Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun Fotoğrafı

Kitap Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Yazarı Peyami Safa
Türü Romanlar
Kategoriler 100 Temel Eser
En Çok Okunanlar
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 1930

Peyami Safa tarafından 1930 yılında kaleme alınmış olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu pdf, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu konusu, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu karakterleri, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu yorumları, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Dokuzuncu Hariciye Koğuşu – Peyami Safa


Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabının Karakterleri

Hasta Çocuk: On beş yaşında genç bir delikanlıdır. Bacağındaki hastalık yüzünden sıkıntılar yaşayar. Nüzhet’e aşıktır ancak bacağının ameliyatlar geçirip düzelmesi gerekir. Bu durum Sevdiği ile arasına girer.

Paşa: Hasta Çocuğun Akrabası ve Nüzhet’in babasıdır.

Nüzhet: Paşa’nın kızı ve Hasta Çocuğun Çocukluk aşkıdır.

Dr.Ragıp: Nüzhet’e talip olan gençtir.

Dr.Mithat: Ana karakter( hasta çocuk) ile ilgilenip başarılı ameliyatlar sonucunda yardımcı olup bacağının kesilmesinden kurtaran doktordur.


Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabının Konusu

15 yaşında bir çocuğun kemik tüberkülozuna yakalanması sonucunda hayata tutunma mücadelesinin ele alındığı bir kitaptır.


Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabının Özeti

Kitabın kahramanı olan 15 yaşındaki genç, dizindeki verem hastalığı nedeniyle iki ameliyat geçirir ancak bir türlü iyileşemez. Doktoru tekrar ameliyat olmasını tavsiye eder ama ameliyatın riski yüksek olduğundan bacağını kaybetme tehlikesi vardır. Genç bu kötü haberi annesinden gizler. Ertesi gün başka bir doktora gider; Açık hava ve iyi bir dinlenme tavsiyesi aldığında, yaz tatilini uzaktaki akrabası Paşa’nın Erenköy’deki konağında geçirmeyi düşünür.

Erenköy’deki konakta misafir olduğu günlerde Paşa’nın kızı olan çocukluk arkadaşı Nüzhet ile arasındaki duygusal yakınlık güçlenir. Bu sırada Ragıp isimli bir Doktor Nüzhet’e talip olur; Bu olay birkaç gün çocuktan gizlenir. Nüzhet’in annesi evlilikten yanadır ancak Paşa’nın endişeleri vardır. Durum ortaya çıktıktan sonra Paşa, genç adama fikrini sorar ve genç adamın yaş farkına atıfta bulunarak olumsuz düşünceler ifade eder, bu da Nüzhet’in annesini kızdırır. Hasta gençle yakınlaşmayı önlemek için kızına hasta gençten mikrop kapabileceğini ve uzak durması gerektiğini söyler. Bu konuşmayı duyan genç yıkılır; Ancak ertesi sabah, kendi annesi de köşke gelir, bu yüzden oradan hemen ayrılma fikrini gerçekleştiremez.

Dr. Ragıp Bey’in de davet edildiği yemekte, Paşa ve Ragıp Bey’in Fransız hayranlığını eleştiren delikanlının başı Paşa ile de belaya girer. Nüzhet de annesinin telkinleri üzerine onunla konuşmaz. Bir süre sonra anneleriyle birlikte konaktan ayrılırlar. Yaşadığı üzüntü sonucunda genç adam ile Dr. Mithat bununla ilgilenir. Uzun süre hastanede kaldıktan ve 3-5 ameliyat geçirdikten sonra iyileşme umudunun olabileceği söylenerek 9. Dış Koğuşa gider. Aldığı tedavi sonucunda bacağı ampütasyondan kurtarıldı.

Dr. Ragıp Bey’in de davetli olduğu yemekte Paşa’nın ve Ragıp Bey’in Fransızca hayranlığını eleştiren gencin Paşa ile de arası açılır. Annesinin telkinleri nedeniyle Nüzhet de kendisi ile konuşmamaktadır. Bir süre sonra annesi ile birlikte köşkten ayrılırlar. Yaşadığı üzüntüler sonucu hastalığı ağırlaşan genç ile Dr. Mithat ilgilenir. Uzun süre hastanede yatıp 3-5 ameliyat geçirdikten sonra iyileşme umudu olabileceği söylenince 9. Hariciye Koğuşu’na yatar ve gördüğü tedavi sonucu bacağı kesilmekten kurtulur.

Hastaneden çıkarken Paşa’nın felç geçirdiğini ve onu son bir kez görmek istediğini söyler. Nüzhet’in yakında Ragıp ile evleneceğini öğrenince yıkılsa bile sağlığı için mücadele eder ve bacağı hızla iyileşerek hastaneden ayrılır.


Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabı Hakkında Bilgiler

  • Peyami Safa’nın en fazla basılan ve beğenilen eseridir.
  • 15 yaşında hasta bir çocuğun 1915 yılındaki olayları anlattığı bir hatıra defteri şeklinde kaleme alınmıştır.
  • Romanın başkişisi ve anlatıcısı olan “Hasta Çocuk”‘un isminden romanda bahsedilmez.
  • Bilinçli olarak, romancının değil roman kahramanının gözlemlerini esas alan ilk Türk romanıdır.
  • Yazar eserin ilk baskısını arkadaşı Nâzım Hikmet’e ithaf etmiştir.
  • Roman, aynı adla 1967 yılında yönetmen Nejat Saydam tarafından sinemaya uyarlanmıştır.

Not: Roman, 6 bölüm ve 44 kısımdan oluşur (I, II, IV, V ve VI. bölümler 7; III. bölüm ise 9 kısım içerir). Son bölümünde, romanın kahramanına roman kişilerinden Nüzhet tarafından Berlin’den gönderilen mektuplar ve bu mektuplara cevap olarak kaleme alınan, ancak gönderilmeyen bir mektup da mevcuttur. Ancak, tefrikadan kitaba geçirilirken mektuplar çıkarılmıştır.


Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabının Açıklaması

Peyami Safa’nın şaheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında “insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman” olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Birçok araştırmacı ve yazar tarafından Türk edebiyatında bir ilk kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Tanpınar dediği gibi, “acının ve ıstırabın yegâne kitabı” olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından başka hiçbir eser olmasa da Türk romanının var olduğuna delil gösterilebilecek kudrette bir eserdir. Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa’nın Erenköy’ündeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan roman, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı sayfalara sığdırabilmiş olması bakımından insanın eşsiz bir tarifini sunuyor.

(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yapın