Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Kitabının Konusu, Özeti, Karakterleri, Açıklaması, PDF, Yorumları, Yazarı

Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm'ün Fotoğrafı

Kitap Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Yazarı Zülfü Livaneli
Türü Romanlar
Kategoriler En Çok Okunanlar
Kitap Önerileri
Okunması Gerekenler
Yayın Yılı 2001

Zülfü Livaneli tarafından 2001 yılında kaleme alınmış olan Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm kitabı hakkındaki tüm bilgiler sitemizde.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm pdf, Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm konusu, Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm karakterleri, Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm yorumları, Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm açıklaması ve ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda!



Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm – Zülfü Livaneli


Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Kitabının Karakterleri

Sami Baran: On iki mart dönemlerinde nişanlısını kaybetmek, işkence görmek ve bu nedenden dolayı hastaneye yatmak ve işkence gördüğü kişiden intikam almaya çalışan trajik olaylar geçiren bir karakterdir.

Filiz: Sami’nin trajik bir şekilde kaybettiği nişanlısıdır.

Yazar: Sami gibi mülteci olan arkadaşıdır. Sami’nin hayatını yazmaya karar verir ve Sami tarafından okunup eksikleri giderilecek bir şekilde iki farklı şekilde basım yapılarak hikâyeyi toplayan kişidir.

Clara: Sami’nin intikamını almasına yardım etmek isteyen Latin Amerikalı bir mültecidir.


Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Kitabının Konusu

Roman, İsveç’te yaşayan, yurtlarından çeşitli siyasal nedenlerle sürülmüş mültecilerin, ortak yaşamlarını ele alan, kaderini, uyumsuzluğunu, bunalımlarını aktaran bir eserdir.


Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Kitabının Özeti

Romanın kahramanı Sami Baran, On iki Mart döneminde yaşanan trajik bir olay sonucu İsveç’e gider ve bu ülkeden siyasi sığınma talep eder. Kendisi gibi mülteci olan bir arkadaş, Sami’nin hikâyesini romana çevirir. Sami, romanın yayımlanmadan önce okunması şartıyla buna izin verir. Kitabı okuduktan sonra, bazı eksiklikleri gidermek için her bölümün sonuna notlar ekliyor. Kitap, bir bölümü yazar tarafından, geri kalanı Sami tarafından eklenmiş olmak üzere iki anlatıcı olarak yayımlanmıştır. Siyasetle ilgilenmeyen basit bir adam olan Sami Baran’ın başına gelen trajik olay, nişanlısı Filiz’in öldürülmesidir. Nişanlısıyla evlerine perde almaktan bahseden Fliz, “dur” ihtarını duymadıkları için kendilerine ateş edildiğinde ölür. Olayın ardından yapılan sorgularda işkence gören ve sevgilisinin militan olduğunu söylemeye zorlanan Sami, sonunda ülkesini terk eder ve siyasi mülteci olarak Stockholm’e yerleşir. Türkiye’den ve farklı coğrafyalardan gelen mülteciler arasında yaşıyor. Romanda tüm kahramanların siyasi geçmişleri ayrı ayrı anlatılır. Bir ülkeye yabancı kabul edemeyecekleri gösterilmiş; sürgün psikolojisi yansıtılır.

Saplantılı, halüsinasyon gören bir kişiye dönüşen Sami, tedavi için hastaneye kaldırıldığında, geçmişte kendisine işkence eden adamın aynı hastanede kaldığını öğrenir. Nefret ettiği adam artık gözden düşmüş ve itibarı zedelenmiş bir eski bakan; Ölümcül bir hastalığı var. Sami, mülteci arkadaşlarıyla onu öldürmek için komplo kurar. Latin Amerikalı Clara, onu desteklemeye en istekli kişidir. Bu sırada yaşlı adam, Sami’ye hastanede tercüman olduğu için minnettardır ve ondan nefret eden Sami’yi tutunduğu tek dal olarak görür. Sami ve Clara yaşlı adamı hastaneden çıkarırlar. Sami, yaşlı adama nasıl davranacağına karar vermekte çelişkiye düşer. Kitaptaki ikili anlatılardan birine göre Sami ve Clara, eski bakanın hayatına son vermesine yardım eder; Diğerine göre, Sami ve adam bununla uzlaşır, ancak adamı öldürmek yerine, adam intihar etmeye çalışsa da Sami adamın hayatını kurtarır.


Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Kitabı Hakkında Bilgiler

  • Roman, Türkiye dışında Yunanistan (2002), Sırbistan (2002), İran (2004), İsviçre’de (2005) yayımlandı. Ayrıca İngilizce, Almanca ve Fransızca’ya “Yalnızlık Mevsimi” adıyla çevrildi.
  • Yazar, bu eseri ile 55. Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanmıştır.

Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm Kitabının Açıklaması

“Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı ikilemini en iyi veren roman.” Yaşar Kemal

“Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.”

12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar.

Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir…

Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.


Yorum yapın