Radyokarbon Tarihlendirmede Mevsimlerden Kaynaklanan Hatalar
1940’lardan beri organik madde içeren nesnelerin yaşını tespit etmek için radyokarbon tarihlendirme ya da karbon-14 tarihlendirme olarak adlandırılan yöntem yaygın olarak kullanılıyor. Yıllar içinde yöntem giderek geliştikçe yapılan tahminler de daha hassas hâle geldi. Ancak bir grup araştırmacı, bugün yapılan tahminlerde mevsimsel farklılıkların göz önünde bulundurulmamasından kaynaklanan hatalar olduğunu öne sürüyor.
Bir organizmadaki karbon-14 izotoplarının oranı yaşadığı dönemde atmosferdeki karbon-14 izotopu oranıyla aynıdır. Canlı öldükten sonra yarı ömrü 5730 yıl olan karbon-14 izotopları bozundukça oran giderek azalmaya başlar. Karbon-14 tarihlendirme yönteminde önce organik maddedeki karbon-14 izotoplarının oranı belirlenir, daha sonra geçmişte hangi yıllarda karbon-14 oranının ne kadar olduğu hesaplanır. Bu yöntemle bir nesnenin yaşını tespit etmek için geçmişte hangi dönemlerde atmosferde hangi miktarda karbon-14 bulunduğunun başka güvenilir kaynaklar kullanılarak belirlenmesi gerekir. Bugün karbon-14 tarihlendirme yöntemi, yaşı 50.000 yıldan daha küçük olan organik maddelerin yaşını tespit etmek için kullanılıyor.
Atmosferdeki karbon-14 oranı sadece yıllar içinde değil mevsimsel olarak da değişiklik gösterir; kışın daha düşük, yazın daha yüksektir. Dr. Sturt W. Manning ve arkadaşları da daha hassas tahminler yapabilmek için bu mevsimsel farklılıkların da dikkate alınması gerektiğini söylüyorlar.
Geçmişte hangi yıl atmosferde ne kadar karbon-14 olduğunu tespit etmek için kullanılan kaynaklardan biri ağaçlardır. Bir ağaç yıl içinde büyürken gövdesine bir halka daha eklenir. Bu halkalardaki karbon-14 oranı o yıl atmosferdeki karbon-14 oranı hakkında bilgi verir. Ancak ağaçlar yılın tamamında değil belirli bir döneminde büyür. Dolayısıyla ağaç halkalarındaki karbon-14 oranı da aslında halkanın oluştuğu yılda atmosferdeki ortalama karbon-14 oranını değil ağacın büyüdüğü mevsimdeki karbon-14 oranını gösterir. Üstelik ağaçların büyüdüğü mevsimler sadece Kuzey Yarımküre ve Güney Yarımküre arasında değil aynı yarımküredeki bölgeler arasında bile farklılık gösterir. Örneğin Avrupa’nın kuzey kesimlerinde ağaçlar nisan-eylül döneminde büyürken Ürdün ve İsrail gibi daha düşük enlemlerdeki ağaçlar ekim-nisan döneminde büyür. Dolayısıyla daha hassas radyokarbon tarihlendirme yapabilmek için bu mevsimsel farklılıkların da göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Araştırmacılar Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki radyokarbon verilerini karşılaştırmalı olarak incelediklerinde, mevsimsel farklılıkların göz önüne alınmamasının bazı durumlarda onlarca yıllık hatalara yol açtığı sonucuna varmışlar. Bugün tarihî bilgilerdeki çeşitli çelişkiler de bu hatalardan kaynaklanıyor. Örneğin Yunanistan’daki Santorini Yanardağı’nın bazı kaynaklarda MÖ 1500’de bazı kaynaklardaysa MÖ 1630-1600 arasında patladığı yazıyor. Araştırmacılara göre 1500 tarihi kesinlikle, 1630-1600 tarihiyse büyük olasılıkla yanlış. Atmosferdeki karbon-14 oranında yaşanan mevsimsel değişiklikler göz önüne alınarak patlama sonucunda oluşmuş kayaların içine hapsolmuş organik maddelerin yaşı yeniden tarihlendirildiğinde Santorini Yanardağı’nın büyük olasılıkla MÖ 1600-1550 arasında patladığı sonucunda varılıyor. Bu tarih de zaten Eski Mısır’daki çeşitli yazmalarla daha uyumlu.
Konu ile ilgili detaylı bilgiye Dr. Sturt W. Manning ve arkadaşlarının Science Advances‘ta yayımladıkları makaleden ulaşabilirsiniz.