Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Beklenti Etkisi

Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Beklenti Etkisi

Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Beklenti Etkisi

1948’de sosyolog Robert Merton, “Bir durum gerçek olarak algılanıyorsa o durumun sonuçları kişinin gerçeği olacaktır.” sözüyle bilinen Thomas teoremi üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda “kendini gerçekleştiren kehanet” terimini ortaya attı. Robert Merton’a göre söz konusu durum gerçek olmasa dahi bu konudaki beklenti, söz konusu durumu gerçekliğe dönüştürebilecek potansiyele sahipti.

Pygmalion etkisi olarak da isimlendirilen beklenti etkisi, günümüzde genellikle liderlerin takipçilerinin performansına ilişkin beklentilerinin gerçeğe dönüştüğü durumlar için kullanılıyor. Söz konusu lider; bir öğretmen, bir yönetici, bir komutan veya bir antrenör olabilir. Örneğin öğrencilerin performansları, öğretmenlerinin onlardan ne beklediğine bağlı olarak değişebiliyor. Aynı şekilde kendilerinden daha yüksek beklentiler ortaya çıktığında ya da kendilerine çok yeteneklilermiş gibi davranıldığında çalışanların performansı artabiliyor.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Beklenti Etkisi #1

1963 yılında psikolog Robert Rosenthal ve Kermit Fode, araştırmacıların tarafsız olmamalarının sonuçlara etkisi üzerine iki grup öğrenci ile bir çalışma yaptı. İlk gruptaki öğrencilere, kendilerine verilen farelerin özel olarak seçildiği ve ortalamadan daha yüksek zekâya sahip olduğu söylendi. İkinci gruptaki öğrencilere ise kendilerine verilen farelerin genetik olarak dezavantajlı olduğu iletildi. Oysa fareler tamamen rastgele seçilmişti. Deney sonucunda ilk gruptaki öğrencilerin, ikinci gruptaki öğrencilere göre farelere daha şefkatli davrandığı belirlendi. Bunun sonucunda ise ilk gruptaki farelerin ikinci gruptaki farelere göre labirentte yürüme deneyinde daha iyi performans gösterdiği gözlendi. İkinci gruptaki farelerin bazıları başlangıç çizgisinden bile ayrılmamıştı. Robert Rosenthal, bu etkiyi “bir kişinin başka bir kişinin davranışına ilişkin beklentisinin, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşmeye başladığı olgu” olarak tanımladı.

1968 yılında Robert Rosenthal ve bir okul müdürü olan Lenore Jacobson tarafından kendileri ile ilgili beklentilerin öğrenciler üzerindeki etkisini gösteren başka bir deney gerçekleştirildi. Çalışma kapsamında öğrencilere bir sınav yapıldı ve öğretmenlere öğrencilerin sınav sonuçlarıyla ilgili yanlış bilgiler verildi. Rastgele seçilen bazı öğrencilerin ise yetenekli olduğu söylendi. Sonuçta öğretmenlerin yetenekli olduğu söylenen öğrencilere yönelik bakış açısı değişti. Bu durum ise öğrencilerin hem akademik performanslarında yükselmeye hem de zekâ testlerinde belirgin derecede iyileşmeye yol açtı. Deney sonucunda araştırmacılar, Sınıftaki Pygmalion adlı bir kitap yayımladı.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet: Beklenti Etkisi #2

1913’te sahneye konulan George Bernard Shaw’un Pygmalion adlı tiyatro eseri, bir dil bilimcinin fakir bir çiçekçi kıza bir hanımefendi gibi davranmayı öğretebileceğine dair girdiği iddiayı konu alıyordu. Oyunun ana teması insanların içindeki potansiyelin ortaya çıkarılmasıyla ilgiliydi. Rosenthal, bu olguyu Pygmalion etkisi olarak isimlendirdi.

İlerleyen yıllarda olumsuz beklentilerin etkilerinin incelenmesi için de deneyler yapıldı. 1985 yılında psikolog Jere Edward Brophy tarafından yürütülen araştırmada öğretmenlerin dezavantajlı ya da başarısız öğrencilerden kolayca vazgeçtikleri, onları daha sık eleştirdikleri, başarılarını daha az övdükleri, cevaplarına daha az geri bildirim verdikleri ve onlarla genellikle daha az etkileşim içinde oldukları gösterildi.

Tüm bunlardan farklı olarak “anti-Pygmalion etkisi” olarak bilinen ve özellikle eğitim söz konusu olduğunda her zaman beklenilen sonucun elde edilemeyeceğinin altının çizildiği bir olgu da mevcut. Çünkü söz konusu insan olduğunda coşku, iç ve dış motivasyonlar gibi birçok faktör sonucu etkileyebiliyor.

Kaynaklar:

Yorum yapın