu mesire yerinde her şeyi bilen büyük bir zat olan Suhan adında bir mihmandar vardır. Ancak Hayret adında güçlü bir kişi, Hüsn ve Aşk’ın buluşmasına engel olur. Bir süre Suhan üzerinden mektuplaştılar. Aşk’ın Gayret adında bir lalası vardır ve sonunda Aşk’ın gidip aşiret büyüklerinden Hüsn’e sorması konusunda ikisi anlaşırlar. Aşiretin ileri gelenleri Aşk’ın bu isteğiyle dalga geçerler ve Hüsn’le tanışmak istiyorsa yurda gidip Kimya almasını söylerler. Ayrıca yolun ne kadar zor ve korkunç olduğunu da anlatıyorlar. Sevmek; Yolda devler, cinler ve cadılarla karşılaşacak ve bir ateş denizinden geçmek zorunda kalacaktır. Aşk ve Gayret, Gönül yurduna doğru yola çıkarlar ve nice dertlerden geçerler. Suhan onları her durumda kurtarır. Mutlu sonla biten hikâyede, Aşk’ın Hüsn’ü kendinden ayrı düşünmesi onu yoldan çıkarır. Aslında Aşk Hüsn’dür, Hüsn Aşk’tır, birlikte düalite olmaz mesajı aslında birliktir.
Kahramanların ve yerlerin isimlerinden hikâyenin sonuna kadar hemen hemen her unsurun tasavvufi bir anlamı vardır.
Hüsn ile aşk, seven ve sevilen, yani mutlak (Allah) ve derviş; adab, tekke; Akıl hocası Munlâ-yi Cünûn; Gönül şehri, Allah’ın arşı olan kalbin ve orada yapılan seferin, çile dolu aşk mücadelesinin simgesidir. Bu nedenle Hüsn ü Aşk tasavvuf edebiyatı açısından oldukça önemli bir eserdir.
Hüsn ü Aşk Kitabının Açıklaması
Klâsik edebiyatımızın ikinci büyük mesnevîsi ve bütün bir dünya edebiyatının en görkemli eserlerinden biri olan Hüsn ü Aşk ne ya-zık ki şimdiye kadar yanlış ve eksik çevirilerin kurbanı olmuş ve bu çok renkli ve çok yönlü eser, hep tek yanlı ve dar bir çerçeveden değerlendirilmiştir. Sebk-i Hindî (Hint üslûbu) dediğimiz girift hayallerin, çok zengin tarihî, estetik, kültürel çağrışımların hâkim olduğu bir üslûpla kaleme alınan Hüsn ü Aşk’a bütüncü bir açıdan bakıldığında görülecektir ki; onda sadece tasavvuftaki vahdet-i vücut düşüncesinin sembolik ve alegorik anlatımı yoktur. O, klâsik edebiyatın bütün meselelerine vâkıf büyük bir sanatkârın, Hint üslûbunun insan düşüncesini muhayyilenin engin denizinde sonsuz derinliklere daldırtan etkisi altında altı aylık müthiş bir beyin fırtınası ile kaleme aldığı, fantastik ve poetik yanının tasavvufî yanından hiç de geri kalmadığı bir şiir anıtıdır…
Kitapta, sol sayfalarda Hüsn ü Aşk’ın bugünkü harflerle okunu-şu verilmiş; sağ sayfalarda da o beyitler nesir diline aktarılmıştır. Beyitlerin anlaşılabilmesi için yapılması gereken açıklamalar da (597 madde hâlinde) ilgili sayfaların altlarına konulmuştur.
Bu notlar ve açıklamalar ve ayrıca beyitlerin nesre çevrilişi sırasında parantez içerisinde yapılan ilâvelerle kitap bir nesre çevirinin boyutlarını aşmış ve artık bir “Hüsn ü Aşk şerhi” niteliğini kazanmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)