Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi'nin Fotoğrafı

Kitap Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi
Yazarı Anton Pavloviç Çehov
Türü Yaşam Öyküsü Kitapları
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1896

Anton Pavloviç Çehov tarafından 1896 yılında kaleme alınmış olan Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi pdf, Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi konusu, Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi karakterleri, Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi yorumları, Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi – Anton Çehov


Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi Kitabının Karakterleri

Misail Alekseiç: Sosyal statüsünden vazgeçip, işçi sınıfına karışmayı seçen genç bir adamdır. Onun bu devrimci hareketi toplumun diğer üyeleri tarafından yargılanır. Düzeni bozan bu hareket, en düşük mevkideki işçi bile kendisini tehlike altında hisseder. Yaşamak istediği hayatı toplumun baskılarına ve şartların zorluklarına rağmen bildiği yoldan vazgeçmez.

Kleopatra Alekseiç: Misail’in kız kardeşidir. Üzerindeki baba ve toplum baskısını ağabeyinin evi terk edişinden sonra kırmaya başlar. Genç kız, ölen annesinin görevlerini üzerine aldığından dolayı ezilirken, kurduğu dostluklarla, hayatın ve onun güzelliklerinin farkına varır. Dr. Blagovo’nun bebeğini dünyaya getirken hayatını kaybeder.

Poloznev Alek: Mimar olan adam çocuklarına karşı sert ve kabadır. Sınıf farklılığını önemseyen, yeniliğe mesleğinde bile kapalı olan birisidir. Çocuklarının hayatları sosyal statüden sonra gelen bir karakterdir.

Dr Blagovo: Misail’ in dostudur. Yaptığı bilimsel araştırmalarla adını duyurmayı başarmış birisidir. Toplumdaki ilerlemenin bilimle olacağını savunur.

Maria Victorovna(Maşa): Misail’ in ayrıldığı eşidir. Kendi bulunduğu çevreyi eleştiren ve aşağı gördüğü diğer statüdeki insanları kabul etmeyerek çelişki yaşayan birisidir.


Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi Kitabının Konusu

Çehov’un bu romanı, kendi hayatından ve çocukluğundan izler taşıyor. Kendi dönemindeki Rus toplumunun, sınıf gözetmeksizin yozlaşması ve ikiyüzlülüğüne yönelik eleştirisini yapmıştır. Romanın ilk sayfalarında karşımıza çıkan “Sizin sosyal statü olarak adlandırdığınız şey, sermayenin ve eğitimin meydana getirdiği bir ayrıcalıktır.” cümlesi, romanın içeriğini anlatmaya yeterlidir. Dönem Rusya’sında rüşvet ve yolsuzluk normalleşip hüküm sürerken; okuyup, bilen -güya- aydın kesimin bu durumu kabullenmelerini eleştirir. Çehov, aradan yüz yıllar geçse bile aynı ruhsal karanlığa ve özgürlüğe karşı nefret duygusunu irdeler. Artık kölelik kanununun geçerliliğini yitirmesine rağmen yerine kapitalizmin geldiğinin altını çizer. Ekmeği kazanmak ile emeği kazanmak arasındaki farkı okuyucuya hissettiren yazar; statülerin insan yaşamındaki çarpık durumunu gözler önüne serer. Roman ana karakterlerin evliliğindeki çatışma ile toplumsal gerilimleri iç içe geçirir. Kendilerine bahşedilmiş yaşam sınırlarının dışına çıkmak isteyenler, bu durumun yaygınlaşmasından korkarak, birbirlerine eziyet ederler. Özgürlükten ise düşmanlarıymış gibi korkar ve ondan nefret ederler. Çehov, bu eserinde Rus toplumuna en sert eleştirisini yöneltmiştir.


Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi Kitabının Özeti

Misail Alekse, iç, mimar bir babanın oğludur. Kız kardeşi ve babasıyla yaşayan genç adam, soylu ailenin ve çevrenin mensubudur. Alışılmış hayatından vazgeçip işçi sınıfına karışmayı seçer. Babası, bu duruma karşı çıkıp onları mirasından men edeceğini söylese de kararından vazgeçmez. Evden ayrılan Misail, demiryolu şirketinde ve daha sonrasında boya işi yaparak çalışır. Kız kardeşi Kleopatra, defalarca onu eve dönmesi için ikna etmeye çalışsa da vazgeçiremez. Onu yaşadığı şehirde anlayan Dr. Blagova ve Marşa Victorovna’dır. Birbirlerinin fikirlerini paylaşırken dostlukları sayesinde manen de gelişirler. Maria’da soylu bir aileye mensuptur ve Misail gibi bulunduğu sosyal statüyü eleştiren birisidir. Birlikte geçirilen zaman sonrasında ikili birbirini sever ve evlenirler. Kent merkezinden ayrılıp, köyde yaşamaya başlarlar. Köy halkı, dışarıdan gelen bu iki şehirliyi aralarına almak istemez. Köyden gönderebilmek için ellerinden geleni yaparlar. Onları ziyarete gelen Dr ve Kleopatra’nın da aralarında yakınlaşma olur. Dr. bilimsel araştırmalarını anlatıyor, köydeki durağan hayatı eleştiriyor, Maria ise şehre her gidip geldiğinde köydeki insanların cahilliğine daha çok kızıyordur. İki farklı yaşam tarzı birbirini kabullenmekten uzaktır. Her geçen gün aralarındaki uçurum büyür. Maşa ve Misail köye okul yaptırsalar bile köylülerin nefretini aşamazlar. Maşa, içinde bulunduğu durumun sorumlusu olarak gördüğü Misail’i terk edip köyden ayrılır. Genç adam, onun arkasından şehre geri dönse de evliliği bitmek üzeredir. Kız kardeşi Kleopatra da hamiledir. Babası, kızını reddettiği için Misail ile birlikte yaşamaya başlar. Hayatlarında ilk defa yaşadıkları zorluklara rağmen mutludurlar. Kendilerine örülmüş duvarları aşmış ve özgürdürler. Birbirlerini yargılamadan ve suçlamadan, ellerindeki imkânlar eskisi gibi olmadığı hâlde yaşadıklarını hissederler.


Hayatım: Bir Taşralının Hikayesi Kitabının Açıklaması

Çehov Hayatım’da ait olduğu soylu sınıftan ve alışılmış uğraşlarından gına getirip işçi sınıfına karışmayı seçen genç bir adamın hikâyesini anlatır. “Sermayenin ve eğitimin sağladığı ayrıcalıkları” reddeden Misail Poloznev, rızkını bedensel emek sarf ederek çıkarmaya karar verir. Onun bu “devrimci” hareketi toplumun bütün kesimleri tarafından tepkiyle karşılanır. Hatta yerleşik düzeni sarsan bu cüretkâr adım karşısında en düşük mevkideki işçi bile kendini tehdit altında hissetmektedir. Misail’in evlenip birlikte bir köye yerleştiği, üst tabakadan gelen Maşa da toplumsal sorumluluk ve diğerkâmlıktan uzak bir tavırla, fikirlere ve moda düşünce akımlarına kısa sürelerle hayatını renklendirmek için bağlanmaktadır. Yazar ana karakterinin evliliğindeki çatışmayı toplumsal gerilimlerle iç içe geçirir. Kendi hayatından ve Taganrog’da geçen çocukluğundan izler taşıyan bu eserinde Çehov, Rus toplumunun bütün sınıflarının yozlaşma ve ikiyüzlülüğüne yönelik belki de en sert eleştirisini yöneltmiştir.

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın